Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Doğu Akdeniz’de Türkiye-İsrail işbirliği işaretleri
AKP hükümetinin Serrac yönetimiyle imzaladığı “deniz yetki alanının sınırlandırılması” anlaşmasının hayata tam olarak geçebilmesi için birincisi Libya düzleminde, ikincisi de Doğu Akdeniz düzleminde bazı gelişmelerin olması gerekir.
Libya düzlemi
Libya düzleminde olması gereken şu: Libya’nın birliği sağlanmalı ve Libya’nın bütününün yönetimi Erdoğan-Serrac anlaşmasını sürdürmeli.
“Bölünmüş Libya” haritası, anlaşmayı anlamsız kılıyor zira anlaşmaya konu olan Libya sınırı Trablus merkezli Serrac bölgesinde değil, Tobruk merkezli Hafter bölgesinde...
Bu durumda ya Serrac hükümeti Libya’nın tamamına egemen olacak ya da Ankara, Trablus dışında Tobruk’la da anlaşacak. Kısa vadede ikisi de mümkün görünmüyor. Zira AKP hükümeti Libya dış politikasında “yumurtaların tamamını tek sepete doldurmuş” durumda...
Doğu Akdeniz düzlemi
Doğu Akdeniz düzleminde ise olması gereken şu: Türkiye’nin Trablus yönetimiyle yaptığı “deniz yetki alanının sınırlandırılması” anlaşmasını, Doğu Akdeniz’deki birkaç ülkeyle daha yapması gerekir.
Çünkü Ankara’nın daha 2 Mart 2004’te “genel bir tutum” olarak ilan ettiği üzere “deniz yetki alanlarının ilgili tüm kıyı devletleri arasında yapılacak antlaşmalar yoluyla belirlenmesi” gerekir.
Bu hem hukuken böyledir hem de Doğu Akdeniz’in “çanak” yapısının ortaya koyduğu coğrafi zorunluluktur. Zira bu harita içinde yapılacak ikili “deniz yetki alanını sınırlandırma” anlaşması en az bir üçüncü ülkeyi kesişen olması nedeniyle ilgilendirmektedir.
O nedenle Türkiye’nin Trablus hükümetiyle yaptığı anlaşmayı Libya’nın bütünüyle yapılan bir anlaşma seviyesine yükseltmesinin dışında, ayrıca Doğu Akdeniz’de başka ülkelerle yapılacak anlaşmalarla da taçlandırması gerekmektedir.
Gürdeniz-Yaycı’nın görüşü
Konunun Türkiye’de iki önemli uzmanı var: Em. Tümamiral Cem Gürdeniz ve Tümamiral Cihat Yaycı.
Gürdeniz’in bu konudaki görüşünü, yönettiği Yeni Deniz Mecmuası dergisinin yayın kurulunda bulunmam nedeniyle çalışmalar sırasında yaptığımız sohbetlerden, Yaycı’nın görüşünü de Kırmızı Kedi Yayınevi’nden yayımladığımız Doğu Akdeniz’in Paylaşım Mücadelesi ve Türkiye kitabından biliyorum: Türkiye Trablus’la yaptığı anlaşmanın benzerini, Doğu Akdeniz’deki ülkelerin en az ikisiyle daha yapmalı!
Yaycı, kitabında olması gereken o anlaşmaların haritasını da veriyor. Sayfa 43’te, “GKRY’nin, İsrail’in hakkını gasp ettiği deniz alanını gösteren harita” olarak, sayfa 94’te “Türkiye-İsrail; karşılıklı kıyıları gösteren harita” olarak, sayfa 166’da “Türkiye-İsrail, Türkiye-Libya anakaralarının karşılıklı kıyılarını gösteren harita” olarak ve sayfa 168’de de “İsrail’in Türkiye ile yapacağı anlaşma ile kazanacağı alanı gösteren harita” olarak...
Yine sayfa 103’te, “Türkiye-Lübnan; karşılıklı kıyıları gösteren harita” da var.
Yani konunun uzmanları, Türkiye’nin İsrail ve Lübnan’la da benzer anlaşmayı yapması gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu belirtiyorlar. Zira bu iki ülkenin de GKRY yerine Türkiye ile anlaşması halinde daha çok alan kazandığı ortada.
İsrail’in yeşil ışığı
Peki, böyle bir olasılık var mı? Özellikle şu iki mesaj, olabileceğini gösteriyor:
1) Mısır, BAE, Yunanistan, GKRY ve Fransa 11 Mayıs’ta ortak bir Doğu Akdeniz açıklaması yayımlayarak üç konuda Türkiye’yi (GKRY’nin MEB’inde sondaj yapmakla, Yunanistan’ın hava sahasını ihlal etmekle ve Libya’daki tutumu nedeniyle) hedef aldı. Ancak İsrail bu beşliye dahil olmadı ve açıklamaya imza atmadı!
2) Cumhuriyet gazetesinden M. Birol Güger’in haberiydi: İsrail devleti bir gün sonra resmi Twitter hesabından Türkiye’ye sıcak bir mesaj gönderdi: “Türkiye ile diplomatik ilişkilerimizle gurur duyuyoruz. Bağlarımızın gelecekte daha da güçlenmesini umuyoruz.”
İki tutum da sürpriz değil. Zira İsrail Doğu Akdeniz’deki Yishai gaz sahası sınırı ile GKRY’nin ilan ettiği parsellerde yer alan Afrodit gaz sahasının sınırının çakıştığını belirterek bölgedeki saha geliştirme faaliyetlerine 10 Aralık 2019’da itiraz etmişti. Hatta beş gün sonra İsrail resmi radyosu, Türkiye’nin Tel Aviv’e “Avrupa’ya doğalgaz transferi konusunda müzakereye hazırız” mesajı ilettiğini haber yapmıştı. O haberden iki gün sonra da İsrail’in yayın kuruluşu KAN, İsrailli yetkililerin “müzakereye açığız” mesajı verdiğini duyurmuştu.
Cepheyi daraltmak
Trablus’la anlaşma yapıldığı günden beri belirtiyoruz: Türkiye’nin Trablus’a asker değil, Kahire ve Tel Aviv’e diplomat göndermesi gerekir.
Doğu Akdeniz’de çıkarların en yüksek seviyede korunabilmesi için Türkiye’nin sadece İsrail ve Lübnan’la değil, Mısır ve özellikle de Suriye’yle anlaşması gerekir.
Böylece Doğu Akdeniz’deki büyük cephe yarılmış ve Fransa-Yunanistan-GKRY üçlüsüne daraltılmış olur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- İstanbul'da aile katliamı
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!