Miyase İlknur

Oley! Savaş çıkıyormuş

29 Haziran 2024 Cumartesi

Hem de öyle böyle değil üçüncü dünya savaşı. Eski MİT başkanımız, şimdiki dışişleri bakanımız Hakan Fidan öyle dedi. Daha doğrusu “Her an çıkabilir” diye uyarıda bulundu. Hemen akabinde Milli Savunma Bakanlığı’mızın resmi sitesinde “Her türlü savaşa hazırız” açıklaması geldi. “N’oluyoruz” demeden Erdoğan topa girdi ve “Lübnan’ın arkasındayız” diye gözdağı verdi.

Kime?

Valla pek anlamadım. İsrail’e gözdağı verdi desem, İsrail’in arkasındaki ABD’ye de vermiş oluyoruz haliyle. Bir de ortada Lübnan derken kimi kastettiği de pek anlaşılamadı. Ertuğrul Özkök, önceki günkü yazısında haklı olarak soruyor “Hangi Lübnan’a destek oluyoruz” diye. Öyle ya, bir tarafta Hizbullah’ın kontrolündeki Lübnan var; bir de üçüncü ülkelerin tepelediği harap olmuş sözde bir Lübnan devleti. Biz hangisinin arkasında olacağız?

İsrail’le savaşın Hizbullah arasında olduğuna göre herhalde onun arkasında duracak demektir. İyi de Hizbullah Ortadoğu’daki Şii yapılanmasının en büyüğü, onun arkasında mı duracak acaba? Zira aynı Erdoğan, Yemen’de Şii Hussilerin tepesine bomba yağdıran Suudi Arabistan ve BAE’ye “İsterseniz size hava desteği sağlayabiliriz” demişti. Malum, Suriye’nin parçalanması için Katar’la birlikte Müslüman Kardeşler’in yanında yer aldığımız ortada. Şimdi Hizbullah’ın Lübnan’ını desteklersek Sünni cepheden Şii cephesine geçmiş olmuyor muyuz?

İsrail’e karşı olunca Sünni-Şii fark etmez desek olmuyoruz. Esad rejimi de İsrail’in en büyük düşmanıydı. Lübnan’da, Golan Tepeleri’nde İsrail’i engelleyen Suriye’ye karşı en büyük cepheyi biz açmadık mı?

Anlayabilen beri gelsin.

SAVAŞA BİZ DEĞİL AKP HAZIRLIKLI

Canım, Erdoğan “Filistin halkının da arkasındayız” demişti ama İsrail’le ticaretimiz de tam gaz devam ediyordu diyeceksiniz. Valla siz de haklısınız. Filistin halkının ne kadar arkasında olduysa Lübnan’ın da o kadar arkasında durur.

Hiçbir ülkeden ses çıkmadan biz yine önalmak derdindeyiz anlaşılan. İsrail’in Lübnan’a saldırısı için acele etmeyip ABD seçimlerini beklediğini bilmeyen yok. Trump kazanırsa Lübnan’a saldırmak daha kolay olacak. Peki biz niye saf tutmakta bu kadar acele ediyoruz?

Yoksa bizim bilmediğimiz başka bir senaryo mu hazırlanıyor ne?...

Savaşa gerçekten hazır mıyız?

MSB’nin “Her türlü savaşa hazırız” açıklamasına bir anlam veremedim. Bize yönelik bir tehdit şu anda yok. Elbette ki bölgesel bir savaşın bizi etkilemesi kaçınılmaz. İsrail ile Hizbullah’ın yarenlikten karşılıklı füze atmasının ötesinde geniş çaplı bir savaşa girmesi halinde İran’ın da müdahil olacağı bir savaş ihtimali elbette var. Bu durum bizi de etkileyecek kuşkusuz. Askeri açıdan olmasa bile ekonomik açıdan etkiler.

Kürecik Radar Üssü, kullandırmasak bile İncirlik Üssü, İran ve Hizbullah’ın hedefleri olabilir.

Askeri açıdan Türk ordusu bölgenin en güçlü ve savaş kabiliyeti olan bir ordu. Ancak yine de bu bizim savaşa hazır olduğumuzu göstermez. Ekonomisi batmış bir Türkiye savaşa müdahil olursa bir daha belini doğrultamaz.

Bunlar savaşın Türk halkı için olumsuz yönleri. Savaşın olumlu yönleri de var. Türk halkı için değil belki ama AKP için bulunmaz bir fırsat olabilir. Savaş çıkarsa bırakın erken seçimi seçimin zamanında olması bile şüpheli.

Savaş çıktığı için Mehmet Şimşek’in hazırladığı pakete koyamadığı bin bir türlü ek vergiyi sal gitsin. Nasılsa “Savaş çıktı ne yapalım?” denir, halkı haraca bağlarsın. OHAL kanunları yürürlüğe girer, muhalif basın susturulur, belediyelere kayyum atanır, her türlü miting yasaklanır.

Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için sağ partiler, gereken yasal değişiklikleri de yaparlar. Bundan iyisi Şam'da kayısı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları