CHP’nin 20. tüzük kurultayı sembolik olarak bugün başlıyor, 6-9 Eylül arasında devam edecek. CHP’nin kuruluş dilekçesi 9 Eylül 1923 tarihli. Atatürk’ün gerçek kuruluş tarihi olarak 4-11 Eylül 1919’daki Sivas Kongresi’ni göstermesi CHP’nin de resmi ajandasına girdi. Tüzük kurultayı bu anlamda tarihi ve güncel bir öneme sahip olacak.

CHP kuruluş yıldönümüne ve tüzük tartışmasına şöyle bir Türkiye’de giriyor:

-İktidar, uymak için değil, kullanmak için bir anayasa arayışı içinde.

-İktidar, Atatürk’ün kurduğu orduda Atatürk Cumhuriyetinin temel ilkelerinin dile getirilmesinden rahatsız.

İktidar, Şanlıurfa Belediye başkanı örneğinde olduğu gibi her türlü ikna yöntemini kullanarak seçimle genişletemediği kadrosunu transferle genişletmek için düğmeye bastı.

İktidar, Dilruba Kayserilioğlu örneğinde olduğu gibi sokağın sesini kısmak için yargı dahil her türlü gücü kullanıyor.

Örnekleri uzatmak mümkün... Toplumun durumu ise şu:

Karın açsa, yarın zor düşünülür!

İktidar “seçeneksizlik” dayatmasını yerleştirip “Toplumu aç bırak, kendine muhtaç bırak” siyaseti izliyor.

***

İşte bu ortamda CHP’nin gerçekleştireceği büyük buluşma nereye oturacak?

Bu sorunun iki yanıtı var:

1- CHP iç tartışmaların partisidir. Yine aynısı oldu.

2- CHP iktidara hazır olduğunu gösterdi. Şimdi bunu tüm ülkeye yaymalı.

Bunlardan daha zor son bir şık daha var:

3- CHP hem iç tartışmasını yapabildi. Hem de ülkeyi yönetecek kadrolarının ve projelerinin olduğunu ortaya koydu.

Ne yapıp edip son şıkkı hayata geçirmek gerekiyor.

Vurguladık, çok zor olduğunu görüyoruz ama liderlik zorlukları aşmayı gerektirir. Etrafından dolanmayı değil.

CHP, çok güçlü bir genel merkeze ve liderliğe sahip olmak zorunda. Bir o kadar da güçlü bir örgüt yapısını ve işleyişini hayata geçirmek zorunda. Biri ötekinin antitezi değil, seçeneği değil. İkisi birlikte ise ikisi de güçlü. Değilse tek başına birinin güçlü olması yetmez.

Siyaset, hele Türkiye’de lider odaklıdır. Bir o kadar da hedef ve düşünce odaklıdır.

CHP’nin 4-9 Eylül kurultayından hedefe dönük, akıllarda kalacak slogan, sloganlar bekliyoruz. Slogan en çok 3-4 kelimeden ibarettir ama onun altında en az 3-4 bin sayfalık çalışma vardır. 

***

CHP’nin çalışmalarını Sivas Kongresi’nin 105. yıldönümüne denk getirmesi sadece bu özel günü kullanmak için olmamalı. Tam tersine bu özel güne anlam katmak için olmalı. 

Sivas Kongresi büyük bir irade bütünlüğündür. Salt kongre sürecini anlatmak için Sivas’ta kurulan gazetenin adı da İrade-i Milliye’dir.

Sivas Kongresi büyük bir örgütlenmenin adıdır. O günün koşullarında bile hemen tüm bölgelerin temsili sağlanmıştır.

Sivas Kongresi parçalanmış tüm örgütlerin vatanın bağımsızlığı hedefiyle bir araya getirilmesidir.

Sivas Kongresi Tıbbiyeli Hikmet’in, mandayı kabul etmesi halinde Mustafa Kemal’in bile yakasına yapışacağını yüzüne söylemesidir.

Sivas ruhunu bugüne taşımak gerekirse... Sivas ruhu, ülkeyi girişte vurguladığımız anlayıştan, tüm meşru mücadele haklarını kullanarak sandıkla kurtarmaktır. Hedefle milleti buluşturmaktır. 

Bunları bırakıp 6 Ok’u boyamaya, yeni şekil vermeye kalkarsanız bizim de aklımıza şu söz gelir:

İşini iyi yapamayan marangoz, aleti suçlar!