Mehmet Ali Güller

Putin’in gaz merkezi önerisinin geniş anlamı

15 Ekim 2022 Cumartesi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrupa’daki enerji krizinin çözümü için Türkiye’yi işaret etti. Putin, “Avrupa’ya gaz sevkiyatı için Türkiye’ye büyük bir merkez kurabiliriz” dedi (TRT Haber, 12.10.2022). Putin Astana’da Erdoğan’a “gaz merkezi fiyatlandırma için de kullanılabilir” dedi (Sputnik, 13.10.2022).

Putin’in önerisi öncelikle Avrupa’yla ilgilidir ve Almanya-Fransa-İtalya üçlüsüne açık bir uyarı/çağrıdır: ABD’nin enerji-politikasıyla uyum, Avrupa sanayisini ve ekonomisini çökertecek.

Putin’in önerisi elbette Türkiye’yle de ilgilidir; Mavi Akım’la başlayan ve Türk Akımı ile devam eden enerji-politik işbirliğini “gaz merkezi” ile üst aşamaya yükseltmek demektir.

Türkiye’de gaz merkezi demek geçiş kazancı, daha ucuz tedarik, fiyatlama avantajı ve enerjide süreklilik olduğu gibi, aynı zamanda enerjinin güvenliği üzerinden ulusal güvenlik politikalarına katkı demektir.

BÖLGENİN GAZ MERKEZİ

2015’te yayımlanan Suriye’nin Sevr’i: Amerikan Koridoru isimli kitabımın “petrogazpolitik” bölümünde, “Türkiye’nin enerji nakil merkezi olabilme yolu”na işaret etmiştim.

Ortadoğu bağlamında da şöyle demiştim: “ABD için petrogazpolitik Basra Körfezi’nden Doğu Akdeniz’e uzanan bir koridor inşa etmektir” (s.147). ABD o hedef için uğraşıyor. İnşa ettiği Türkiye karşıtı Doğu Akdeniz ittifakı da Körfez gazını İsrail üzerinden Doğu Akdeniz gazıyla birleştirme projesi de o hedefin içinde...

ABD’nin bu projesinin karşısında ise Türkiye merkezli bir gaz projesi inşa edilmelidir ve dört temel alanı içermektedir: 1) Rus gazı 2) İran-Katar ortak havzasındaki büyük doğalgaz rezervi 3) Türkmenistan’dan başlayarak Azerbaycan üzerinden gelecek gazlar 4) Doğu Akdeniz gazı.

Elbette her üreticinin diğer üreticilerle çelişmeleri vardır ve bu nedenle bunların hepsini toplamak zordur. Ama değişen dünyanın yeni şartları bunu kolaylaştırmaktadır. Körfez’in ABD’ye son petrol resti bile şartların uygunluğuna işaret etmektedir.

KUŞAK, YOL, PETROL, GAZ

Türkiye’yi dört temel gazın toplandığı ana merkez yapmak, liderliğini Çin’in yaptığı Kuşak ve Yol ile entegre olacak bir projedir. Şöyle de söyleyebiliriz: Türkiye’yi enerji tedarik merkezi yapmak Kuşak ve Yol’a, Kuşak ve Yol ise Türkiye’nin enerji tedarik merkezi olmasına büyük katkı ve zenginliktir.

Öte yandan bu çapta bir işbirliği bölgemiz açısından sorun çözücü özellik taşıyacaktır. Çünkü bu çapta bir enerji organizasyonu güvenlik ihtiyacı demektir, güvenlik ihtiyacı da bölgedeki irili ufaklı sorunların ortaklaşa bölge yararına çözümünün zorunluluğu demektir.

MUHALEFETİN GÖRMESİ GEREKEN

Putin’in Türkiye’de gaz merkezi önerisi ne yazık ki muhalefetin bir bölümünde şaşkınlık yarattı. Bunu Putin’in AKP’ye seçim desteği olarak yorumladılar. Genel başkan yardımcısı düzeyinde isimler “Putin Cumhur İttifakı’na katıldı” diyerek politika(!) yaptılar.

Muhalefet Putin’in açıklamasını seçime katkı biçiminde görecek kadar konunun önemini anladığına göre, bundan çıkaracağı önemli dersler olmalı: Dünya değişiyor, ABD 20 yıl önceki icazet alınacak ülke konumunda değil artık. Türkiye de değişiyor, Türk halkının yüzde 82’sinin ABD karşıtı olduğu şartlarda seçim çalışmasının yönünü Atlantik’e çevirmek seçim kazanmayı zorlaştırmak demektir.

Aslına bakılırsa, Putin’in önerisini Putin’den önce, iktidar iddiası olan bir Türk lider yapmalıydı. Önerinin Türkiye’nin ekonomisine ve dünya siyasetindeki ağırlığına yapacağı katkı o kadar ortada ki seçim kazandırması işten bile değil. Ama nerede o muhalefet! 

Şu halde bile muhalefet AKP’nin izlediği ikircikli politikalar nedeniyle Türkiye’nin enerji tedarik merkezi olma hedefinin ağır ilerlediğini savunarak hızlandırıcı çözümleri öne çıkarmalı. Bunların başında da elbette Suriye ile anlaşmak geliyor. Çünkü Suriye’yle anlaşmak Doğu Akdeniz’de müttefik kazanmak demek, Suriye’yle anlaşmak Mısır’la normalleşmeyi kolaylaştırmak ve adım adım Mısır’ı ABD-AB projelerinden koparmak demek, Suriye’yle anlaşmak İran-Katar gazının güzergâhını güvenceye almak demek...

Kısacası muhalefet seçim başarısını Atlantik’te aramak yerine Rusya’yla, İran’la, Çin’le, bölgeyle ilişkiyi AKP’den daha iyi kuracağını gösterebilmeli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları