Çıplak ve Yalnız

17 Mayıs 2011 Salı
\n

\n

Geçen salı günü bir dostumun telefonuyla şifremin kırılarak e-postama girildiğini öğrendim. Londrada soyulmuş, parasız, pasaportsuz ortada kalmıştım. Dönmek için postamdaki kişilerden bana para göndermelerini istiyordum. İleti, düzgün bir İngilizce ve acıklı bir dille yazılmıştı.

\n

Postama girmeyi denedim olmadı, gmail hesabım artık bana ait değildi, çalınmıştı. Arşivimde iki bine yakın e-posta, bütün yazışmalarım, mektuplarım, yayınevleri sözleşmelerim, banka ve ödeme bilgilerim kısacası pek çok özel belge vardı. Kapıldığım paniği ancak bu deneyimi yaşayanlar anlayabilir.

\n

Çok geçmeden iletiyi alanlar telefon etmeye başladılar. En çok yazıştıklarım başta olmak üzere yıllardır haberleşmediğim insanlara durumu anlatmaya çalıştım. Googlela iletişim kurmayı ise başaramadım. Hesabıma erişemiyorumformunu doldurup gönderdim ve kimliğimin doğrulanamadığı cevabını aldım. Hesabımın sıfırlanması mümkün değildi. Hırsız, şifremi, telefonlarımı, kimliğimi değiştirmişken kendimi nasıl kanıtlayacaktım ki!

\n

Bilgisayar mühendisi olan oğlum işini bırakıp koştu. Googleın reklam toplama telefonları açıktı ama kullanıcı sorunları için acil bir numarası yoktu. Ayrıntılı birkaç form daha doldurduk, karşılık olarak aynı makine metni geldi. Google merkezine kötü kullanım raporu gönderdik. Banka hesaplarım SOS kapsamına alındı. Şoktaydım, o gece bir yolculuğa çıkacaktım, gidemedim.

\n

Ertesi gün, yayınevimden bir görevli Google Türkiye Merkezine giderek kimliğimi kanıtlamaya çalıştı. İlgilenilmedi. Postam ancak savcılığa suç duyurusunda bulunduktan ve Bilişim Suçları polisine olayı bildirdikten sonra, sıfırlanacaktı. Savcıya göre en az bir buçuk, iki aylık bir süreç. Eşi milletvekili olan bir arkadaşımın yardımıyla İletişim Daire Başkanlığından Googleın avukatına ulaşıldı. Onun da rapor yazmak dışında yapacağı bir şey yoktu. Savcılık dosyasını polise elden götürdüm, ifade vermeye çağırmalarını bekliyorum. Altı yıllık arşivimin bana geri dönmesi zayıf bir olasılık. İnternetle ilişkim gelişmiş değil. Paylaşım sitelerine de hiç ilgi duymadım. Ancak e-posta bir yazar için zorunluluk. Vazgeçip klasik posta kullanacak değilim. Yine de korkuyorum çünkü haneme tecavüz edildiği duygusu içindeyim.

\n

***

\n

Google ya da benzerleri için biz kullanıcılar okyanusta bir kum tanesi bile değiliz. Birinin adınız üzerinden işleyebileceği suçların sorumlusu da yalnızca sizsiniz. Bireyselliği ve özel olmayı özendirip satanlar sorunları sizi ortada bırakmadan çözme olanak ve sorumluluğuna sahip değil. Dünyayı saran iletişim ağları yenilmez, görünmez, kendi başına bir varlık olma yolunda ve vaatleri karşılamıyor. Her türlü suç çatlaklardan sızıp pis bir yağ gibi üstünüze bulaşıyor.

\n

Sosyal paylaşım siteleri özelinizi yanlışlıkla reklam dünyasına sunuyor, politikacının uygunsuz görüntülerini dünyaya yayabiliyor. Birileri sizin adınıza herkese cevap yetiştiriyor. Örnekler, bizi özgürleştirdiği ileri sürülen siber iletişimin özgürlüğümüzü farklı biçimlerde kısıtlayarak bize zarar verdiğini gösteriyor. Her şeyden önce hayata karşı olan bir kültür endüstrisinin pompaladığı ucuz kitle kültürüne bağımlı hale geliyoruz. Doyumsuz yenilenme talebi ve otomatik bireysellik arayışında git gide kendimizden uzaklaşıyoruz. Kontrol edemediğimiz, güvenliğin geçerli olmadığı ve sorgulama bilincimizin dumura uğratıldığı bir alanda değerlerimiz, düşüncelerimiz ve özelimiz de önemsenip korunamıyor ve ortalıkta savruluyor. Bunca gürültüye, kalabalığa, görülme ve duyulma çabamıza karşın çırılçıplak ve çok yalnızız.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (08.01.2013) 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları