Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sıradaki hedef: CHP’nin zirvesi!

15 Aralık 2022 Perşembe

Ve yargı siyasetin ortasına büyük bir darbe ile indi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “ahmak”lık cezası verildi! 2 yıl 7 aylık hapis, beraberinde siyasal yasağı getiriyor. 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da benzer bir “yargılama” süreci sonunda “siyasal yasak” içine sokulmuştu. 

Bu tablo 2023 seçimlerinin çok sert geçeceğini gösteriyor. İktidar her türlü yöntemi kullanarak, bütün güçlerini devreye sokarak seçime girecek. 

Her yöntem derken şu anda akla gelmeyenleri de hesaba katmak gerekir. Bunun devamı CHP’nin zirvesidir. Kimse, “O kadar o olmaz” demesin!

Ankara’da iktidarın gelecek hesapları içinde son cümle şu:

Savaşta hile mubahtır, seçim de bir savaştır!

Cümlenin korkutucu olduğunun farkındayız ama gerçek bu!

*** 

İmamoğlu davasının kısa özeti şu:

Kasım 2019’da İmamoğlu Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne gittiği günlerde Soylu şu demeci verdi:

“Avrupa’ya gidip Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa sesleniyorum. Bunun bedelini millet sana ödetecek.”

İmamoğlu da Soylu’ya şu karşılığı verdi:

“Asıl ahmak, 31 Mart seçimlerini yeniletenlerdir!”

Hepsi bu...

Aylar sonra dönemin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve bir grup üye suç duyurusunda bulundu:

“İncindik...”

Savcılık bunu aldı soruşturma konusu yaptı ama dava açmadı. Savcı değiştirildi, dava açıldı. Ardından davaya bakan hâkimin çevresine, “Bu söz YSK’ye değil, Soylu’ya cevap olarak söylenmiş. Hakaret içerikli değil” dediği tabii ki Ankara’dan duyuldu. Hemen gereği yapılıp sürüldü. Yerine bakan hâkim de dünkü kararı verdi!

Bunun üzerine söylenecek çok söz var ama... Biz Türkiye’nin geleceğine odaklanalım...

Başta vurguladık, seçim kıştan daha sert geçecek. Herkesin aklında Erdoğan’ın da geçmişte yargı kaynaklı mağduriyet yaşadığı, böyle bir mağduriyetin İmamoğlu’nun lehine olacağı fikri var. Ancak bizim gördüğümüz şu:

İktidar seçim sürecinde “mağduriyet ötesi” bir korku iklimine hazırlanıyor olabilir. Dünkü karar bizde bu duyguyu öne çıkardı. Yani öyle bir seçim ortamı olur ki mağduriyeti konuşmak seçim sonrasına kalır!

Bunun neler olabileceğini dile getirmek bile istemiyoruz.

***   

Siyaset bilimi diyor ki:

Seçime halk üç duygu ile gider. Korku, öfke, umut.

En ideal olanı umutla gidilmesi ve halkın ülkeyi yönetecekleri umut beklentisi ile seçmesi.

İktidarın Türkiye’ye verebileceği bir umut kalmadı. 

Halk bazen de öfkesini sandıktan çıkarır. İktidar, muhalefeti terör destekçisi ilan edip onlara öfke duyulmasını sağlamak istedi. 

Bu da olmadı.

Üçüncü duygu, korku. Korkunun o kadar çok gözü vardır ki insanların içine girdi mi her şeyi korku olarak görmeye başlar. O zaman tercihlerini açlık-toklukla, umut-öfke ile değil, sadece hayatta kalma-kalmama korkusu ile yapar.

Hedef böyle görünüyor.

Yargı artık adalet dağıtan değil, korku dağıtan bir araç haline getirildi.

Başta İmamoğlu olmak üzere CHP bu süreci yukarıdaki endişeleri dikkate alarak yürütmek zorunda. Bu davanın günü belliydi, keşke Kılıçdaroğlu Almanya’ya seyahatini erteleseydi.

Yeni bir milattayız. 

Türkiye bu anlayışı değiştirecektir. 

Bütün beklentimiz ülkenin olabildiğince az zarar görmesi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları