Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sizin regl konusundaki toleransınız nereye kadar?

22 Ocak 2021 Cuma

Kadının vulvası ve vajinası vardır.

Kadının memeleri vardır.

Kadının saçları vardır.

Kadının onda sevişme arzusu uyandıran hormonları vardır.

Kadının bedeninde sevişme sırasında en yüksek zevke ulaşmasına vesile olan noktalar vardır.

Kadının istekleri ve tercihleri vardır.

Kadınla erkek aynı türün farklı biyolojik donanımlara sahip iki canlısıdır.

Birinin cinsel organı bedeninin içine doğru gelişmiştir; diğerininki dışına doğru.

İkisinin de hormonları vardır ve ikisinin de üremek için -şimdilik- birbirine ihtiyacı vardır.

Kadın bir arzu nesnesi değildir.

Erkek de bir arzu öznesi değildir.

Arzu ikisinin ortak bileşenidir.

CİNSEL EĞİTİM

Çocuklarına bu basit gerçekleri erkenden öğretmeyen, onun yerine çocuklarını kadın cinselliği üzerinden üretilmiş sorunlu ve yanlışlarla dolu bir ahlak terbiyesiyle donatarak büyüten insanlık...

Cinsel namus gibi aslen değersiz ama güçlü bir kavramı kadının bacakları arasındaki, adını küfür dışında pek ağzına almak istemediği bir organa sabitler. Kadınların varlığını da o organın lanetlenmiş varlığına hunharca zincirler. Ve kadın, anca kadın olmaktan utanarak ve biyolojik gerçekliklerini yadsıyarak kendisine toplum içinde “saygın” bir yer edinebilir.

O da bazen.

O muhtemel saygınlığa erişmenin şartları ağırdır.

Anne olmak işini nispeten kolaylaştırsa da saygınlığın garantisi değildir.

Meme kanseri olduğunda bile hastalığı gerçek ismiyle telaffuz edemez, kibarca göğüs kanseri der.

Regl olduğunda bu “korkunç” gerçek bazen evdeki erkeklerden bile gizlenir.

Böyle bir dünyada bu kadınların eteklerinde büyüyen çocuklardan, nasıl bir gelecek inşa etmeleri beklenir?

REGL SANATI

Kadına kendi varlığını ifşa hakkı vermeyip sadece mağduriyetini ifşa hakkı tanıyan ahlakla yetinirseniz, hayalinizdeki dünyayı kuramazsınız.

O yüzden bu konularda size ne zaman “sus” deniliyorsa, aksine avaz avaz bağırmanız gerekir.

Topluma gerçek ayıbın ne olduğunu ancak bin yıllardır üzerlerine yüklenmiş o ağırlığı atıp silkinebilen kadınlar öğretebilir.

Bastırılmış, yasaklanmış, lanetlenmiş bir konuda özgürlükçü fikirlere sahip olsanız bile pratikte bu özgürlüğü içselleştirmekte zorlanabilirsiniz.

O zaman da yardımınıza sanat yetişir.

Toplumun neden regl kanını iğrenç bulduğunu merak etmeye başladım. Kan ve gereksiz şiddet popüler kültürün her alanında vardı-haberler, spor, filmler, televizyon programları, video oyunları, müzik vs... Ancak regl kanı, toplum tarafından ötelenmiş vaziyette” diyen ve regl sırasında vücuttan atılan kendi kanının fotoğraflarını çekerek ortaya cüretli işler çıkaran Jen Lewis’in işlerine göz atın.

Tek bir damlayla acının güzelliğini, tüm varoluşuma bereketi getiren âdet döngüsünün değerini anladım. Âdet kanamasıyla yumurtalıklarımın dokuyu her ay vücudumdan atması biyolojik sonu olan bir şeyleri yeniden doğurmak için bana ilham verdi. Yani sonu baştan yaratmak” diyerek kendi kanıyla resimler yapan Timi Pal’in işlerine bakın.

Ve bu ülkede cezaevindeki yasaklar yüzünden eline geçen her şeyi, tuval, kâğıt, fırça ve boyaya dönüştüren ve malzemelerinin içinde kendi regl kanı da olan Zehra Doğan isimli tutuklu bir sanatçının cesaretinden ilham alın.

Bir kadının biyolojik gerçekliklerinden utanmasını buyuranlar sanmayın ki sadece onların saçlarıyla uğraşanlardır.

En çağdaş, en özgürlükçü çevrelerin bile, konu kadınlara gelince, erkeklere karşı koyulanlardan çok daha katı kuralları vardır.

Çıta cinsel organdan başlar, memelere, bacaklara, kollara, saçlara ve yüze kadar yayılır ve en kötüsü aklı ve fikri ele geçirir.

En çağdaş çevrelerde bile misal sanat alanında, erkek cinsel organına kadın cinsel organına gösterilen toleranstan daha yüksek bir tolerans gösterilir.

Bir düşünün, sizin toleransınız nereye kadar... kim bilir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları