Hikmet Çetinkaya

İlhan Selçuk'tan özür dile Okay!..

29 Mart 2010 Pazartesi

Okay Gönensin, Ertuğrul Özkök’ün yazısından yola çıkıp 1989 yılının Ocak ayında, o dönemde Adana temsilcimiz olan Celal Başlangıç’ın “Yeşilyurt’ta dışkı yedirme” olayını haberleştirdiğine değinip her zaman olduğu gibi İlhan Selçuk’a vurmuş:


“Cumhuriyet’te çalışan hiç kimse, İlhan Selçuk’un bu dışkı olayıyla ilgili yazı yazdığını hatırlamıyor!”

Acaba İlhan Selçuk 21 yıl önceki “dışkı yedirme olayı”na ilişkin gerçekten yazı yazmadı mı?
Okay “kuyruk acısı” 19 yıldır geçmediği için sık sık yapıyor bunu...

Okay, yazısında şöyle diyor:
“Cizre’nin Yeşilyurt köyünde jandarma tarafından köylülerin dövülmesi ve dışkı yedirilmesi 1989 yılında oldu, olayı duyan ve izleyen de muhabir Celal Başlangıç’tır.
O sırada İlhan Selçuk Cumhuriyet gazetesini yönetmiyordu, hatta belki de o dönem, 30 yıl boyunca yönetim üzerinde en az etkisi olan dönemdi. Mustafa Balbay o sırada Cumhuriyet İzmir Bürosu’nda çalışıyordu. Sanırım henüz istihbarat şefi olmuştu...
Ayrıca hafızama güvenmeyip o dönemde ‘orada’ olan bazı kişilere sordum, kimse İlhan Selçuk’un bu dışkı yedirme olayıyla ilgili bir yazı yazdığını hatırlamıyor.”

Okay Gönensin kime sordu bilmiyorum... Gazeteciliğin “ciddi bir iş olduğu”nun bilincinde olsaydı en azından Cumhuriyet’in arşiv servisine ya da bana telefon edip doğrusunu öğrenebilirdi.

Bunu yapmadı, deyim yerindeyse salladı!

İlhan Selçuk’un 26 Ocak 1989’da “Pencere” köşesinde yayımlanan yazısının başlığı şöyle:
 “Salgın Mikrop”


***


Peki ne yazmış İlhan Selçuk?
Yazı şöyle başlıyordu:
“Görgü ve incelik, insan ilişkilerini güzelleştirmek içindir; ancak kimi zaman tuhaflıklara yol açabilir. Sözgelimi ‘çiş’ yerine ‘idrar’ ya da ‘bok’ yerine ‘insan pisliği’ dersek kibarlık sayılıyor.

Mardin’in Cizre ilçesinin Yeşilyurt köyüne baskın yapan güvenlik görevlileri köy halkının canına okuyorlar; erkekleri yere yüzükoyun yatırıp çiğniyorlar, dövüyorlar; başta muhtar olmak üzere köylülere ‘bok’ yediriyorlar. Ne var ki köylüler yine incelik göstermişler, savcılığa yazdıkları şikâyet dilekçesinde görgüyü elden bırakmıyorlar.
Diyorlar ki:
- Çevreden insan pisliği toplatılarak yaşlı, genç demeden tek tek ağızlarına verilmiştir.”

İlhan Selçuk’un yazısı uzun...
Önce son bölümünü aktarayım:
“Yurtseverliğin çağdaş anlamı, insan haklarında çerçeveleniyor; eğer bu çerçeveyi kırıp dökerek şovenliği milliyetçilikle karıştırırsak sonunda hepimiz pişman oluruz.”


***

İlhan Selçuk’un yazısından bazı bölümler aktarıyorum:
“Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür; ama bu ülkemizde her mezhepten, her dinden, her soydan insan yaşamıyor demek değildir. Hıristiyanı, Müslümanı, Alevisi, Sünnisi, Süryanisi bizdendir; Rumu, Ermenisi, Yahudisi, Çerkezi, Kürt’ü bizdendir; soyunu sopunu, dilini dinini özümsemek hakkına anayasayla sahiptir.

Adam diyor ki:
- Ben Kürt’üm...
Böyle konuşanın üstüne ‘vatan haini’ diye yürümek vatanseverlik değil, bölücülüktür. Birlikte yaşadığımız Kürtlerin insanlık haklarını savunanları düşman saymak, çok tehlikeli çelişkilerin çukurunu kazmakla eşanlamlıdır.

Emperyalizm, Anadolu halkının çelişkileri üzerine bir iç kavgayı sırası geldiğinde tezgâhlamak istiyor.  Yoksul halklar üzerine oyun hep böyle oynanır; sonra insanların gözlerini kan bürüdü mü, önüne geçilmez bir kanlı senaryo sahnelenir.”

İlhan Selçuk yazısında ayrıca, canavarlığın kimi zaman insanın damarlarında akan kana karıştığı, beyninde sarmallaşarak, gözleri kör ettiğini vurguluyor...


***

Başta söyledim Okay, gazetecilik ciddi bir iştir...

Cumhuriyet’teki ayrışma (6 Kasım 1991) hepimizi bir yerlere savurdu...

Aradan 19 yıl geçmiş, kim haklı, kim haksız tartışması artık bitmiştir...

At o yüreğindeki kin ve nefret tohumlarını Okay!

Arın, kendinle hesaplaş, özeleştirini yap!

Karanlığın o kapkara tanelerinden kurtul...

İlhan Selçuk ve yanılttığın Vatan gazetesi okurlarından da özür dile!


***

25 gündür Koç Vakfı Hastanesi yoğun bakım bölümünde yatan İlhan Selçuk’un 26 Ocak 1989’da yazdığı “Salgın Mikrop” başlıklı yazısının tümü “Pencere” köşesinde



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları