Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gol MakinesiKocaman
1983’te Beykoz’da teknik adam olarak görev yapmaktaydım. Hafta arası bir amatör takımla antrenman yapacaktık. Rakip Çeliktepe’ydi. Maç esnasında karşı takımda oynayan ufak tefek sarışın çocuğun hareketlerine takılmaktan kendimi alamıyordum. Oyun bittiğinde “Kim bu çocuk” diye sorduğumda “Altınmızraklı Aykut, henüz genç takımında oynuyor” yanıtını aldım. Henüz bir amatör takımın gençlerinde oynarken futbolun gereklerini çoğu profesyonel oyuncudan çok daha iyi yapan Aykut’un adını Levent çevresinde futbolla ilgilenen birçok insandan duymuştum. Bir süre ayaküstü sohbet ettik. Futbolunu beğendiğimi hissettirdiğimde başını önüne eğdi. Biz, Beykoz’un 2. Lig’de zorlu kümede kalma mücadelesiyle cebelleşip Aykut’u Beykoz’a almanın düşünü kurarken o Sakarya’nın yolunu tutmuştu. Sarıyer’e giden Büyükdere Caddesi, Leventlerle Gültepe, Çeliktepe ve Sanayi Mahallesi’ni ayırır. Yolun kenarına dizilmiş fabrika çalışanlarının gecekondularıyla oluşmaya başlamıştı bu semtler. Çevre çocuklarının futbol oynama alanı ise Philips Fabrikası’na ait sahaydı. Yaz tatilinde düzenlenen maçlarda ünlü futbolcular da oynardı bu sahada. Rıdvan Dilmen Sarıyer’de forma giyerken bu maçlarda oynamıştı. Beşiktaşlı Sinan Engin, Gökhan Keskin, Malatyasporlu Zeynel, Bursasporlu Çetin, G.Saraylı Metin Yıldız gibi birçok ünlü futbolcu gibi Aykut da bu tozlu sahadan nasibine düşeni almıştı. Philips sahası 70’li yıllarda futbol simsarlarının vazgeçemeyeceği alanlar, Anadolu’ya açılan futbolcu kapılarıydı. İstanbul’da eskiden amatör düzeyde futbol oynamış, geçim mücadelesi futbolun önüne geçmiş; ama içinde futbolculuğa duyduğu özlem her zaman bir ateş gibi yanmış nice futbol gönüllüsü vardı semtlerde. İsrafil Güler de onlardan biriydi. Aykut küçük yaşlarda okuldan çıktıktan sonra evine yakın olan Gültepe Endüstri Meslek Lisesi’nin bahçesine gider, İsrafil’in yaptığı ortaları lisenin duvarına şutlardı. Güler o günleri şöyle anlatıyor: “Aykut ile lisenin bahçesinde buluşurduk. Ben ortalardım, o kafa ve vole vururdu. Aykut o günlerde 12 yaşındaydı. O yaşta bile her pozisyonda topa isabetli vurabiliyordu.”
\n(…) Aykut Kocaman, Gültepe’nin tozlu sahalarında futbola gönül veren, Altınmızrak ile başladığı yolculukta Sakarya’da gelişen, ufak tefek sarışın bir futbol cambazının F.Bahçe’de olgunlaşmasıdır.
\n\nNot: Bu yazım 28 Nisan 1989’da Cumhuriyet’in arka sayfasında yayımlandı.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Adnan Menderes yıktırmıştı...
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!