Hikmet Çetinkaya

Nükleer Masallar...

29 Nisan 2011 Cuma
\n

\n\n\n

Eksilmiş ve delip geçen dipsiz avuntular, seslerin var olan gücü, yaşanır bir dünya özlemi, kirlenen denizlerimiz, göllerimiz, ırmaklarımız.

\n

Sabaha karşı uyandım ve bir daha uyuyamadım...

\n

Elimde bir kitap...

\n

Kafamda bir dizi soru işareti.

\n

Gerçekten Türkiye nereye gidiyor!..

\n

Bir anlamsızlık, sığlık, boşvermişlik, vurdumduymazlık.

\n

Temiz bir çevre istemi, nükleer santrallara tepki!

\n

Çevre bilincinin gelişmediği toplumlar, balık ölümleri, zehirli atıklar, siyanür...

\n

Bir avuç insan yurdun dört bir yanından Ankaraya doğru yürürken ne diyorlardı:

\n

Anadoluyu vermeyeceğiz!

\n

Aynı çığlığı Bergamanın Kozak yaylasında da duymuştum, Istrancalarda da, Kaçkarlarda da...

\n

İnsanlar 159 kilometrelik bir zincir oluşturmuşlardı... Zincirin halkasında çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler vardı.

\n

Aliağada ilk çevre hareketi başlayalı neredeyse 25 yıl mı olmuştu?

\n

Hakkı Ülkü ve Osman Özgüdenin öncülüğünde binlerce insan...

\n

O eylemi dün gibi anımsıyorum.

\n

Manyas Kuş Cenneti, Ulubat Gölü, Bafa... Yeşilırmak, Kızılırmak, Meriç ve Gediz...

\n

Derelerden akan sular ırmakları oluştururdu...

\n

Gediz Nehrinde balıklar ölüyor ama kimsenin umurunda değil... Ulubat Gölü kirleniyor, Küçük Menderes artık Bafaya zehir akıtıyor.

\n

***

\n

Binlerce yıllık tarihin ve kültürün boy verdiği Anadolu yağmalanıyor AKP iktidarı döneminde. Akkuyuya nükleer santral kuruluyor.

\n

Ormanlar, Hazine alanları 60’lı yıllardan beri yağmalanıyor...

\n

Şimdilerde ise bu alanlar çokuluslu şirketlere ve altın avcılarına teslim ediliyor.

\n

Japonyadaki nükleer yıkım bize ders olmadı, tıpkı Çernobilde olduğu gibi...

\n

Büyük Ortadoğu Projesinin bir ayağı Libyadan sonra Suriyeye kaydı, demokrasi ve özgürlük masalı Mısırın Tahrir Alanında Hüsnü Mübarekin komutanlarıyla kol kola girdi.

\n

Libyayı önce Fransa bombaladı olaylar çıkınca...

\n

Az daha unutuyordum.. ABD ve İngiltere, Irakı demokrasi ve özgürlük adına işgal etti, 1.5 milyon yaşlı, genç; çoluk çocuk, kadın erkek gözetilmeksizin öldürüldü.

\n

Baskıcı rejimlerden öyle kolay kolay kurtulunur mu?

\n

Sanılıyor ki demokrasi Tanrı Baba tarafından gökten zembille ya da altın tepsiyle yoksul halkların sofralarına getiriliyor.

\n

Yakın tarihi bilmezseniz, bildiğiniz halde yalan söylerseniz, inanırsınız bunlara.

\n

Yalan ve dolanla kâğıttan kaplanlar, aslanlar...

\n

Alın size demokrasi ve özgürlük!

\n

BOP budur işte anlayana!

\n

***

\n

Bir dönem Çernobil masalları dinlemiştik siyasetçilerden... Şimdilerde Akkuyu masalları dinliyoruz...

\n

Japonyadaki yıkımdan sonra Bir varmış bir yokmuş diye başlayan Fukuşima masalları dinlemeye hiç niyetim yok benim.

\n

Tüm gelişmiş ülkeler biliyor ki, sanayi atıkları ve nükleer santrallar tehlikelidir...

\n

Nükleer lobi Türkiye gibi ülkelere göz dikerken, Yunanistan, Almanya gibi ülkelere neden giremiyor?

\n

Bir süre önce Greenpeace, Japonyada açığa çıkan plutonyum yüzünden (Serdar Kızık - 15 Mart 2011) bölgenin binlerce yıl ölü bir alanolarak kalacağını açıkladı.

\n

Çekirdek erimesi gerçekleşirse yaşanacak yıkımın boyutlarının Çernobilden daha büyük boyutta olacağı vurgulandı.

\n

Patlama oldu mu? Oldu! Sızıntı oldu mu? Oldu!

\n

Daha ne olsun söyler misiniz?

\n

Japon sistemi depremin ardından hemen kapanacaktı hani?

\n

Kapanmadı!

\n

AKP iktidarı canla başla nükleer santralları savunuyor, Karadenizden Marmaraya çılgın projegeliştiriyor.

\n

Oh yeme de yanında yat!

\n

Türkiye bir deprem kuşağında yaşamıyor mu?

\n

İstanbulda konutların yüzde 65i kaçak değil mi? Yedi büyüklüğünde bir deprem İstanbulu ne hale getirir?

\n

Bunları düşünen yok.

\n

***

\n

Çevreciler yaşanır bir dünya istiyor!

\n

Bergama, Eşme, Seferihisar, Havran, Küçükdere Elele Hareketi”, İçme suyumuz zehirleniyordiye çığlık çığlığa yürüyor...

\n

Dağlarımız, ovalarımız satılıyor, ırmaklarımız, denizlerimiz kirleniyor...

\n

Türkiye çağ atlıyor çağ!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları