Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Biden’ın gezisi: Başrol, petrol!

21 Temmuz 2022 Perşembe

ABD Başkanı Joe Biden’ın 13-16 Temmuz’daki Ortadoğu gezisinin hemen ardından Türkiye, Rusya ve İran cumhurbaşkanlarının Tahran Zirvesi yapıldı.

Biden’ın gezisi bizde ilk, başlıktaki vurguyu anımsattı. 

Ortadoğu’da ne olursa olsun başrol, petroldür. 

Kanın akmasını durdurmak mı petrolün akışını artırmak mı öncekilidir, diye bir soru sorulsa, yanıt bellidir.

Elbette petrol! 

Ortadoğu’dan Batı’ya petrol akar...

Petrol karşılığı Batı’dan Ortadoğu’ya silah akar...

O silahlarla Ortadoğu’da kan akar...

***

İstanbul’daki gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman hedef olmuştu. Türkiye de cinayet mahalli olarak bundan etkilenmişti. Biden, bizimki gibi Selman’la muhatap olmama kararlılığı içindeydi. Ancak öyle olmadı. Biden, Selman’la Cidde’de görüşerek hem onu temize çekti hem de “veliahtlığa” son verdi. 

İtibar gelecek yerden ne petrol esirgenir ne hava sahası. Selman da bunun karşılığında Ukrayna’daki Rusya-NATO savaşı nedeniyle petrol üretimini ve arzını artırma sözü verdi. İsrail’e de hava sahasını açtı.

Biden’in ana gidiş nedeni Körfez İşbirliği Konferansı idi. Burada Mısır, Katar, Ürdün, Irak, Kuveyt, Umman, Bahreyn yönelticileri ile bir araya geldi. Suudi Arabistan’ın İsrail’e yaptığı jestin öteki ülkelerin de kabulünü içerdiğini söylemek abartı olmaz. 

1973’te ABD yönetimine senatör olarak adım atan Biden’ın 50 yıla yaklaşan siyasi yaşamında Kudüs’e yaptığı 10. ziyaretten iki tarafı da yani hem İsrail’i hem Suudi Arabistan’ı memnun ederek ayrıldığı söylenebilir. 

Körfez İşbirliği Konferansı’nın perde gerisindeki ana konusu ise İran’dı. ABD, NATO’nun üye sayısını ve işlevini artırmanın verdiği özgüvenle bir Arap NATO’su kurma amacında. Bu konuda dışa dönük açıklama yapılmasa da niyetin güçlendiği anlaşıyor.

İran’ın nükleer güce sahip olamayacağına ilişkin ortak kararı okuyunca İran’ın bu noktaya nasıl geldiğini anımsadık:

İran’ı nükleer güçle 70’li yıllarda Sovyetler’e karşı güçlü dursun diye ABD tanışırdı. 80’li yıllarda Humeyni’ye en yakın ülke olarak Almanya devam ettirdi. 90’li yıllarda Sovyetler çökünce Rus bilim insanları arkasını getirdi. 2000’li yıllarda Çin tamamına erdirdi!

Gücünü sevdiğimin dünya düzeni!

***

Biden’den sonra Erdoğan, Putin ve Reisi Tahran’da buluştu. 

Ana konu Suriye idi ama üç liderin Biden’ın arkasından fena konuştuğu anlaşılıyor. Biden’ın, “Bölgeyi Çin, Rusya ve İran’a bırakmayacağız” demecinden sonra yapılan Tahran zirvesi dünyadaki kutup başlarının en büyüğünün burada olduğunu gösteriyordu.

İran’ın BRİCS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) üyesi olmak için başvurmasını da bunun yanına koymak gerek.

Bütün bunlardan Türkiye’nin çıkaracağı ders şu:

İç düzenini sağlam tut, bölgende güçlü ol... İç güvenliğin komşularla kurduğun barış kadardır... Büyük devletlere ne kafa tut ne çanak tut, karşılıklı faydaya dayalı iş tut!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024
CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları