Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İsyan ediyorum!

26 Haziran 2024 Çarşamba

Şimşek-Karatepe görüşmesinden sonra başlayan tartışmalar öncelikle şunu gösterdi:

Ekonomi önlenemez, örtülemez, ikinci plana itilemez bir şekilde gündemin birinci sırasına yerleşti. 

2024 seçimlerine dek, bir şekilde ekonominin önüne başka gündemler koymayı başaran Saray artık bunu yapamıyor. 31 Mart’taki temel belirleyici de bu oldu.

Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan krizler genellikle o yılla anılır. 1995 krizi, 2001 krizi gibi. Bugün ise 2018’de başlayan kriz sekiz yıldır kesintisiz biçimde devam ediyor. 

İktidarın kriz haberleri ve tepkileriyle baş etme yöntemi şöyle:

Durumun kötü olduğunu söyleyenlere çıkışıyor, “Bozgunculuk yapmayın” diyor. Bir süre sonra ilan ediyor: “En kötü, geride kaldı.” Halbuki daha kötüsü ileride!

Dün bu köşede, Şimşek’in değil CHP’yi, AKP’yi bile dinlemeyeceğini vurgulamıştık. Aynı gün hem Şimşek kendi açıklamalarıyla hem de AKP’li Hamza Dağ’ın “Asgari ücrette kuruş artış yok” sözleriyle bu saptama doğrulanmış oldu. 

Çünkü Şimşek, Türkiye’den sorumlu IMF özel temsilcisi!

***

Krizin üstüne bir de vergi konduracaklar. 

Türkiye’de vergi sisteminin temeli şudur:

Vereni mahvet, vermeyeni affet!

Ekonominin yüzde 40’ı kayıt dışı. Bu sıfır vergi demek. Bununla mücadele etmek yerine vergiyi verenden daha fazla vergi almak istiyorlar. Çünkü bu daha kolay. 

Vergi özünde bir zor alımdır. O nedenle tarih boyunca olabildiğince adaletli olması sağlanmıştır ki veren bir nebze gönüllü olsun. 

Mısır’ın firavunları bile üreticiden vergi alırken şöyle bir yöntem geliştirdiler:

Nil Irmağı kıyısına belli aralıklarla kuyular açtılar. O kuyuların su seviyesine göre üretim tahmini yapıp vergi aldılar. 

Bugün Avrupa ülkelerinde vergi dozu biraz artarsa buna, “Timur vergisi” diyenler olur. Timur herkesten vergi alırdı ama bugünün Saraylısı kadar insafsız değildi. 

Timur’un Kanunnamesinde şöyle der:

- Halkın perişan olması, hazinenin de harap olması demektir. Vergi alırken mutlaka denge gözetilsin.

- Halk mahsulü kaldırmadan kesinlikle vergi alınmasın.

- Vergi üçe bölünsün. 

- Çiftçi üretemedim derse ona tarım aleti verilsin. Ertesi yıl vergi istenmesin.  

- Yeni arazi açandan, ağaç dikenden iki yıl vergi alınmasın. Üçüncü yıl kendi isteğine bırakılsın.

Timur deyince aklımıza ilk Nasrettin Hoca ve filler geliyor ama yukarıda aktardıklarımız da tarihsel bir gerçeklik.

***

Karatepe önceki gün Şimşek görüşmesini aktarırken şu notları da aldık:

- Vergi cennetlerinin listesini sormuş, yanıt alamamış.

- 406 maddelik enflasyon sepetinin açıklanmasını istemiş, yanıt alamamış.

- Ödeme garantili alanların kriz gerçeği ışığında yeniden gözden geçirilmesini istemiş, yanıt alamamış.

- Gündemdeki vergi taslağı hakkında bilgi edinmek istemiş, yanıt alamamış.

İşte bu Şimşek’e şu ad veriliyor:

Rasyonel politikalar uygulayıcısı!

Halka acı ilaçta ısrar ediyor. Yoksa bu ilaç kortizon mu?

Olmaz böyle şey!

Ben buna isyan ediyorum!

Yukarıda aktardık, en gaddar yöneticiler bile halkına zulmetmiştir ama vergi zulmü yapmamıştır.

Kaldı ki bugünkü anlamda parlamento, İngiliz halkının keyfi vergiler koyan krala karşı çıkması, devamında da “Vergilerimiz nereye gidiyor” sorusuna yanıt bulmak için bir komisyon kurulmasıyla doğmuştur.

Bugün bütçeyi Saray yapıyor, parlamento virgülüne dokunamıyor. Denetim sıfırlanmış. Bunun üstüne vergi bildirmek istiyorlar. 

Hangi yöntemle?

Rasyonel politikalarla...

Hadi oradan!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları