Mehmet Ali Güller

Filistin’e Suudi elçi hamlesi

14 Ağustos 2023 Pazartesi

Suudi Arabistan’ın Filistin’e elçi ataması çok önemli bir gelişmedir. Riyad’ın görevlendirdiği Nayif bin Bender es Sudeyri, “tam yetkili olağanüstü büyükelçi ve mukim (oturan/yerleşik) olmayan Kudüs başkonsolosu” olarak görev yapacak (AA, 13.8.2023).

Es Sudeyri, önceki gün Amman’daki Filistin Büyükelçiliği’nde, Filistin Devlet Başkanı Diplomasi Müsteşarı Mecdi el Halidi’ye güven mektubunu teslim etti.

İSRAİL RAHATSIZ

İsrail, Suudi Arabistan’ın kararından rahatsız. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, “Kudüs’te Filistinliler için şu veya bu şekilde fiili olarak bir diplomatik temsilcilik açılmasına izin vermeyeceğiz” dedi (AA, 13.8.2023).

Desin, yine de Suudi Arabistan’ın “mukim olmayan” elçi atayarak önemli bir kapı araladığını söyleyebiliriz.

Nitekim öyle olduğu için de Cohen bunu Riyad’ın taktik hamlesi olarak sunmaya çalışıyor. Kararı, Riyad ile Tel Aviv arasındaki normalleşme görüşmeleri nedeniyle, Suudilerin Filistinlilere “Sizi unutmadık” mesajı olarak değerlendiriyor. Öyle bile olsa Suudilerin kararı yine de önemlidir.

RİYAD’IN İSRAİL’LE NORMALLEŞME ŞARTI

Doğru, ABD şu anda Riyad ile Tel Aviv arasında normalleşme anlaşması sağlamaya çalışıyor. Hatta Wall Street Journal, bu konuda bir ilerleme olduğunu da yazdı. Habere göre normalleşme karşılığında ABD Suudilere güvenlik garantisi verilecek, Suudilerin sivil nükleer kapasite geliştirmesine yardım edilecek ve İsrail de Filistin konusunda taviz verecek.

Wall Street Journal’ın haberi ne kadar doğru bilmiyoruz ama bildiğimiz iki konu var:

1) ABD, Suudi Arabistan’ın Çin’le yakınlaşmasından çok rahatsız ve bunu frenlemek için elinden gelen her şeyi yapıyor, yapacak; bunlara İsrail’i bazı tavizlere zorlamak da dahil.

2) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, İsrail’le normalleşmenin önşartının bağımsız Filistin devletinin kabulü olduğunu belirtmişti.

ÇİN FAKTÖRÜ

Kudüs’e elçi kararının hangi şartlarda alınabildiğini anlamak için hem Suudi Arabistan hem de Filistin cephesinde son dönemde neler yaşandığını anımsamalıyız:

1) Çin, Suudi Arabistan’la başta enerji olmak üzere, ticarette Yuan kullanılması dahil çok önemli anlaşmalar yapıyor. Çin diğer yandan mart ayında Suudi Arabistan ile İran arasında arabuluculuk yaparak bu iki ülkenin normalleşmesini sağladı. Devamında İran-Körfez normalleşmesi geldi. Önümüzdeki süreçte de Çin-Körfez zirvesi planlanıyor.

Konuyu incelediğim makalelerimde, Çin’in arabuluculuğundaki Suudi-İran barışının Yemen, Lübnan ve Filistin sorunlarına iyileştirici etki yapacağını belirtmiştim.

2) Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, iki ay önce Pekin’i ziyaret etti ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile tarihi bir görüşme yaptı. İki lider, stratejik ortaklık ilan ettiler. Çin’in Ortadoğu’da izlediği barışçı rolü öven Abbas, Şi’den Filistin-İsrail meselesinde de arabuluculuk yapmasını istedi. Şi de adil çözüm için üç maddelik bir öneri yaptı. (İsrail Başbakanı Netanyahu da yakında Çin’e gidiyor.)

ÇOK KUTUPLULUK

Evet, yeni bir dünya kuruluyor, çok kutupluluk inşa oluyor ve bu tablo hemen her ülkeye geniş bir manevra alanı yaratıyor. Suudi Arabistan’ın bundan en çok yararlanan ülkelerin başında geldiğini belirtelim; çok taraflılık ile çok kazanç elde ediyor...

Kısacası, Afrika’da ve Ortadoğu’da son dönemde yaşananlar, “Çok kutuplu dünya ne işe yarar” sorusunun açık yanıtlarıdır.

Tam da bu süreçte, Ankara ise “yine AB tam üyeliği” hedefiyle Atlantik planlarına dahil oluyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları