Mümtaz Soysal

Yumuşamanın Sınırları

16 Şubat 2013 Cumartesi

YARIM yüzyıl öncesinin Türkiyesini hatırlamak zor değildir. Yararlıdır da. Özellikle etnik sorunlar tartışılırken. Sorunların bir yönü şu günlerde yeniden gündeme geldi. Sayın Başbakan parlamentodaki dengeler bakımından BDP ile yan yana gelmenin sıkıntılarından söz etmekte. Bazı açılımların biraz daha açılması isteniyor olmalı ki Başbakan da bu konuda ödün verilemeyeceğini vurgulamayı gerekli gördü.\n

\n

Çünkü öyle açılımların bir miktar oy getirmesi doğaldır ama bir miktar oy da bu yüzden kaçabilir.\n

\n

Yaklaşık elli yıl önce, bırakın Güneydoğuya özerklik tanımak, anadilinde eğitimden söz etmek ve devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapmak gibi açılımları, resmi metinlerde ve resmi ya da özel medya organlarında Kürtsözcüğünü kullanmak bile iyi karşılanmaz, o yüzden birtakım soruşturmalara uğrama endişesi zihinlerde dolaşırdı. Niçin? \n

\n

Çünkü konunun niteliğinden ötürü hafif göz yummaların ve normal görünen açılımların başlangıçtaki çizgide durmayacağı, genişleyerek, genişletilerek ve hele dıştan kışkırtılarak Cumhuriyeti tehlikeye atacağı düşünülürdü. Yakın, hem de çok yakın geçmişin etnik kalkışmaları, isyanları ve yer yer kanlı olayları unutulmamıştı.\n

\n

Bugünlerde bile hâlâ akıl almaz görünen yasaklar bundandır.\n

\n

Hiç kuşkusuz, paranoya ölçülerine varan bu endişeler aynı konuda cumhuriyet ideolojisini ve evrensel insan haklarını mantığa, bilimsel yöntemlere ve elbette ulusal yararlara ters düşmeyecek sentezlere bağlamayı engellemiş ve o yüzden onarılması zor yanlışlar yapılmıştır. Dost ve müttefik devletlerin bu yönde yeterince anlayış göstermedikleri, hatta şaşırtıcı birtakım güçlükler çıkardıkları da asla yadsınamaz bir gerçektir. Sertlikle yumuşamanın ortası bulunamadı.\n

\n

Ancak bu konuda sorumluluğun yahut kabahatin bir bölümü yabancılara yıkılabilir türden olsa bile daha büyük bir bölümünün de zaman zaman bu ülkeyi yönetmiş olanların bir tek yabancı kültüre ve bir tek yabancı dünya görüşüne, hatta bir tek yabancı devletin etkisine tutkun oluşlarından kaynaklandığı unutulmamalıdır. Şimdi, artık tam bağımsız bir kafayla bu soruna yeniden eğilerek açılımların sınırlarını Cumhuriyet ilkelerini de içeren sentezlerle belirlemenin zamanıdır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları