Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısıyla başlayan, İsrail’in soykırıma dönüşen karşı saldırılarıyla devam eden vahşi sarmal birinci yılında. 7 Ekim 2023’ten beri bir an önce durmasını istediğimiz ateş tam tersine Lübnan’a da sıçradı.

Olay İsrail-Filistin sorunu olmaktan öte, öncelikle Ortadoğu’nun, çarpan etkisiyle tüm dünyanın güvenlik sorunu haline geldi.

Böylesi durumlarda elbet insanlıktan, ölümlerin durmasından, barışın bir an önce inşa edilmesinden yana olmak gerekir. Bunu yaparken sağduyunun, yurtseverliğin gereği şudur:

Öncelikle kendi ülkenin zarar görmemesi için çaba harca!

Bu bencillik değil, yönetenlerin ülkelerine karşı sorumluluğudur.

***

Erdoğan’ın sergilediği tutum, Türkiye’yi çözümün değil sorunun parçası haline getirmekte.

1 Ekim’de TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmada, İsrail’in Lübnan’dan sonra gözünü Anadolu’ya dikeceğini söyledi. Lübnan’ın, Gazze’nin Türkiye’ye ne kadar yakın olduğunu anlatmak için Hatay’dan uzaklıkları saydı. Yani, “Tehlike çok yakınımızda, bize de gelecekler” diyordu.

Erdoğan’ın bu söylemi, bir haftadır AKP’nin tam resmi yayın organlarında altyazılı belgesel havasında sürekli yayımlanıyor. Bu durum da gösteriyor ki 14-28 Mayıs 2023 genel seçimlerinde “beka sorununu” öne çıkaran Erdoğan önümüzdeki seçimde “İsrail sorununu” ilk sıraya koyacak!

Özel, Erdoğan’ın konuşmasına, “Durum bu kadar ciddi ise Meclis’te kapalı oturum yapılsın” yanıtını verdi.

Tam Erdoğan’ın aradığı yanıt!

Hemen üzerine atladılar, son anda değişiklik olmazsa Meclis’te bugün kapalı oturum var.

Bu aşamadan sonra CHP’nin izlemesi gereken siyasetle ilgili önerimiz şu:

Ne küçümsemeli ne AKP’nin dümen suyuna girmeli!

Bıçak sırtı bir durum.

14-28 Mayıs 2023’te AKP-MHP’nin “beka sorunu” siyaseti o kadar çirkin boyutlara vardı ki Kılıçdaroğlu’nun “Yine baharlar gelecek” videosunun içine montajla terör örgütü yöneticisini koydular. CHP, Erdoğan’ın da montaj olduğunu kabul ettiği bu kirli kampanyayı göğüsleyemedi.

Şimdi de her türlü montaj-kurguyu yapıp benzer siyaset izleme olasılıkları yüksek.

Özel’in gizli oturum önerisi bu açıdan CHP’nin elini güçlendirebilir, “Biz sorunu küçümsemiyoruz” deme hakkı getirir. Ancak bu yetmez. AKP’nin Ortadoğu’daki çok yüzlüğünü ortaya sermesi gerekli. İki madde önerelim:

Suriye’nin güçsüzleşmesi en çok kimin işine yaradı?

İsrail’in...

Suriye’nin güçsüzleşmesinde en önemli etken neydi?

AKP’nin “Esad’ın günler sayılı” politikası!

Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) en kazançlı kim çıkacak?

İsrail!

BOP’un eş başkanı kim?

Erdoğan!

Başka yorum yok!

***

14 Mayıs’ta seçim ikinci tura kalınca 28 Mayıs öncesi Erzurum’a gitmiştik. Paşalı köyü çıkışında Kara Fatma’nın torunu Hasan Koçan yolumuzu kesmiş, şöyle demişti:

“Üç şey söyleyeceğim; vatan, vatan, vatan... Biz beka sorunu olduğunu düşünürsek çarık giyer çöp yeriz ama vatanı böldürmeyiz! CHP bunun farkında değil!”

AKP-MHP propagandasının gücünü görmüştük.

Dün Koçan’ı aradık, İsrail’in Anadolu niyetini sorduk. Şu yanıtı verdi:

“İsrail bunu yapamaz. Niyetlenirse kovmak için orduya bile gerek yok. Millet halleder. Annem 85 yaşında bastonunu kullanır, ben elime geçenle karşılarına çıkarım... Ama şunu söyleyeyim, sözde Büyük Kürdistan projesi İsrail projesidir!”

7 Ekim’in birinci yılında AKP, Türkiye’yi Avrupa’nın değil Ortadoğu’nun parçası yapmak istiyor. Bu BOP’un planı!

Bütün mesele bu!

Bugünkü oturum kapalı ama plan açık!