Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Büyük Anadolu depremi!
Dün sabah güne büyük bir acıyla başladık. Can havliyle Adana’dan Hatay’a, Osmaniye’den Kahramanmaraş’a, Malatya’dan Diyarbakır’a bu illerde yaşayan tanıdıklarımızı aradık. Hemen hepsinden aldığımız yanıt şöyleydi:
- Yıkım çok... Yıkım çok...
Bu feryadın devamında yine birbirine benzer cümleler geliyordu:
- Komple çöken binalar var... Kimseye ulaşamıyoruz... Lütfen sesimizi duyurun... Kenti terk etmek isteyenler trafiği kilitledi...
Sabah saatlerindeki ilk haberlerden depremin şiddetinin ve etki sahasının çok büyük olduğu anlaşılıyordu ama gerçekler netleştikçe kaygımız arttı. 1939 Erzincan depreminden sonra Cumhuriyet tarihinin ikinci büyük depremini yaşıyorduk.
Yine ilk bilgiler ışığında ortaya çıkan o ki 500 yıldır uyuyan bir fay hattı uyanmıştı!
Dünyadaki kara parçalarının oluşumu açısından en genç topraklar arasında kabul edilen güzel Anadolumuzun bir başka yüzüyle karşı karşıyaydık...
***
Böylesi büyük depremlerdeki en büyük çaresizliğimiz şu:
Ne yaptığımızı ve ne yapmamız gerektiğini çok iyi bilmek!
Deprem, uygun olmayan zeminde yapılan binaları yıkmıştı.
Bilmiyor muyuz?
Elbette biliyoruz. Yüzlerce yıl önce bu topraklarda yerleşik hayata geçen insanlar evlerini ovaya değil, kayalık ya da dağlık alanlara yapmışlar.
Ya bugün?
Dün Prof. Dr. İlyas Yılmazer haykırıyordu:
“Akın var akın... Ovaya akın... 20 yıldır söylüyorum sadece çürük yapı değil, yumuşak zemindeki, yani ovadaki binalar da yıkılır diye... Dinletemiyorum. Her şeyden önce ovaları her bakımdan korumak gerek. En çok hasar gören yerlere baksınlar, ovaları görecekler...”
Gün elbet siyaset günü değil. Ancak az önce vurguladığımız gibi ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyor olmak ve bunun yapılmadığını bilmek cehaletten de öte bir şey.
Marmara depremi ders olmadı, gelin bu ders olsun. İki temel kural var, o kadar:
1- Binaları sağlam yapmak.
2- Ovaları kesinlikle imara kapatmak.
Soruyoruz:
Deprem acısına dayanmak mı zor kurallara uymak mı?
***
Türkiye’de en çok çıkan iki af var:
1- İmar affı.
2- Vergi affı.
Birincisi kentleşmeyi mahvediyor, ikincisi ekonomiyi.
En son başlatılan imar affının adı daha çekici olsun diye, “imar barışı” oldu. Başvuru sayısı 10 milyonu aştı.
Deprem kuşakları üzerinde, altı fay dallarıyla örülü bir ülke düşünün! Ve bu ülkede kaçak ve kontrolsüz yapıların devlete gelir kapısı haline getirildiğini düşünün! İktidarlar kaçak yapılara, arada bir ceza keserek “kaynak” gözüyle bakıyor. Şimdi de toplu para alıp affediyorlar.
Dün iktidar ve muhalefet temsilcileri genel olarak dayanışma mesajları yayımladılar. Çağrımız şu:
Gelin mesaj ortaklığını eylem ortaklığına çevirin. Siyaset olarak bilime teslim olun.
Aksi halde bu acıları daha çok yaşayacağız.
Deprem Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerimizde 10 ili kapsıyor. Bu depremin adı şudur:
Büyük Anadolu depremi.
Bu büyük acıyı ancak büyük bir dayanışmayla ve bilimi rehber edinerek aşabiliriz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- ‘Binadan çıkamıyorum, bu çaresizliğe...'
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- Fidan ve Colani yeni dönemi açıkladı