Hikmet Çetinkaya

Deniz Feneri'ni Unuttuk mu?

21 Mayıs 2011 Cumartesi
\n

\n\n\n

Aylardır merak ediyordum, Almanya Deniz Fenerine ne oldu, yargıçlar bu konuda ne düşünüyor, Türkiye ayağındaki adlar niçin unutuldu, medya bu konunun üzerine neden gitmiyor, diye...

\n

Gazetelerde Almanya kaynaklı haberleri okuyunca, yıllar önce yazdıklarım geldi aklıma...

\n

Alman yargıçlar ne yapsın, Türkiye ayağını oluşturanlar koruma altında.

\n

Bilmeyenler için anımsatayım:

\n

Almanya Deniz Feneri davası 2007 seçimlerinden önce, yanılmıyorsam nisan ayında patlak vermişti.

\n

Frankfurt Mahkemesi kısa bir sürede davayı bitirmiş, üç kişiye hapis cezası vermişti. Kararı açıklayan mahkeme asıl faillerinKanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve eski RTÜK Başkanı Zahid Akman olduğunu karar tutanaklarına geçirmişti.

\n

***

\n

Toplanan milyonlarca Avro...

\n

Son model otomobiller!

\n

Evler, yatlar, katlar!

\n

İddialar çoktu!

\n

Acaba Karaman ve Akmanın durumu ne oldu?

\n

Almanyadaki ikinci davanın geleceğiyle ilgili açıklama Frankfurt 29. Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıcı Horst Zimmermanndan geldi.

\n

Bakın Alman yargıç ne diyor:

\n

Frankfurt Savcılığının soruşturma dosyası bize dava açılması istemiyle geldi. Ancak şöyle bir sorun var: Biz eğer davayı açarsak bundan sonraki ilk adım sanıkların tutuklanması olmalı. Yoksa dava açılmasının bir anlamı olmaz.(Gazeteport)

\n

Kim bu tutuklanması gereken sanıklar?

\n

Karaman ve Akman...

\n

***

\n

Alman yargıç işi yokuşa sürüyor aslında...

\n

Nasıl mı?

\n

Alman savcıya göre Türkiyeyi de kapsayan süreç şöyle gelişecek:

\n

Sanıkların yakalanması için uluslararası yakalama bülteni çıkarmamız lazım. Bunu yapmak kolay ama sorun şurda; biz yakalama ve tutuklama kararı çıkarsak bile Türkiye failleri bize vermeyecek. Türkiye bize, biz sanıkları size teslim edemeyiz, gerekirse biz yaparız yargılamayıdiyecek. Bu durumda da sanıkları yakalaması imkân dahilinde olmayan bizim bir dava açmamız anlamsız hale gelecek. Sanıkları tutuklamadan artık ilerleme kaydedemeyiz çünkü. Dava açıp açmamaya henüz tam karar vermedik, tartışmaya devam ediyoruz. Şu da var tabii, biz dava açmazsak Frankfurt Savcılığı bizi üst mahkemeye şikâyet edebilir. Buna hakları var.

\n

Böyle bir açıklama olur mu?

\n

Açarsınız davayı, uluslararası yakalama emrini çıkarırsınız...

\n

İşe bakın siz!

\n

***

\n

Şimdi size bu konuyu baştan beri izleyen Aykut Küçükkayanın Yüzyılın Yolsuzluk Oyunu” (Cumhuriyet Kitapları) kitabından bir bölüm aktarıyorum:

\n

Deniz Feneri e.V. Almanyada yaşayan Türkleri dolandırmak için kurulmuş bir organizasyondur. Baştan beri insanlara yardım etmek gibi bir niyetleri yoktur.

\n

Toplanan paraların ne yapılacağı Türkiyede belirleniyordu. Hiyerarşinin üst kademeleri, talimatı verenler ve asıl suçu işleyenler Türkiyede.

\n

Arka planda Zekeriya Karaman ve Zahid Akman var. Asıl suçlular Türkiyede olduğu için Almanya Deniz Feneri davasındaki cezalar düşük tutulmuştur.

\n

Deniz Feneri e.V. 5 yılda en az 28 bin 836 bağışçıdan 41 milyon 423 bin 158 Avro bağış topladı. En az 14 milyon Avro yardım amaçlı kullanılmadı...

\n

Alman hâkim Dr. Johann Müller bu sözlerinin ardından (17 Eylül 2008) Mehmet Gürhana 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkana 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermişe 1 yıl 10 ay hapis cezası verildiğini açıkladı.”

\n

***

\n

Almanya Deniz Fenerinin öyküsü böyle...

\n

Frankfurt polisinin yaptığı operasyon ve gözaltılar, soruşturma süreci dört yılı doldurdu...

\n

Şu anda Mehmet Gürhanın tutukluluk hali sürüyor... O da yakın bir gelecekte özgür kalacak...

\n

Peki bu süreç içinde Türkiyede ne oldu?

\n

Dava bile açılmadı!

\n

Tek yapılan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği, aralarında kuşkulu isimler Karaman ve Akmanın da bulunduğu toplam 18 kişinin mal varlıklarına koyduğu ihtiyati tedbir kararıydı.

\n

Bakıyorum bu konudan muhalefet meydanlarda pek söz etmiyor!

\n

Gerçekten önemli bir konuyu sık sık gündeme getirmemelerini şaşkınlıkla izliyorum!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları