Hüseyin Baş

Bir Zirveden Öbürüne

18 Kasım 2008 Salı

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin yöneticileri, İngiliz gazetesi The Observerın yaklaşımıyla, bir kuşak boyu üretilen finansal krizi sadece bir öğle sonrası sürede önlemek elbette ki olanaksızdı”. Hele buna bir de Obamanın yokluğu eklendiğinde.

G20lerin devlet ve hükümet başkanlarının yayımladıkları sonuç bildirgesine bakıldığında zirvenin yine de finansal krizin ve ardından gelmekte olan, gelen resesyonun tüm ülkelerde hissedildiği şu günlerde hiç işe yaramadığı da söylenemez. G20ler, alınması gereken bazı önlemler konusunda, henüz yürürlüğe girmese de anlaşmışlardır. Sonuç alınması beklenen asıl zirve ise, daha fazla ülkenin ve çok daha önemlisi bizzat yeni başkan Barack Obamanın katılımıyla 31 Mart 09-30 Nisan ’09’a ertelenmiştir. Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki zirvelerin, finansal krizin ve resesyonun frenlenmesi konusunda daha şanslı olabileceği söylenebilir.

G20 zirvesinde, dünya ekonomisinin uzun süreceği belli olan krizinin frenlenmesi konusunda birlikte alınması gereken bir dizi acil önlem de saptanmıştır: İç talebi canlandırmak için bütçesel önlemler, bazı ülkelerde faiz oranlarının indirilmesi gibi. Ayrıca beş alanda geçerli olacak bir eylem planı da belirlenmiştir. Bunlar arasında krizi tetikleyen kuralsızlıklara son verilmesi, muhasebe usullerinde uyum, piyasadaki türev ürünlerinde saydamlık, banka yöneticilerinin ücretlerinin sınırlandırılması ve büyük kârlar sağlamak için büyük riskli işlere girişilmesinin önlenmesi, uluslararası finans kuruluşlarının sermaye ihtiyaçlarının karşılanması...”

G20 zirvesinin anahtar sözcüklerini ise Le Mondeun deyişiyle, destek, kurallar ve reform oluşturmaktadır. Ayrıca Alman Şansölyesi Angela Merkele göre, her girişim, her ürün, piyasaların tümü, gerçek bir gözlem ve denetim altında tutulacak, karanlık hiçbir noktanın kalmaması sağlanacaktır”.

***

31 Mart 09 ve 30 Nisan ’09’da yapılması öngörülen genişletilmiş Obamalı zirvelerin, sözü edilen acil ve somut önlemler konusunda daha şanslı olacağından kuşku yok. Ancak önerilen önlemlerin ne ölçüde hayata geçirileceği henüz bilinmemektedir.

Zira G20 zirvesinde W. Bushun bazı sözleri ibret vericidir. Bush giderayak, ABD ve dünya ekonomisinde her şey tıkırındaymış, ülkesi ve gezegenin hemen tümü ’29’daki büyük bunalımdan beter bir yıkımla karşı karşıya değilmiş gibi, İnancımız odur ki, ekonomik liberalizm bize sürdürülebilir bir refah yolu sunmaktadır demekte ve ülkeleri yeni bir küresel reform ve aşırı kurallardan uzak durmaya çağırmaktadır. Bunda kuşkusuz şaşırtıcı bir yan yok. Bay Bush kendini savunuyor. Daha da vahimi, olup bitenleri hâlâ anlamamış görünüyor.

Bunun elbette ki kıymeti harbiyesi yok. Önemli olan gelecek zirvelerde Obama ve ekibinin nasıl bir tutum takınacağıdır. Bu konuda fazla hayale de kapılmamak gerekiyor. Zira bu ülkede ve Avrupada kapitalizmin özüne ilişmeden, ne var ki, krizde önemli payı olan vahşi kapitalizmin dilediğince at koşturmasını önleyecek bazı önlemler alınması düşüncesi de oldukça yaygın. Değişim, kanımızca, piyasa ekonomisine çekidüzen verilmesine yönelik bir restorasyonla sınırlı kalacaktır.

Nitekim zirvenin hemen öncesinde Amerika Hazine Bakanı Henry Paulson finans sisteminin kurtarılması girişimiyle ilgili planda büyük bir değişiklik yapmış, başlangıçta benimsenen bankaların elindeki çürükhisseleri almak yerine kurtarmaya ayrılan 700 milyar doların bankalara doğrudan aktarılması kararı almıştır. Amaç, bankaların kredi vermesini, tüketimin ve yatırımların gerilemesini önlemek. Hazine Bakanı, Nobel ekonomi ödüllü demokrat ekonomist Joseph Stiglitz ve Paul Krugmanın ısrarlarına karşın bu değişikliği yapmakta geç kalması ise yoğun eleştirilere uğramıştır. Gerçek şu ki, birkaç haftalık gecikme ekonomide özellikle de istihdam konusunda önemli kayıplara yol açmıştır. Örneğin Goldman Sachın ekonomistlerine göre işsizlik hızla yüzde 7.5 düzeyine fırlamıştır. (Bugün yüzde 6.5). On sekiz ay önce ise yüzde 4.

Yeni zirveleri beklerken resesyon durmuyor. Daralma, işsizlik, günlük yaşamda artan oranda hissediliyor. Uzmanlara bakılırsa daha beteri önümüzde!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tunus Nereye?.. 12 Mart 2012

Günün Köşe Yazıları