Keşanlı Ali Destanı

21 Şubat 2012 Salı
\n

\n

Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarlarından biri, Türk ve dünya kültürünü özümsemiş bir aydın, önemli bir mizahçıdır. Epik tiyatro ve kabarenin Türkiyedeki öncüsü oldu, bu alanda verdiği eserler çağdaş Türk tiyatrosunun klasikleridir. Yapıtları dış dünyada da ilgi görmüş, birçok dile çevrilmiştir.

\n

H. Tanerin müzikal oyunu Keşanlı Ali Destanı, ilk kez 31 Mart 1964 tarihinde Gülriz Sururi - Engin Cezzar tiyatrosunda sahnelendi ve kazandığı başarıyla belleklerde yer etti. Zaman içinde birçok tiyatro topluluğu tarafından defalarca oynanarak Türk tiyatrosunun temel eserlerinden biri olma özelliği kazanan eser TRT için dizi ve sinema filmi olarak da çekildi. Oyun gecekondu tanımının ilk kullanıldığı zamandan Demokrat Partili yıllara, yaşanan süreçleri eleştirel bakışla, gülmece tarzında ele alır. Tanerin tiyatromuza getirdiği yeniliğin ve karakter yaratmadaki ustalığının yanı sıra incelikli ve güçlü mizahı, sağlam toplumsal eleştirisi ile güncelliğini hiç yitirmemiştir. Eser ilk kez, 1988 yılında Genco Erkal tarafından bir mini dizi olarak televizyona uyarlandı. Özgün tiyatro oyununda başrol oynayan Engin Cezzar ve Gülriz Sururi dizide de rol aldılar.

\n

Oyunun şu sıralar Kanal D ekranında izlediğimiz dizi film uyarlamasında zengin bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Yönetmenliğini ise Çağan Irmak üstlenmiş. İlk bölümleri ilgiyle izledim. Sonra ilgim dağılmaya başladı. Mahalle sakinlerinin gereksiz yere uzatılmış diyalogları, özel halleri ile izleyiciyi güldürmek uğruna konmuş içi boş sahnelerle dramatik örgü gevşeyip gerilim dozu aşağılara düştükçe de izlemekten sıkılır oldum. Herhalde bir ben değilim böyle düşünen. Önemli, klasik bir oyunun izleyici beklentisi yüksek oluyor.

\n

***

\n

Son yıllarda, edebiyat uyarlamalarına ilgi arttı. Reşat Nurinin Yaprak Dökümü”, Halit Ziyanın Aşk-ı Memnusu ve Orhan Kemalin Hanımın Çiftliği adlı romanlarından uyarlanan diziler seyirciden büyük ilgi gördü. Birbirine benzeyen onlarca sıradan dizinin içinde kurgu ve altyapısı sağlam bir romanla beslenen işlerin öne çıkması doğal. Ne var ki reytingler tavan yaptığında başka bir sorunla karşılaşıyoruz. Kitaptaki hikâye bitmiş olsa da dizi dallanıp budaklanarak gereğinden fazla uzuyor. Konu, ortalama zevke seslenen çok bildik yan öykücüklerle içerik ve ruhundan uzaklaşarak bambaşka yerlere gidiyor. Yapımcı ve kanal, tutmuş, para getiren bir diziden vazgeçmek istemedikleri için de kabak tadı veriyor.

\n

***

\n

Edebiyat ile televizyonun algı ve anlama biçimleri farklıdır. Ünlü bir oyunun diziye uyarlanması sırasında yan pencereler açılabilir. Ancak bu ölçü gözetilerek, yaratıcı ustalıkla yapılmalı. Keşanlı Ali, belli uzunlukta bir dizi olmaya uygun ama fazla oynanmayı, yersiz sahnelerle uzatılmayı kaldıracak bir oyun değil. Umarım kararında bırakılır.

\n

Keşanlı, şarkılarıyla, müziğiyle bütünleşmiş, sevilmiş bir eser. Koro, oyunun en önemli desteği. Oyunun orijinal müziklerini Yalçın Tura yapmıştı. Oysa dizide bu konuda bir karışıklık olduğu ve müziğin yetersiz kaldığı ortada. Yine de Keşanlı Alinin yer yer aksayan temposunun hızlanması ve dizinin her yönüyle rayına oturması beklentimi sürdürüyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (08.01.2013) 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları