Hikmet Altınkaynak

Şiir okumak...

24 Ocak 2019 Perşembe

Geçen hafta sonu başlayan okulların yarıyıl tatili, 3 Şubat’ta sona erecek. Yani yarısı gitti, yarısı kaldı...
Tatilde kim ne yaptı, ne yapacak? O benim konumun dışında. Ben çalışmanın olduğu kadar dinlenmenin, tatil yapmanın da herkesin hakkı olduğunu savunanlardanım. Herkes kendi koşullarına göre, kesinlikle tatil yapmalıdır. Çalışmak için enerji kazanmalıdır. Sağlıklı bir topluma kavuşmak da çalışmakla, eğitime verilen önemle gerçekleştirilebilir. Yıllardır eğitimin A’dan Z’ye bozuk olması, toplumun her alanını kuşatmıştır. Bu nedenle yapılacak çok iş var, ilk iş de donanım, yetenek kazanmak için okumak, bilgilenmek ve de güzel bir gelecek için de öncelikle şiir okumaktır.
Bilgi güçtür ama aslında hayal kurmak daha da büyük bir güçtür. Bunu Einstein, “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir” diye tanımlar. Bir bilim insanının bilgi karşısında hayal gücünü seçmesi, ilk bakışta kişiyi şaşırtabilir. Ama derinliğine düşününce, bu sözün hiç de yanlış olmadığı kolayca anlaşılır.
Yani Einstein bilgi önemsizdir demiyor, bilgiyi yok saymıyor. Tam tersine bilgi önemlidir, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz”, “düş kurulmaz”, “yorum yapılmaz” demek istiyor ya da hayal gücü, bilgiden daha önemlidir, diyor. Sanatçıyı bilim insanından bir adım önde tutuyor.
Ben burada bizi düş kurmaya yönelten en önemli yapıtın şiir olduğundan hareketle öncelikle şiir okunmalıdır, dedim.
Einstein gibi bir bilim insanı olan, ekonomist John Naisbitt de geçtiğimiz yıllarda Türkiye’ye gelmiş, şöyle demişti:
“Eğitimci olsam, ilkokullarda öğretmenin yanı sıra, bir de sınıfa şair verirdim”. Eklemişti: “Şiir okumak, bilgisayar kullanmaktan daha önemlidir”. Bu sözler için Naisbitt’ı kutlamak gerekir.
Bu sözler, bir şair tarafından söylense, sanatçı elbette yapıtını savunacaktır, diye düşünülebilir. Ama bunu bir felsefecinin, bir ekonomistin, dahası ABD başkanlarından John Kennedy’ye yardımcılık yapmış bir öğretim üyesinin söylemesi, edebiyat üzerine çok yoğun düşünmemizi gerektirmiyor mu?
Edebiyatı, şiiri yeterince değerlendiremediğimiz, şair bir ulus olmamıza karşın şairleri hep küstürdüğümüzü, cezalandırdığımızı, cezaevlerine attığımızı, haklarını yediğimizi düşünürsek, borcumuz çok
onlara!
Pazar günü Cumhuriyet’te yayımlanan Emrah Kolukısa’nın şair Şükrü Erbaş ile yaptığı söyleşiyi çok sevdim. Erbaş’ın sanatta 40. yılı şerefine yapılan Bir Dünya Şarkısı Şükrü Erbaş kitabı da ona yakışan bir değerbilirlik örneği olmuş. Erbaş “İyi ki şiir yazmışım” diyor, gerçekten de iyi ki şiir yazmış; 40 yıl. Dile kolay! Şükrü Erbaş olarak mührünü basmış, bir dünya şarkısı olmuş, ona teşekkür borçluyuz.
Naisbitt’in “ilkokullarda öğretmenin yanı sıra, bir de sınıfa şair verirdim”
sözünü de çok önemsiyorum. Ama bırakın şairi, daha sınıfları öğretmenle dolduramıyoruz. O kadar şairi nereden bulalım! Öte yandan ders kitaplarına bir göz atın, kaçında ve kaç tane güzel bir şiir bulabiliriz ki!
Naisbitt’in “Şiir okumak, bilgisayar kullanmaktan daha önemlidir” yargısı da muhteşem. Bilgisayarın çağımızın en büyük buluşu olması, onun da bir hayal gücünden ortaya çıkması ve ondan asla kaçılamayacağı bilinerek bunu şiirle karşılaştırması da övgüye değer. O söylediği için değil, gerçekten de edebiyatın, şiirin önemi bu günlerde daha da arttığı için, 7’den 70’e herkes önce şiir okumalı. Herkes şiir okusaydı, bugün özlemle andığımız Uğur Mumcu belki aramızda olacaktı.
Çünkü şiir insan, sevgi, barış, gelecek demek...
NOT: Işık Kansu’nun yeni çıkan Yurt Kemiricileri kitabı (Telgrafhane Yayınları) siyaseti, medyayı sarsacak bilinmeyen gerçeklerle dolu. Okudunuz mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları