Hikmet Altınkaynak

Yazarlar, Sabahattin Ali’yi anlatıyor

12 Ağustos 2021 Perşembe

Epeyce zamandır yayın hazırlığının sürdüğünü bildiğim Başın Öne Eğilmesin/Sabahattin Ali Kitabı çıktı, geçen hafta kargoyla geldi. Okumaya başladım, bitirmeden başka bir kitaba geçmedim.

Kartal Belediyesi’nin katkısıyla TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası) tarafından hazırlanan kitaba, emeği geçen herkesi kutlarım. Ellerine, yüreklerine sağlık!

Sabahattin Ali Kitabı’nda 35 yazı yer alıyor. Hıfzı Topuz’dan Dr. Rahime Sarıçelik’e, Adnan Özyalçıner’den Mustafa Köz’e, Öner Yağcı’dan Erdal Atıcı’ya, Emin Karaca’dan Gülsüm Cengiz’e yazarlar, Sabahattin Ali’yi anlatıyor. Ayrıca “Sabahattin Ali 110 Yaşında” başlıklı sempozyum bildirileri de bulunuyor. 

Editörlüğünü TYS 2. Başkanı, şair, yazar Nalan Çelik’in yaptığı kitapta benim de “Edebiyatımızda Bir Yol Açıcı Sanatçı: Sabahattin Ali” başlıklı yazım var.

Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, “Sabahattin Ali Bir Mirastır” başlıklı yazısında Sabahattin Ali için sadece bir edebiyatçı değil, demokrasi mücadelesi vermiş, bedeller ödemiş ve bu uğurda yaşamını yitirmiş bir gazeteci ve düşünürdür diyor.

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner de yazısını “İsa Çelik’in ‘Başın Öne Eğilmesin’ başlıklı o güzelim afişini kitabımızın kapağı yaptık, böylece baskılar karşısında hiçbir zaman baş eğmeyen/eğdirilemeyen bir yazar olan Sabahattin Ali, bize de örnek olacaktır” diye bitiriyor. 

Onunla tanışan Hıfzı Topuz’un “Sabahattin Ali’yle 71 Yıl Önce Tatlı Bir Akşam ve Ertesi Gün” başlıklı yazısı bilmediğimiz şeyler anlatıyor. Tıpkı Başın Öne Eğilmesin / Sabahattin Ali’nin Romanı’nda (Remzi Kitabevi, 2006) olduğu gibi...

ARANAN SABAHATTİN ALİ

Yazısına “Ben talihli bir gazeteciydim” diye başlayan Hıfzı Topuz, tanıştığı, konuştuğu, sohbet ettiği yerli yabancı birçok ünlüyü anıyor ki, hayran kalmamak elde değil. Atatürk’ten İsmet İnönü’ye, Nâzım Hikmet’ten General Trikupis’e, Hasan Âli Yücel’den Sabahattin Ali’ye... 1940’lı yıllardan başlayarak pek çok yazar adı veriyor. Picasso’dan Gabriel Garcia Marquez’e, General de Gaulle’den Julio Cortazar’a...yabancıları da unutmuyor.

Hıfzı Topuz’a göre, Sabahattin Ali 1947’de Markopaşa davaları nedeniyle gizlenmektedir. Rasih Nuri’nin evinde dört saat süren bir akşam yemeğinde birlikte olurlar. Hep onu dinlerler. O meşin montu, kasketi, kalın gözlükleriyle güya kendini gizlemektedir. Ama yolda onu gören herkes tanır. Ertesi gün Mülkiyeliler’in Taksim Gazinosu’ndaki gecesine arkadaşlarının içten çağrısı üzerine gider. Orada da ilgiyle sevgiyle karşılanır. 

PROTOKOL MASASINDA

Gecede vali ve belediye başkanı Lütfi Kırdar, eski bakan Abidin Özmen de vardır. Sabahattin Ali, protokol masasına davet edilir, gider. Güzel bir akşam geçirirler. Bundan sonrasını Hıfzı Topuz yazısında şöyle anlatıyor: 

Uzun bir süre sonra Kırdar, gazinonun pavyonuna inmeyi önermiş, hep birlikte oraya geçmişler. Sabahattin orada da sevgi gösterileriyle karşılanmış.

İlerleyen saatlerde vali kalkacak olmuş, Sabahattin de ‘Lütfü Beyefendi, ben sizin konağa yakın bir yerde oturuyorum, izin verirseniz sizinle geleyim’ demiş.

Birlikte arabaya binmişler, konağa yaklaşınca vali ‘Arabam sizi gideceğiniz yere bıraksın’ diyerek Sabahattin Ali’yle vedalaşmış. Vali arabadan indikten sonra şoför ve koruma polisi Sabahattin Ali’yi Rasih’in apartmanına bırakmış.

Ama ertesi gün ne vali ne o gecede bulunanlar ne de polisler Sabahattin’i ihbar etmişler.

Sabahattin Ali günler sonra bambaşka bir nedenle tutuklanmış.

Buyurun işte size aydınların ve yetkili yöneticilerin Sabahattin Ali’ye en sakıncalı günlerde bile gösterdikleri sıcak sevginin canlı bir örneği.” (s.14)

Yerel yönetimlerin aydınlanma, demokrasi için kültürel etkinliklere, kültürel yayıncılığa destek vermeleri çok güzel.

Geçen hafta 90. yaş günü nedeniyle yazdığım Cemal Süreya’yı Anlamak kitabı gibi, Sabahattin Ali Kitabı da hepimizin sanat edebiyat siyaset belleğini yenileyecek; topluma yaşam enerjisi verecek, umut ışığı olacaktır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları