Mehmet Ali Güller

BM Güvenlik Konseyi’nde reform

21 Eylül 2024 Cumartesi

BM Genel Kurulu başlıyor. BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) reform yapılması, bu yılki genel kurulun önemli konu başlıklarından biri. Genel kurul başlamadan bazı ülkeler bu konuda görüş açıkladılar. 

Nitekim BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de “mevcut çok taraflı kurumların 80 yıl önce oluşturulduğunu, küresel kurumların 21. yüzyıla göre uyarlanması ve güncellenmesi gerektiğini, mevcut sınamalarla mücadele için değişimin şart olduğunu” belirtti (AA, 18.9.2024).

1945 DÜZENİNİN SONU GELDİ

BM Güvenlik Konseyi’nde şu iki temel nedenle reforma ihtiyaç var:

1) Veto yetkisinin kötüye kullanılması, sorunları kangrenleştiriyor. Örneğin ABD’nin İsrail’i koruyan ve bir Filistin Devleti’nin kurulmasını önleyen vetoları, bu sorunun çözümünü engelliyor.

2) 1945 düzeni, II. Dünya Savaşı’nın galiplerinin düzenidir. BMGK’nin beş daimi üyesi, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin, hem galip hem de nükleer güçtür. Ancak dünya değişiyor. Batı’nın ekonomik ve siyasi ağırlığı azalıyor; Asya yükseliyor, Afrika ayağa kalkıyor, Güney Amerika silkiniyor, kısacası Küresel Güney ülkeleri yeni dünyada daha fazla ağırlık kazanıyor. Çok kutuplu yeni bir dünya inşa oluyor. Bu tablonun elbette BM Güvenlik Konseyi’ne yansıması lazım.

ABD ‘VETOSUZ YENİ ÜYE’ İSTİYOR

Peki ABD işaret ettiğimiz bu iki temel gerekçe hakkında ne düşünüyor?

ABD’nin en büyük endişesi veto hakkı. Bu konuda ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield açık ve net konuştu: “BMGK’deki veto yetkimizi, çıkarlarımızı gözetmek için kullanıyoruz, bunun için bir mazeret beyan etmeyeceğiz. (AA, 17.9.2024).

ABD artık karşısında duramayacağı BM Güvenlik Konseyi’nin genişlemesi konusunu da vetoya bakışı temelinde çözmek istiyor. Şöyle ki ABD, BMGK’ye Afrika kıtasından iki yeni üyenin katılmasını istiyor ama veto hakları bulunmaması şartlarıyla! 

Yani ABD vetoyu mazeret belirtmeden sadece çıkarları için kullandığını söylüyor ama yeni daimi üyelere veto hakkı verilmesini istemiyor. Gerekçesini de şöyle açıklıyor: “Veto hakkı olan ülke sayısının artması, BM Güvenlik Konseyi’ni kilitler!” Oysa uygulamada konseyi kilitleyen, küresel sorunların çözümünü engelleyen asıl veto, kendisininki!

AFRİKA’SIZ BM DÜZENİ OLMAZ

ABD ayrıca, BM Güvenlik Konseyi genişleyecekse burada Almanya ve Japonya gibi müttefikleriyle, Çin’e karşı denge aracı gördüğü Hindistan’ın olmasını istiyor (AA, 12.9.2024).

Bunun bir sulandırma olduğu ortada. Nitekim BRICS üyesi Güney Afrika Devlet Başkanı Cyrill Methamel Ramaposa, ikinci sınıf daimi üyeliği kabul etmediklerini, mevcut üyelerle benzer haklara sahip olmaları gerektiğini, 1.3 milyar nüfuslu Afrika’nın güvenlik konseyinde temsil edilmediği BM’nin rolünün zayıflayacağını belirtti (Report, 13.9.2024).

Dikkat çekici önerilerden biri de NATO’nun yeni üyesi Finlandiya’dan geldi. Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’ın BM Genel Kurulu’nda gündeme getireceğini belirttiği öneri şöyle: “BMGK’nin daimi üye sayısı beşten ona çıkarılmalı. Bu yeni beş üyenin biri Güney Amerika’dan, ikisi Afrika’dan ve diğer ikisi de Asya’dan olmalı.” (Harici, 18.9.2024).

Ancak Stubb BM Güvenlik Konseyi’nde hiçbir ülkenin veto hakkının olmamasını istiyor. Hatta Rusya’nın üyelikten çıkarılmasını savunuyor.

ÇOK KUTUPLULUĞA UYGUN BMGK

Çok kutupluluk BMGK’de reformu zorunlu hale getirdi, buradan dönüş yok. Artık mesele bunun nasıl olacağı ve kimleri kapsayacağı. Asıl mücadele de burada yürüyecek. 

Çünkü Batı biliyor ki buna direnilirse BM düzeni toptan çökecek. Nitekim Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb buna işaret ediyor: “Güney Amerika, Afrika ve Asya’dan Küresel Güney ülkeleri sistemde temsil edilmezse, BM’ye sırt çevirecekler.”

Sonuç olarak dünya değişiyor, çok kutupluluğa uygun “geniş BMGK”nin ayak sesleri geliyor ama bizdeki kimi kesimler hâlâ BRICS’e dudak büküyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları