Sanatın AVM’ye Göçü

03 Eylül 2014 Çarşamba

Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) kaderi Gezi Parkı Direnişi ardından tekrar değişti. AKM’yi restore etmekte gönülsüz olan onun yerine bir alışveriş merkezi (AVM) yapma arzusundaki Başbakan restorasyon çalışmalarını durdurdu. AKM polis dinlenme merkezi ve otoparkı haline geldi. Bir yıldan fazla zamandır metruk bir halde bu görevini sürdürüyor.
AKM simge bir yapı. Hükümetlerin kültüre bakışını simgeliyor. Bugünkü metruk hali de bu hükümetin bakışı olarak görülüp yadırganmıyor. İstanbul’da başta Büyükşehir Belediyesi’nin olmak üzere birçok belediyenin “kültür merkezleri” var. Bunların çoğunun konser verilecek akustiğe, tiyatro oynanacak salon derinliğine sahip olmadığı biliniyor. Çoğu nikâh salonu olarak kullanılıyor. AKM’nin restorasyonu o nedenle umutla bekleniyordu. Ama binanın uzunca bir süre böyle kalacağı anlaşılıyor.
Diğer yandan da AVM’ler gün geçtikçe daha çok kültür merkezlerinin işlevini yükleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Çağlar Yurtseven ve Emin Köksal’ın yaptığı bir araştırmaya göre (http:// acikekonomi.com/2014/06/03/avmlerinsanata- surpriz-katkisi/) tüm Türkiye’de 2002’de 50 olan AVM sayısı 2011’de 300’e ulaşmış. Bu sayı büyük bir hızla artıyor. Aynı araştırmaya göre 2002’de 500 olan sinema salonu sayısı 2011’de 2000’e yükselmiş yani dörde katlanmış. Bu sinema salonlarının yarısından fazlası da AVM’lerde yer alıyor. 1998 yılında üretilen Türk filmi sayısı 26, toplam hasılat 40 milyon dolarken 2012’de yerli film sayısı 312’ye hasılat 240 milyon dolara ulaşmış. Yurtseven ve Köksal, AVM’lerde açılan sinema salonlarının seyirci sayısının ve hasılatın artmasında olumlu etkisi olduğu düşücesinde. AVM’lerde tek sosyal etkinlik alanı olarak sinemanın seçilmesinin, ailelerin de AVM’leri güvenli, temiz çevreler olarak değerlendirmesinin ve tabii sinemanın tekrar ilgi odağı olmasının bu gelişmeyi sağladığını belirtiyorlar. Sinema daha çok AVM’lerde izleniyor. Bunun sonucu olarak da tarihi sinema salonları kapanmak ya da AVM’leşmek durumunda kalıyor. En iç yakıcı örnek Beyoğlu’ndaki Emek Sineması.
AVM’lerin sayısının hızla artması müşteri çekmek gibi bir sıkıntı yarattı. Aralarından bazıları farklılaşmayı seçtiler. Her AVM’de bir sinema salonu, bir kitapçı vardı. Farklılaşmada ilk adım tiyatro salonları ile oldu. Profilo AVM’nin açtığı yola Cevahir de bir salonla katıldı. İki yıl önce açılan Mecidiyeköy Trump’un sinemaları yanında tam donanımlı özel bir tiyatro salonu da var. Kanyon’da da hemen her hafta caz konserleri yapılıyor.
Bu yıl içinde açılan Zorlu PSM çıtayı iyice yükseltti. 2240 kişilik ana tiyatrosu, 717 kişilik drama sahnesi, sanat galerisi ve kayıt stüdyoları ile adındaki kısaltmaya uygun olarak performans sanatları merkezi oldu. Dünyanın en ünlü müzikalleri sahne alıyor.
Sanatın AVM’ye göçünün giderek artacağı anlaşılıyor. İstanbul’un Anadolu yakasında yeni açılan ve 15 sinema salonu olan Akasya AVM İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın danışmanlığında düzenlenen klasik müzik, caz dinletileri ve konserlere ev sahipliği yapacak. İlk konserler İstanbul Caz Festivali sırasında gerçekleştirildi.
Mecidiyeköy’de Likör Fabrikası arazisinde inşa edilen Quasar kendini sanat üzerinden konumlandırıyor. Eski fabrika binasını tekrar inşa edip “Likör Kültür ve Sanat Merkezi” olarak 2015 sonunda açmayı planlıyorlar. Ama etkinlikler şimdiden “Sanat Çadırı”nda başlamış. Cem Mansur yönetiminde konserler vermiş.
AKM’nin yerini AVM’ler çoktan almış. Residence’da uyuyup, plazada çalışıp, AVM’de günü tamamladığımız bir yaşam biçimi dayatılıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları