Kendini Yazmak

06 Eylül 2011 Salı
\n

\n

Kurtuldum, kurtarıldım, yarı boğulmuş olarak derinliklerinde süründüğüm karanlık ırmaktan çıkarıldım. () Acıyı, mücadeleyi ve boğulmayı unuttum artık.

\n

Günaydın Geceyarısı bir BBC çalışanınca Londrada, kaldırımda satılan döküntü kitaplar arasında bulunduğunda yazarı Jean Rhysın hayatta olup olmadığı bilinmiyordu. İzi sürüldü, bir kıyı kasabasında bulundu. 72 yaşındaydı, emekli aylığı ile geçinmeye çalışan, yapayalnız, alkol sorunu olan bir kadındı. Yazmayı umutsuzca sürdürüyordu ve bir süre önce komşularına saldırıdan tutuklanmıştı.

\n

Roman, radyoya uyarlanıp yayımlandı ve büyük yankı uyandırdı. Kitapları arka arkaya basılıyor, kapışılıyordu. Rhys yıllar önce bıraktığı Londraya döndü. Neler hissettiği sorusuna yanıtı kısaydı: Çok geç!

\n

Önemli, özgün bir yazarın bunca geç kalışı nedendi peki? Niye zamanında anlaşılamamıştı? Kimi yorumlara göre; bazen erkek söylemi ve bakışını ödünç alması, kadın kahramanlarının varlığını onlarla süslemesi es geçilmesine neden olmuştu. Erkeklik hallerini romanlarında gerçekçi bir bakışla sergilemesi iticiydi. Kadınlar ise yazdıklarını, hayalleri gölgeleyici, umut kırıcı ve karamsar buluyorlardı. Herhalde asıl neden onun gözden kaçan, değeri sonradan anlaşılan yazar soyundan oluşuydu.

\n

Çoğu birbirine benzese de erkek karakterler karton değildiler. Onları incelik ve kabulle anlatıyordu. İyi niyetli, şaşkın, bir yerden sonra çaresizdiler. Rhys bu çaresizliğin acımasızlığa dönüşmesini yansıtıyordu. Öte yandan biraz da geleneksel kadın-erkek rollerine dayalı ilişkilerde kadının verici ve duygusal yanının zekâsıyla çatışmasından ileri gelen bir çözülmeydi bu.

\n

***

\n

1890’da eski İngiliz kolonisi Dominikte doğan Jean Rhys, on altı yaşında okumak için Londraya gitmiş, babası ölünce okulu bırakarak koro kızı, manken, ressam modelliği gibi işlere girip çıkmıştı. Daha sonra yasadışı ilişkilere bulaşmış bir Belçikalıyla evlendi, bir süre Parisin bohem çevrelerinde yaşadılar. Kocası hapse düştükten sonra, kendisini yazmaya teşvik eden edebiyat eleştirmeni Ford Madox ile birlikte oldu. Dar bir çevrede adını duyurduktan ve bu aşk bittikten sonra yazmayı bırakmadı ama köşesine çekildi. Dörtlü (1928), Ayrılıktan Sonra (1930), Karanlıkta Yolculuk (1934), Günaydın Geceyarısı (1939) ve Geniş, Geniş Bir Deniz (1966) romanlarını yazdı ve her birinde hayatının farklı evrelerini değişik kadın kahramanlarla kurgulayarak anlattı. Ben her zaman yalnızca kendimi yazdımdiyordu. Hayata şanssız başlamış, gençlik yılları boyunca, güçsüz, büyüleyici, edilgen, aşk özlemi içindeki küçük güzel kızı oynamıştı. Esin kaynağı zorluklarla geçmiş hayatı, paylaşmak istediği deneyimleriydi. Belki de bu yüzden haksız yere küçümsenmişti.

\n

***

\n

Rhys, 1958de Good Morning, Midnight ile İngilterenin en büyük yazarlarından biri olarak yeniden selamlandı. Wide Sargasso Sea, yazarın bitmemiş olduğu itirazına rağmen yayınevinin çabasıyla 1966 yılında yayımlandı ve ertesi yıl WH Smith edebiyat ödülünü aldı. 1978’de edebi katkılarından dolayı İmparatorluk nişanı ile onurlandırılan Rhys, sonraki yıllarını ünlü, sosyetik, zengin biri olarak geçirdi. Ne var ki kendinden nefret ediyor, yaratıcı çalışma dönemlerinde dönüşümlü öfke nöbetleri yaşıyordu. 87. doğum gününden önce bir bakımevinde öldü.

\n

Bir söyleşisinde Bütün o arayışlar, parayla seks, üç felaket evlilik, alkolizm, depresyon, içimde saklı son derece ilkel ve aynı zamanda derin bir şeyden doğuyordudedi. Şimdi bana öyle geliyor…”

\n

***

\n

Jean Rhys: Adı geçen eserler / Can Yayınları

\n

Çev: Pınar Kür

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (08.01.2013) 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları