Mehmet Şakir Örs

Hak, hukuk, adalet

10 Aralık 2024 Salı

Bu kadim ülkenin ilerici, yurtsever insanları olarak neredeyse bütün ömrümüz hak, hukuk ve adalet mücadelesi ile geçti. Hele yaşanan son dönemler, ülkemizde hukukun evrensel kurallarının/değerlerinin yeterince önemsenmediği tam tersine örselendiği yıllar oldu.

23 yıldır ülkemizde yönetime egemen olan siyasal anlayış, bu konularda olumsuz bir tablo sergiledi. Ülkemiz uluslararası hukuk endekslerinde maalesef geri sıralara düştü. Evrensel yargı kararlarına uyulmaz oldu. Hukuk alanı da siyasileştirildi. Özellikle insan hakları alanında çok gerilerde kaldık.

İNSAN HAKLARI GÜNÜ

Bütün bu konuları gündemimize alıp köşemize taşımamızın nedeni, elbette bugünün insan hakları günü olması. 1948 yılının 10 Aralık’ında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” bağlamında, her yıl 10 Aralık İnsan Hakları Günü, bugünü içeren hafta da İnsan Hakları Haftası olarak kutlanıyor.

Bütün insanların hür ve eşit doğduğu gerçeğinden hareketle hazırlanan bildirge; sonraki yıllarda Medeni ve Siyasi Haklar, Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar, İşkenceye Karşı Sözleşme, Irk Ayrımcılığının Önlenmesi, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere altı uluslararası belge ile de desteklenmiştir. Ülkemiz bütün bu sözleşmelerin tarafıdır.

DAVALAR, SORUŞTURMALAR

İçinde bulunduğumuz süreçte, ülkemizde sıkça insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Varlıklarıyla ve isimleriyle simgesel önem taşıyan kimi siyasetçiler ve aydınlar, yıllardır cezaevlerinde tutuluyor. İktidarın hoşuna gitmeyen sosyal medya paylaşımı yaptıkları için insanlar özgürlüklerini kaybediyorlar. Ülkemizde adeta bir korku iklimi oluşturulmak isteniyor.

Halkın büyük desteği ile seçilmiş, ülkenin en büyük kentinin İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nu siyaseten kuşatma amaçlı “ahmak” davasını anlamak ve dünyaya anlatmak mümkün değildir. Türkiye’nin kurucu ve halen birinci partisi CHP’nin genel başkanı Özgür Özel ile önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için hazırlanan fezlekeler, açılan soruşturmalar ve yürütülen davalar kabul edilemez.

HUKUK VE DEMOKRASİ

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 76. yıldönümünü buruk biçimde kutlarken günümüzde demokrasi ve insan hakları mücadelesinin önemine dikkat çekmek istiyoruz. Son dönemde ülkemizde 21. yüzyılın ölçütlerine ters düşen, çağdaş uygarlığı hedeflemiş ve bunu kendisine rehber edinmiş bir ülkeye yakışmayan gelişmeler yaşanıyor. Demokratik hak ve özgürlükler alanında sıkıntılar, sorunlar artıyor. Kısacası, özgürlük alanlarımız daralıyor.

Günümüz Türkiye’sinde, insan hakları ve demokrasi mücadelesi temeldir, başattır. Geçmişten günümüze demokrasi ve insan hakları mücadelesi, darbe dönemleri dışında doğrusu hiç bu kadar önem kazanmamıştı!

***

GEÇİM, BÜTÇE, ÜCRET

Günümüzde önem taşıyan bir başka temel sorun geçim koşullarıdır. Unutulmamalıdır ki ülkemizdeki adaletsizliklerin en büyüğü gelir adaletsizliğidir. Halen TBMM’de görüşülen 2025 yılı bütçesi, bu adaletsizliklere çözüm getirmemekte, tam tersine adeta perçinlemektedir.

Halkımızın büyük bölümü, geniş toplumsal kesimler geçim sıkıntısı yaşamaktadır. Bu kesimler içinde asgari ücretliler başı çekmektedir. Yeni yıl yaklaşırken asgari ücreti belirleme çalışmaları başlıyor. Bugün asgari ücret tespit komisyonu toplanıyor.

ÇOĞUNLUK ÜCRETİ

Öncelikle bir gerçeğin altını kalınca çizmek gerekiyor. Artık ülkemizde asgari ücret çalışanların çoğunluğunun ücreti haline gelmiştir.

On milyona yakın aileyi doğrudan ilgilendiren ve birçok kesimi de etkileyecek olan bu konuya, ekonomik ve sosyal gerçeklikler bağlamında yaklaşmak gerekiyor. Geniş toplumsal kesimlerin içinde bulunduğu zorlu yaşam koşulları mutlaka dikkate alınmalıdır.

KOŞULLAR AĞIR VE ZOR

Geçtiğimiz günlerde Türk-İş kasım ayı açlık sınırını 20 bin 562 TL, yoksulluk sınırını 66 bin 976 TL olarak açıkladı. Buna göre, açlık sınırı ile asgari ücret arasında 3 bin 560 TL fark var. Birleşik Kamu-İş de yoksulların en büyük gider kalemini oluşturan temel gıdalarda yüzde 67.1 oranında artış yaşandığını duyurdu.

Bütün bu veriler, ülkemizde asgari ücretle geçinmeye çalışanların ne denli ağır ve zor koşullarda yaşadığını ortaya koyuyor. Asgari ücret tartışılırken ve belirlenirken bu gerçekler unutulmamalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları