Genco Erkal’ın büyük eseri: Savunma!

03 Ağustos 2024 Cumartesi

Genco Erkal’ı dün sonsuzluğa uğurladık. Bizlere bıraktığı o sesin gücünü hep yüreğimizde, beynimizde hissedeceğiz. 

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın pek çok güzel sözünden biri şuydu:

“Aydın olmanın ölçütü, bilgi değil tavırdır.”

Bunu sanatçı için de söyleyebiliriz. 

Sanatçı olmanın ölçütü, sanat gücünün yanında tavırdır.

Genco Erkal’ın ışığı sadece sahneyi değil, Türkiye’nin bugününü ve geleceğini de aydınlatıyordu. 

Bugün köşeyi Genco Erkal’ın cumhurbaşkanına hakaret suçlaması nedeniyle çıkarıldığı mahkemede 25 Kasım 2021’de yaptığı savunmanın ana hatlarına ayıralım...

***

“Bu davaya konu olan üç tweet’i teker teker ele alıp açıklayacağım.

Ayder Yaylası’ndan başlayalım. Bu iktidarın doğayla arası pek sağlıklı olmamıştır. İnşaat ve beton aşkı her zaman doğa aleyhine çalışmıştır. Onlar için önemli olan her zaman pazarlanacak yeni rant alanları yaratmaktır. Toprağı, alınıp satılacak arsa olarak görürler...

Ayder Yaylası için de ‘Biz burayı kirlettik, rezil ettik’ dediği halde yaylayı turizm merkezi ilan ederek kentsel dönüşüm çalışmalarını başlatmış, imara açıp buranın doğal yayla olma vasfını kaybetmesine olanak sağlamıştır. İşte benim tweet’im bu durumu eleştiriyor. ‘Parmağının değdiği yeri beton edip kurutuyor’ demek bir durum beyanı, bir eleştiridir. Kesinlikle hakaret değil.

İkinci tweet’in konusu cumhurbaşkanının diploması. Yıllardan beri tartışılıyor. Vardı, yoktu. Geçerliydi, değildi. Sahteydi deniyor. Davalar açılıyor, reddediliyor. Onaylanan fotokopidir, orijinal diploma ortada yok deniyor... Bu tweet’le ifade ettiğim gibi ben de bir yurttaş olarak bu diplomayı görmek istiyorum. Bu benim hakkım. Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanımızın diploması tartışma konusu olmamıştı. 

Aynı tweet’in baş tarafında ‘âlemin çocuk doğurup doğurmayacağına karışacağına’ diye bir ibare var, onu da açıklamak isterim. Cumhurbaşkanı ara sıra ‘Biz kimin özel hayatına, yaşama biçimine karıştık?’ der, der ama açıkça bilindiği gibi üç çocuk, beş çocuk, yurttaşların kaç çocuk yapacağına bile o karar vermek ister. Bu da beni rahatsız ediyor ve bu tweet’le o konuyu eleştiriyorum.

Üçüncü tweet’teki çobanlık meselesine gelince: Cumhurbaşkanı şöyle dedi: (14 Kasım 2016) ‘Çobanlık felsefesini anlamayan, insan yönetemez. Ben de bir çobanım.’ İşte bu konuşma son tweet’ime ilham kaynağı oldu. Kendisi çobanlığı gururla kabul edip savunduğuna göre burada hakaret söz konusu olamaz. O çobanlığı tercih edebilir ama ben sürüden biri olmayı kabul etmiyorum. Çağdaş bir toplum özgür bireylerden oluşur, halk koyun sürüsü olamaz...

Teker teker tweet’lerimin savunması böyle. Genel duruma bakarsak ülkemizde, son altı yıl içinde cumhurbaşkanına hakaretten 38 bin dava açılmış, bu herhalde bir dünya rekoru... Neden bu kadar çok dava? Suskun, evet efendimci bir toplum isteniyor. Soru sorulmasın, eleştiri yapılmasın, iktidara koşulsuz biat edilsin. İnsanlar hapse atılmaktan korkup sussunlar, bu mudur amaçlanan?”

***

Genco Erkal’ı en son Ocak 2024’te Ankara’da AST sahnesinde oğlum Deniz’le izlemiştik. Çok hastaydı ama ille de sahnedeydi. 

Ankara’ya gelişlerini kaçırmamak ne güzel beklentiydi. 

Yukarıda özetlediğimiz savunmanın altına yazılacak çok şey var. 

Sadece halkı selamlarken eğildi...

Ayakta öldü!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sivas ruhu ve CHP... 4 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları