Müjdat Gezen

Atatürk mavisi

16 Aralık 2024 Pazartesi

Eşim Leyla, resim, dekor, kostüm, çevre tasarımı eğitimleri almıştı. Diorama ve resim yapar. Yine bir resim çalışması sırasında boyalara bakıp duruyor. 

- “Ne arıyorsun?” dedim. 

- “Mavi arıyorum” dedi. 

- Bir sürü mavi var önünde. 

- “Yok, ben Atatürk mavisi arıyorum” dedi. 

Bu yeni renk dilimize oturdu, en güzel mavi “Atatürk mavisi”

CAN SIKINTISI

Açık denizde kaptan bir tahta parçasının üzerinde çırpınan üç kişi görür. Gemiyi durdurur. Önce bu üç kişiyi alıp almamakta tereddüt eder. Tahta üzerinde suda durmaya çalışanlara sorar: 

“Sen ne iş yaparsın?” 

1. adam cevap verir: “Efendim ben de uzağı görürüm.” 

Peki sen? “Ben de çok uzaktaki sesleri duyarım.” 

Sen? “Efendim benim canım sıkılır.” 

Sonuncuyu almak istemez ama boğulmasına da gönlü razı olmaz. 

“Hadi sen de gel” der. 

Gemi yoluna devam eder. Kaptan üçünü de kaptan köşküne çağırır. Söyle bakalım uzağı gören: “Ne görüyorsun?” 

Adam: “Uzaklarda bir adada bir kız gergef işliyor” der. 

Peki, sen ne duyuyorsun? 

2. adam: “Kız elinden iğneyi düşürdü. Çın etti, iğnenin sesini duydum” der. 

3. adama döner: “Sen ne diyorsun?” der. 

3. adam: “Söylemiştim efendim. İşte benim böyle şeylere canım sıkılır.” 

Ben bu hikâyedeki 3. adamım. Bu ikilinin saçmalıklarına canım sıkılıyor. 

OYA GİBİ…

Bazı insanlara kızmıyorum artık ama canım sıkılıyor. Dostun için üzülmüyorsan sevinmeyi beceremezsin. Vitrindeki kuka hiçbir şey değildir. Ama onunla çok güzel bir iğne oyası yapıp komodinin üstüne koyarsan, o sanat oluyor. Öğrenci (oyuncu adayı), bir kukadır. Onu iyi işlersen, dantelasını iyi yaparsan oya gibi olur. 

KISSADAN HİSSE

Ağa köylünün kızını istemiş evlenmek için. Köylü, “Vermem” demiş. Ağa bu durumu kâhyasına anlatmış. Kâhya: “Ben hallederim” demiş. Gelmiş köylüye: “İnek herif, sen salak mısın? Kızını koskoca ağa değil de bir çoban mı sevsin?” “Verdim o zaman” demiş köylü. “Peki, ağa istediğinde neden öyle dedin?” “O kızımı böyle istemedi” demiş köylü. Bu bir kıssa, peki bu kıssadan hisse çıkartacak politikacı var mıdır acaba? Nasıl oy istenir, nasıl yaklaşılır? Bu iş ne iştir? Hangisi doğru? Bunlar boyuna oy aldılar. Nasıl istediler köylüden, işçiden, memurdan, dar gelirliden bu oyları? Ben bu işlerden anlamam. Fıkrayı size anlattım. Gerisi benden çıktı. Top sizde. Şunun şurasında erken seçimlere ne kaldı zaten? Oyu ağaya mı kâhyaya mı yollayacaksınız? Bunu şimdilik bilen yok. 

ÇOK YÜZLÜ

Politikacı. Bugün hayatında yepyeni bir şey yap. Hiçbir şey düşünme. O zaman kötü şeyler de düşünmezsin demektir. Ama bu demek değildir ki bütün politikacılar kötü şeyler düşünür. Öyle değil. İyi şey düşünen politikacıya kötü politikacı, kötü düşünene iyi politikacı denir. Poli “çok”, tika “yüz” demek. Belki tam karşılığı değil ama politika çok yüzlü demek oluyor bu durumda. Tabii çok yüzsüz olanları da var. Onları tanıyorsunuz. Bugün ak dediğine yarın tam tersi olarak kara demesi gibi. Alıştık artık. Ama en kötüsü böylelerine alışmak. Bu gibi alışkanlıklarınızı terk edin. Yararı yok. Yalana alışmak gibi bir şey bu. Çünkü çok yalancılar. Peki, nereden çıktı bunlar? Bunlar hep vardı ve fırsatını kolluyorlardı. Söylediler bunu adlı adınca. 

Atatürk diyor ki: “İDARE-İ MASLAHATÇILAR ESASLI DEVRİM YAPAMAZLAR."



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk mavisi 16 Aralık 2024
Elif 9 Aralık 2024
Hastaneler 2 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları