Hikmet Çetinkaya

Dink cinayetinde bir albay...

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Geçmişle hesaplaşmayı, öç alma duygularıyla çamur atmayı, birbirimizi aşağılamayı bir kıyıya atıp hayatın anlamını kavrama, bu topraklarda yaşayan insanların barış içinde yaşamaları sürecine ne zaman gireceğiz?
Kafamdaki sorulara yanıt aramaya çalışırken kör terörün, eli kanlı PKK’nin yine askere, polise yönelik saldırısıyla uyanıyoruz neredeyse her sabah...
Elazığ’da Emniyet Müdürlüğü’ne bombalı araçla saldırıda üç şehit, onlarca yaralı... Bitlis’te altı, Van’da dört şehit ve kayıp siviller...
Terörü lanetleyip birbirimizi ırk, din, mezhep farkı gözetmeksizin kucaklamamız yurttaşlık görevimiz.
Yarın umutlu olmak, hayatı kucaklamak için daha fazlasına gereksinimimiz var.
15 Temmuz öncesi ve sonrası...
Güzel bir fırsat yakaladık; toplumun hangi görüşten, hangi ideolojiden, hangi partiden, hangi inançtan gelirse gelsin FETÖ’cü darbe girişimine nasıl göğüslerini siper ettiklerini gördük hep birlikte...
Nâzım Hikmet’in deyişiyle güzel ve güneşli günler görecek, umutlarımızı, sevinçlerimizi çoğaltacaktık.
Geçmişle hesaplaşmayı bırakıp Türkiye’yi Suriyelileştirmek isteyenlere ders verecek, intikam duygularından sıyrılacaktık...
Tümümüzün ezberi, takıntısı olsa bile biz özeleştirimizi yapacaktık...
Tarihi bir dönemeçten geçerken Elazığ’ı, Bitlis’i, Van’ı vuran kör terör en çok Kürtlere zarar veriyor...
Yoksulluğun kol gezdiği bölgede şiddetin artması, rant peşinde koşan PKK’nin, Kandil’in işine yarıyor, barış ve kardeşlik duygularını yok ediyor.

***

Kimi zaman umutlarım uçup gidiyor, acılar ırmağı içinde yitip gidiyor tüm düşlerim...
Ölümlerle yatıp ölümlerle uyanmaya alıştık, faili meçhul cinayetleri aydınlatmamak için sayısız yöntemler bulduk geçmişte...
Ogün Samast adlı bir genç, sözde tek başına belinde silahla İstanbul’a geliyor, Agos gazetesinin önünde Hrant Dink’i öldürüyor...
27 Ocak 2012’de şunları yazmışım bu köşede:
“........Dink ailesinin avukatları, TİB ve MOBESE kayıtlarının önemli bölümlerinin silindiğini öne sürüyor.
Zaten dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, 17 yaşında olduğu söylenen Ogün Samast’ın işlediği cinayetle ilgili ‘üç-beş duyarlı gencin işi’ deyip görüşünü açıklıyor.
.........

Bakın o dönemin asker-sivil bürokratlarına, hepsi terfi ettiler...”
O dönemde Fethullahçılar, adına ister “paralel devlet” , ister “haşhaşi” deyin, iktidar ortağıydılar.
Bugün başka bir süreçten geçiyoruz... FETÖ’cüler 15 Temmuz gecesi yıkıldılar...
O efsane yerle bir oldu sayılır ama devlet içinde hâlâ az da olsa varlar.
FETÖ’cü duvarı aşıldıkça faili meçhul cinayetler aydınlatılır...
Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, Dink cinayetinin işleneceğini önceden biliyor muydu?
Aynı tarihli yazımdan bir bölüm.... Dönemin Trabzon Valisi olan Hüseyin Yavuzdemir, şöyle demiş:
“......Sonradan gazetelerden öğrendim, istihbarat birimlerinin Hrant Dink gibi önemli bir gazeteciye suikast yapılacağından haberdar olduklarını. Eğer bilgi verilseydi bugün Hrant Dink yaşıyor olacaktı.”

***

Ali Öz sonunda Dink cinayetinden ötürü tutuklandı...
Dink davası kararını veren yargıç da dün Manisa’da gözaltına alındı...
Salt Hrant Dink cinayetinin değil tüm faili meçhul kalan ancak faili belli olan, aydınlatılmayan cinayetler de gün ışığına çıkarılmalı...
Paralel yapının, derin devletin, bu ilişkiler zincirinin nerelere uzandığı artık belli olmalı.
Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinde ayrımcılık yapılmamalı, kör teröre karşı ortak tavır alınmalı...
PKK’yle mücadele ederken, her Kürt yurttaşımız potansiyel terörist olarak yaftalanmamalı.
FETÖ’cüler sinsice devletin kılcal damarlarına, siyasal iktidarların yol vermesiyle girdi...
Sakın bu gerçeği unutmayın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları