Mehmet Ali Güller

Lozan bitti, AB masalı başladı

24 Temmuz 2023 Pazartesi

Türk sağının “Lozan’ın gizli maddeleri 100. yılda sona erecek” yalanı bugün itibarıyla bitiyor.

Siyasal İslamcılar başta olmak üzere Türk sağının çeşitli kolları uzun yıllardır, tabanına, seçmenine bu masalı anlatıyor. Neden mi?

LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ YALANI

1) Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” olduğu için Lozan Antlaşması’na ideolojik olarak karşılar da ondan. Osmanlıcı oldukları için, millet yerine ümmeti, laiklik yerine hilafeti, hatta bazı kesimleri de cumhuriyet yerine monarşiyi savundukları için Lozan’a karşılar.

O nedenle zaman zaman Lozan Antlaşması’nı “hezimet” diye nitelerler, hatta bazı kesimler açık açık Lozan’ı “Atatürk-İnönü ikilisinin Misakı Milli’yi satmasının platformu” diyerek kötülerler.

2) Ama aynı zamanda Türk sağının kurnaz siyaset yapma biçimine malzemedir Lozan Antlaşması. 70 yılın büyük bölümünde iktidarda olmalarına rağmen Kemalist rejimin kısa sürede yaptığı kadar icraat yapamamalarının kılıfıdır Lozan. O nedenle seçmene “Yapacağız ama Lozan’ın gizli maddeleri nedeniyle yapamıyoruz; petrolü, gazı, altınları çıkarmamız Lozan’da yasaklandı” bahanesi satıyorlar özetle.

AB KAPISINA BAĞLANMA

Evet, bu yalan bitti ama Türk sağının masalı bitmez. Şimdi de AB masalı başladı. Üstelik bu öyle etkili bir masal ki sadece Türk sağını değil, demokratik solcuları ve sosyal demokratları bile esir aldı.

Anımsayın, 1999’da Ecevit liderliğindeki demokratik sol-milliyetçi sağ-liberal hükümet zamanında aday üyelik verilerek Türkiye, AB kapısına bağlanmıştı.

Soğuk Savaş sonrası “yeni bir dünya” filizlenirken Türkiye’yi Atlantik’e çıpalı tutmanın yoluydu AB masalı. Türkiye kapıya bağlandığı için ne Asya’ya dönebilecek ne de o kapıdan içeri girebilecekti.

O masalı üç yıl sonra iktidarı alan siyasal İslamcılar daha da kuvvetli kullandı. Zira karşıdevrim yapabilmeleri için kurumları ele geçirmeleri gerekiyordu ve AB uyum yasaları bu hedef için çok kullanışlı kaldıraçtı. Üstelik siyasal İslamcılar o kullanışlı kaldıraca liberal soldan Kürtçülere kadar pek çok kesimi de kolayca oturttular; birlikte sözde “askeri vesayete” karşı Cumhuriyeti adım adım tırpanladılar ve en sonunda başkanlık rejimine geçtiler.

Siyasal İslamcılar hedefe ulaşılınca AB masalını kenara attılar. Brüksel de rahatladı. İki taraf da masaldan gerçeğe geçtiler. Türkiye AB üyesi olmayacak, AB ile Ortadoğu arasında tampon görevi görecekti!

ERDOĞAN İLE AB’NİN KARŞILIKLI YARARI

Evet, bir dönem öyle geçti ve şimdi AKP iktidarı yeniden AB masalına sarıldı. Elbette AKP AB’yi, AB de Türkiye’yi istediği için değil; karşılıklı yararları gereği “kısa sürümlü olacağı” görülecek masala döndüler:

1) Erdoğan’ın onaylamak zorunda olduğu İsveç’in NATO üyeliği karşısında iç kamuoyuna sunması gereken bir masal vardı; “İsveç’e karşı AB şartı” masalı piyasaya sürüldü.

2) Erdoğan’ın New York bankerleri ile Londra tefecilerine ihtiyacı vardı; Batı’yla tam uyum mesajı için de AB masalı gerekliydi.

3) Erdoğan’ın Körfez sermayesine, İsrail gazının taşınmasına ihtiyacı vardı; bir kolaylaştırıcı yol olarak AB masalına sarıldı.

4) AB’nin fon karşılığında sığınmacıların Türkiye’de tutulmasına ihtiyacı vardı, bu nedenle seçimi kazanmasına memnun oldukları Erdoğan’ın yeniden AB masalına sarılması işlerine geldi.

Ve masalın bir slogana ihtiyacı vardı; Körfez dönüşünde Erdoğan dile getirdi: “Türkiye’nin üyeliği AB’ye güç katacak.”

Elbette bu masal da bitecek ve Anadolu’da yeniden bir destan yazılacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları