Güzel Şeyler (26.04.2011)

26 Nisan 2011 Salı
\n

Geçen hafta sonu yurtdışından gelen konuklarımla İstanbul Moderne gittik. Üst kattaki büyük salonlarda Yeni Yapıtlar Yeni Ufuklartemalı bir sergi vardı. Müzede alan sıkıntısı mı var bilmiyorum. Sürekli sergilenen resim sayısı az, yetersiz geldi bize. Çok sayıda turistin de ilgisini çeken bu güzel mekânda dünyadaki örnekleri gibi Türk çağdaş resim sanatı koleksiyonunun daha zengin bir biçimde sergilenmesi olanağı yok mu? Alt kattaki bölümlerde gösterilen videoların bir bölümünü izlemeye çalıştık, yazık ki sıradan sayılacak çalışmalar ağırlıktaydı. Bunların titizlikle seçilmesi beklenir. Olmuyorsa sayının azaltılması ve bu bölümün bir kısmının da tablolar için ayrılması düşünülemez mi? Bu arada Çinli sanatçı Yao Lu’nun süreli sergiler salonundaki “Yeni Manzaralar” sergisi ilginçti. Lu, Çin’deki doğa katliamını inşaat alanlarının toz geçirmez yeşil naylon ağlarla örtülmüş fotoğraflarlarıyla ürkütücü biçimde belgelemiş. Görmek gerek. Müzenin restoranı ise hem manzarası hem de yemeklerinin güzelliği ile konuk ağırlamaya uygun bir yer.

\n

***

\n

Altunizade Kültür Merkezinde her ayın üçüncü perşembe akşamı İstanbul’un Taşı Toprağı Müzikbaşlıklı küçük, çok hoş bir konser var. Programı İncila Bertuğ hazırlıyor ve anılarla, hikâyelerle süsleyerek izleyicileri de kattığı samimi bir akışla sunuyor. Öyle ki ev ortamında bir araya gelmiş hissediyorsunuz kendinizi. Geçen perşembe akşamı, Civan Ağa, Kemani Rıza Efendi, Mehmet Güntekin, Refik Fersan, Lemi Atlı, Osman Nihat Akın, Yesari Asım Arsoy ve Münir Nurettin Selçuk’un eserleri değerli solist Güzin Değişmez ve seçkin saz arkadaşlarınca büyük bir ustalıkla seslendirildi. Tadına doyulmaz bu izlenceye giriş serbest, öneririm.

\n

***

\n

Birkaç saat önce İzmir Kitap Fuarından, o güzel kitap şenliğinden mutlu döndüm. Geçmiş on altı yılı hatırlıyorum. Hiç kuşku yok, İzmir en çok kitap okunan illerimizin başında geliyor. Okuru, nitelikli bir okur. Ne demek nitelikli okur olmak? İçinde yaşadığı dünyayla, ülkeyle, sistemle kolayca uzlaşmayan, daha iyisini ararken sorgulayan, yorumlayan, neyin ne olduğunu anlama, bilme ve tanımlama arzusu duyan gelişmiş, sorumlu insan demek.

\n

Okumak güzeldir. Çünkü tıpkı yazmak gibi insanı kendi yaşamına götüren ve onu sürüden ayıran dolaysız bir kılavuz olabilir. Kitaplar ilişkilerimizde yol açan, eylemlerimize genişlik ve esneklik sağlayan araçlardır. Bize duyguların ve sezgilerin dilini öğretirler. Okuma zevkini keşfetmiş okurlarla birlikte olabilmek ve sevgiyle kuşatılmak ise her yazar için heyecan verici bir deneyimdir. Bir okurum yeni kitabımı alırken bir sonrakini ne zaman okuyabileceğini sordu. “Bilmiyorum, durmadan yazıyorum işte diye yanıtladım. “Evet ama ben de durmadan okuyorum…“ dedi. Bu noktada imza, bahane, yazmak ve okumak birebir bir karşılaşma, bir tür yüzleşme ve üst düzey bir insani talebi bölüşmek oluyor. Belki de bu talep yazmanın ve okumanın asıl amacıdır. Dünyayı ve hayatı değiştirme hayalinin altında ezilmeden düşünmeye ve kendi seçimlerini arayıp bulmaya yönelmek okumakla başlar ve insanlar üstünde yürümekten bezdikleri çizginin dışına ancak böyle çıkarlar.

\n

***

\n

Geçen hafta böyle geçti. Siyasetten, haberlerden uzak, yollarda, neşeli sofralarda, şarkılarla, resimlerle, kitaplar arasında. Biraz dağılmış ve soluk soluğa.

\n

Haftaya görüşmek üzere.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (08.01.2013) 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları