Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Halkı İkna Et, Santralı Kur!'
Bir yanda doğru söze ne denir, öbür yanda nükleercilere Fukuşima faciası ardından tüm dünyada yaşanan gelişmelerden sonra bu aşırı özgüven nereden gelmektedir? Dahası Rus şirketine çok daha önce sorulması gereken “Nükleer atık konusunu nasıl çözeceksiniz?” gibi garip bir soru sorulmasıdır. Bu önemli soruyu şimdiye kadar neden sormadınız?
\nNükleer santrallara karşı Türkiye’deki direniş, Batılı ülkeler ve kuşkusuz 11 Mart Fukuşima faciasından sonra Japonya’daki direnişle kıyaslanmayacak ölçüde güçsüz görünüyor. Ancak Fukuşima faciasından sonra ülkemizdeki direnç, özellikle de kimi çevre kuruluşlarının hukuk yoluna başvurmalarıyla kuvvet kazanmıştır. Nitekim doğa ve çevre korumasının önde gelen saygın sivil toplum örgütlerinden TEMA Vakfı, Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralı engellemek ve yapımını durdurmak için dava açmış bulunmaktadır.
\nJaponya’da Fukuşima’dan sonra yüz binlerce insan ‘Bir daha asla’ diyerek sokaklara dökülmüş, Avrupa’daki direnişçiler nükleer atıkların nakli sırasında kentlerin yakınlarından geçmesini engellemek için özel trenleri engellemişti. Almanya büyük paralara mal olmasını göze alarak zaman içinde nükleerden vazgeçme kararı almıştır. İsviçre’deki durum da aynıdır. İtalya referandumla nükleer santralların yolunu kesmiştir. OECD üyesi Avusturya yeni inşa edilen santralı devre dışı bırakmış, şu sıralarda müze gibi meraklısına küçük bir para karşılığında gezdirmektedir. Buna karşılık ABD dahil çok sayıda ülkede yenilenebilir yeşil enerji kaynaklarına yönelimler giderek artmaktadır. Fukuşima felaketi bir bakıma nükleerden enerji sağlamanın da sonunu getirmektedir. Facia sonrası Japonya’da yapılan son araştırmalara bakılırsa Fukuşima faciasının kaynağında, 1951’de kabul edilen bir yasaya göre nükleerden elektrik üretiminin kamudan ayrılarak özel sektöre verilmesi yer almaktadır. Zira son faciada elektrik devi Tepco’nun facianın oluşumundaki zaraların devasa ölçülere ulaşmasında bağışlanmaz ihmallari ve yetersizlikleri birbiri ardından su yüzüne çıkmaktadır. Özetle Tepco, kâr aşkına güvenliği kurban etmiştir. Bu konudaki ayrıntılı raporun tamamı, önümüzdeki yaz yayımlanacaktır. Tepco’nun reaktörü sular altında bırakan tsunami dalgasının ne ölçüde kabaracağı tahminleri yetersiz kalmıştır. Oysa başka uzmanlar kabarmanın Tepco’nun tahminlerini aşacağı, bu yüzden koruyucu duvarların yüksekliğinin yetersiz kalarak faciaya neden oluşturabileceğini çok önceden ortaya koymuşlardı. Ne ki Tepco’nun, maliyeti arttırarak kârı düşüren bu önlemleri dikkate almadığı ve bir kez daha güvenliği ranta kurban ettiği ileri sürülmektedir. Oysa bir zamanlar burnundan kıl aldırmayan Tepco, şimdilerde kurban yakınlarına vermek zorunda olduğu tazminatlar yükü gündeme gelince kamunun kapısını çalmak üzeredir.
\nGerçek şu ki, Çernobil değilse de Fukuşima, nükleer enerjiyle elektrik üretmenin temizliği, ucuzluğu tezinin de birer efsane olduğunu açık ve net biçimde ortaya koymuş, başta Japonya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünya nükleerden elektrik üretmekten yavaş yavaş vazgeçmenin yolunu tutmuştur. Bu son derece ciddi bir gelişmedir. Zira santralların sökümü, neredeyse yapımından çok para gerektirmektedir. Örneğin Fukuşima’nın sökümü, kırk yıl gibi ciddi bir zamana ve milyonlarca dolara mal olacaktır. Almanya nükleerden ayrılmak için 250 milyar Avro’yu gözden çıkartmıştır. Nükleerden sağlanan elektriğin temizliğine gelince; bu da ucuzluk gibi bir efsanedir. Zira santralın kurulma aşamasındaki ve nükleer atıkların özel depolarda güven altına alınmasıyla ilgili yapıların inşaatlarındaki karbondioksit salınımları düşünüldüğünde temizlik avantajı sıfırlanmakta. Aslında her şeyin yolunda gittiği bir ortamda nükleerden sağlanan elektrik, güneş ve rüzgârdan elde edilen elektrikten net bir biçimde daha ucuzdur. ‘Kilovatsaati sadece altı yen’dir. Ne ki buna, son derecede pahalı nükleer atıkların güvenli bir biçimde saklanması gideri ve beklenmeyen doğa felaketlerinin vereceği muazzam zararlar eklendiğinde nükleerden sağlanan elektrik, dünyanın en pahalı elektriği haline gelmektedir. Bakanlığın Rus şirketten talep ettiği birim, sivil toplum örgütlerine, bölge halkına ve tüm kurumlara nükleer santrallar konusunda bilgilendirme yapacaktır.
\n‘Halkı ikna et, santralı kur’ toplantılarına umarız Türkiye Yeşil Barış (Greenpeace) temsilcileri, gerektiğinde merkezde görev alan uluslararası nükleer uzmanların da katılımını sağlayarak katılacaklardır. Son bir anımsatmamız ise şu: Ülkemizi yaşamsal önemde ilgilendirmesi gereken böylesi bir olayda muhalefetin sesi neden çıkmamaktadır?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
En Çok Okunan Haberler
- Görevlerine son verilmesi talebiyle dava açıldı
- İşte 2 milyon liranın aylık faiz getirisi
- Oğluna sahip çıktı, Özel'e hakaret etti!
- CHP, belediye operasyonlarına karşı kartını çekti
- ‘Öcalan istedi, heyete katıldı’
- 'Madem hedefiniz benim...'
- Evde boğazları kesilmiş halde bulundular!
- Özlem Gürses'ten 'Bahçeli' itirafı
- Suriye'den Türkiye'ye görülmemiş gümrük vergisi!
- Kürsüde Kürşad Yılmaz'a sert yanıt!