Kültür Şûrası ‘herkes için kültür’ diyecek mi?

01 Mart 2017 Çarşamba

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) “Kültür-Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar” raporu İpsos verileri ile konuşuldu daha çok. Kaç kişi hiç sinemaya gitmemiş; hiç kitap okumuyor; konser, tiyatro ya da opera gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış. Bu veriler tartışıldı, her zamanki gibi yazıklanıldı.
Dr. Ayça İnce, Ceren Yartan ve Rumeysa Kiger’in hazırladığı rapor, Türkiye’de kültür-sanat hayatına katılma ve katılmama nedenlerini inceleyerek, bu alanın “kullanıcılarının” kimler olduğunu anlamaya çalışıyor. Kültürel hayata erişim ve katılım olanaklarının artırılması yolunda “herkes için kültür” önerisini getiriyor.
İlki 1982, ikincisi 1989 yılında yapılan Milli Kültür Şûrası’nın üçüncüsü 3-5 Mart 2017’de İstanbul’da toplanacak. Açılışını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yapacak. En üst düzeyde önemsenip himaye edilmesine rağmen Kültür Şûrası’na kimlerin katılacağı, hangi konuların konuşulacağı hakkında bir bilgiye ulaşmak mümkün görünmüyor. Şûranın bir internet sitesi yok. Ama 02.11.1989’da Resmi Gazete’de yayımlanmış bir “Milli Kültür Şûrası Yönetmeliği” var. 6. maddede “Şûra, kültür konusunda Bakanlığın en yüksek danışma kuruluşudur” deniyor. Bu kadar önemli. Şûranın görevleri şunlar; “a) Atatürk ilkeleri ışığında kültür politikası hakkındaki görüşleri belirlemek, b) Kültürel konularda yönlendirme, teşvik ve işbirliği esaslarını tespit etmek, c) Kültürümüzün korunmasını, geliştirilmesini, tanıtılmasını ve yayılmasını sağlayıcı tedbirleri belirlemek, d) Gerekli görülen kültür konularının görüşülmesi, tartışılması ve istişari kararların alınmasını sağlamak”. Aynı yönetmeliğe göre şûranın en az üç yılda bir toplanması gerekiyor. Ama 28 yıldır toplanmamış.
İKSV’nin raporunun şûra öncesi yayımlanmış olması iyi bir tesadüf. Bu raporun şûranın en önemli tartışma konularından biri olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü raporla ortaya konulan sonuçlar hiç de iç açıcı değil.
GfK’nin anketine göre Türkiye’de en yüksek kültür- sanata katılım oranı 18-24 yaş arasında ve eğitim seviyesi ile geliri yüksek olarak tanımlanan AB grubunda görülüyor. “Bilet satın alarak yılda bir veya daha çok kez etkinliğe katıldım” diyenlerin oranı yaklaşık yüzde 20, bilet satın almaksızın ücretsiz bir etkinliğe katılanların oranı ise yüzde 10. Hiçbir etkinliğe katılmadım diyenler ise yüzde 70 gibi bir oranla ezici çoğunluğu oluşturuyor.
Araştırmaya katılanlar en çok sinemaya gitmeyi (ayda 1 kez) tercih ediyorlar. Onları yıl boyunca katıldıkları 8 etkinlikle tiyatroya gidenler ile müze ve galeri ziyaret edenler ve yakınlarındaki bir kültür kurumunda etkinliğe katılanlar takip ediyor.
TÜİK’in 15-24 yaş grubundakilerle yaptığı boş zaman değerlendirme anketlerine (2014-2015) göre gençlerin en sık gerçekleştirdiği faaliyet televizyon izlemek (yüzde 93.9) ve sosyal medyada zaman geçirmek (yüzde 56.4). Yine TÜİK’e göre kültür-sanat harcamalarında son üç yıl içinde düşüş söz konusu. Hane halkı kültür-sanat tüketim harcamalarının oranı 2013’te yüzde 3.1’den 2014 yılında yüzde 3’e, 2015’te ise yüzde 2.9’a düşmüş.
Kültürel hayata katılmamanın sanata ilgisizlikten, ulaşamamaya, bilgisizlikten, haberdar olmamaya, güvenlik endişesinden bilet fiyatlarının pahalılığına kadar çeşitli gerekçeler var. Sanat eğitimin önem verilmemesi en önemli etken olarak görünüyor.
Bilet fiyatlarının pahalılığının nedeni, mevcut vergilere ek olarak yüzde 10 stopaj ve yüzde 20 gelir vergisi ödenmesi. Dünyada başka örneği olmayan bu vergiyi kaldırmak, hatta ücretsiz etkinlikler için sanat kurumlarına destek vermek, katılımı artırıcı bir çözüm olabilir.
İtalya, 2016’da 18 yaşına giren gençlere kültür-sanat harcamalarında kullanmaları için 500 Avro sağlıyor. İKSV’nin 1000 üniversite öğrencisine verdiği destek de ülkemizden iyi bir örnek. Devlet bütçesinden kültürel etkinliklere katılım ve kitap almak için böyle bir pay neden ayrılmasın?
Galiba en doğrusu kültüre, sanata, kitaba erişim politikası oluşturmak. Buna en uygun yer de Kültür Şûrası. Bakalım şuradan böyle bir karar çıkacak mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları