Miyase İlknur

Ben Meral, ayağını denk al

01 Nisan 2023 Cumartesi

Millet İttifakı partileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne kadar teşekkür etseler azdır. Seçim kampanyası için etkili slogan bulmaları için ajanslara etek dolusu para ödeyecekken Tayyip Erdoğan onlara ilham vererek masraftan kurtarıyor.

Yıllarca Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “Bay Kemal!” diye söz ederek güya onu küçültmek isteyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na gollük pas attığının farkında değildi. Kemal Kılıçdaroğlu, önce “Ben Bay Kemal” sonra da “Ben Kemal, geliyorum” repliklerini kullanarak Erdoğan’ın diline sakız olan bu söylemi elinden aldı.

Önceki gün de “Benim adım Tayyip. Soyadım Erdoğan. Beni kendinle uğraştırma” dedi Erdoğan.

Eee?

Ne yaparsınız yani?

Dün yaptıklarını herhalde. Bu konuşmadan hemen sonra İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı silahlı saldırıya uğradı.

Bu saldırı olunca gerek İçişleri Bakanı Soylu, gerekse AKP Sözcüsü Çelik olayın provokasyon olduğuna vurgu yaptılar aceleyle. Peki bu provokasyona zemin hazırlayan kim?

Hoş, bu Akşener’e yönelik ilk tehdidi değildi Erdoğan’ın. Daha önce memleketi Rize’de organize bir saldırının ardından “Ey gelin hanım, görürsün gününü. Bunlar daha iyi günlerin” demişti. Yetinmemiş 31 Mart seçimleri öncesinde “Zaten bu bayanın dokunulmazlığı da yok” sözleriyle bizzat tehdit etmişti.

Cumhurbaşkanının tehditleri sözle kalsa iyi. Durumdan vazife çıkaran yandaşları evini basmış, mitinglerinde provokatif saldırılara yeltenmişti.

Eee, tehditler ve saldırılar bir işe yaradı mı bari?

Yok, tam tersine her seferinde ters tepti. Evini bastıklarında Akşener korkup polis çağıracağına kendisi kapının önüne çıkarak posta koymuştu.

Hem tehdit hem davet

Erdoğan baktı ki olmuyor ara ara şirinlikler yapıp “Sen milli ve yerlisin ne işin var orada” diyerek davet etmeyi de denedi.

İYİ Parti içinde çatlak sesler çıktığında ve altılı masadan ayrıldığında Erdoğan’ın ve yandaşlarının gözleri Bakan Nebati’nin gözleri gibi ışıl ışıl parlayıvermişti. Ama bu ışık Akşener’in masaya dönmesiyle kısa sürede sönümlendi.

Bu kez umutlar İYİ Parti içinde kopmalara bağlandı. Ama o kopma İYİ Parti’in uzun süredir baş ağrısı olan Yavuz Ağıralioğlu’nun ayrılmasıyla sınırlı kalınca hevesler yine kursaklarda kalıverdi.

Erdoğan bu nedenle öfkeli hem de çok. Şu aralar kendi partisinden çok İYİ Parti’nin iç işlerini merak ediyor. Grup toplantısından çıkarken odasına bile çıkmadan sabırsızlıkla Mehmet Özhaseki’ye “Ne oluyor bu İYİ Parti’ye” diye soruyor. Özhaseki de “Dağılıyorlar efendim” diyerek temennisini dile getiriyor.

Yakın zamanda AKP’ye yakın isimlerle beşli çetenin İYİ Parti içinden bazı isimlerle diyalog kurarak Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde yumuşak bir geçiş için anlaşma zemin arayışına girdiği söylentileri çıkmıştı... Doğru mudur bilinmez. Ama Erdoğan’ın ve adamlarının yerinde olsam biraz itidalli olurdum. Zira İYİ Parti’nin iktidar ortağı olması halinde yumuşak bir geçiş umutları sönebilir. Hele de Kuzey Irak’tan kendisinin hayli yakın isimlerin petrol ticareti yapması ve Irak hükümetinin açtığı dava nedeniyle Türkiye’nin 3.5 milyar dolar cezaya çarptırılmasından sonra iki kez düşünürdüm.

Sonuçta, “Benim adım Tayyip, soyadım Erdoğan. Beni kendinle uğraştırma” diyen cumhurbaşkanına Akşener de çıkıp “Benim adım Meral, ayağını denk al” demesi halinde kimin zararlı çıkacağı hiç belli olmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları