Hikmet Altınkaynak

‘Şayak kalpaklı adam’

01 Kasım 2018 Perşembe

Kalpak deyince Milli Mücadele akla gelir. Milli Mücadelenin simgesidir. Kalpaklılar, yaşamın içinde olduğu kadar, o dönemi yansıtan şiirden romana, müzikten resme, tiyatrodan sinemaya kadar sanatın her dalında devrimci kimlikleriyle yer alır.
Cumhuriyet edebiyatının 1920 - 1938 döneminde Atatürk’ü, Ankara’yı anlatan her yapıtta kalpak/kalpaklı vardır. Bu yapıtların en önemlilerinden biri Nâzım Hikmet’in Kuvayı Milliye (YKY) destanıdır. Kitabın sekizinci bölümünde “şayak kalpaklı adam” beş adım ötesinde Mustafa Kemal’i görür. Şair onu şu dizelerle ölümsüzleştirir: “Paşalar onun arkasındaydılar./O, saatı sordu./Paşalar:‘Üç’ dediler. Sarışın bir kurda benziyordu./ Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı./ Yürüdü uçurumun başına kadar,/eğildi, durdu. / Bıraksalar/İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak/ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak/Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı.”
Mustafa Kemal’in Kocatepe’deki o ünlü duruşudur bu anlatılan. Kuvayi Milliye’nin 1974’teki 2. basımında (Bilgi Y.) Abidin Dino’nun desenleriyle yayımlanır. Herkesin belleğine de ‘mıh gibi’ çakılır.
Mithat Cemal Kuntay’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışını anlatan Üç İstanbul romanının (Oğlak Y.) başkahramanı Adnan da kalpaklı olmak ister, ne var ki tutkularına yenik düşer, serüvenler, sürgünler ardından yaşama erken veda ederken içinde hep özlem duyduğu kalpağı yeterince giyemez. Bu yüzden ‘kalpak’ tabutunun üzerine konacak ve onunla sonsuzluğa uğurlanacaktır.
Samim Kocagöz’ün Kalpaklılar (Literatür Y.) romanının başkahramanı Yusuf ve diğer kahramanlar kalpağa hakkını verir. Roman, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaliyle başlar ve Cumhuriyet devriminin coşkulu, görkemli öyküsünü yansıtır. Öykü yine Kocagöz’ün Doludizgin romanında tamamlanır.
Kalpak deyince ressam Avni Arbaş’ın Kuvayi Milliye Atları’nı ve kalpaklı atlılarını, 1960’lı yılların başında Paris’te Nâzım’ın da bu tablolar için yazdığı o güzelim şiirinden bir parçayı akla getirir: “Bu atlar Avni’nin atları/ Kuvayi Milliye atları/kara yamçı altında ak sağrı dolgun/titrer burun kanatları/bu atlar Avni’nin atları.”
Elbette herkesten önce Mustafa Kemal kalpaklıdır. Çünkü ‘şayak kalpaklı adam’ Kuvayi Milliye’de anlatıldığı gibi, yalnızca nöbet tutan er, onbaşı, çavuş değildir. Mustafa Kemal, Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi, TBMM’de 15 – 20 Ekim 1927 arası 36 saat süren Büyük Söylev’ini gerçekleştirdiğinde de kalpaklıdır.
Üzerine en çok kitap yazılan dört dünya lideri arasında yer alan Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Kütüphane’de katalog taramada ulaşılan yayın sayıları da bunu belgelemektedir.
Son yayınlardan biri olan Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal kitabının (KırmızıKedi Y.) şimdiye kadar yayımlananlardan çok farklı bir ilgiyle karşılanması, 95. yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin onca karşıtlarına karşın yazar ve okur bilinciyle çok güçlü olduğunu ortaya koymaktadır ki, buna sevinmek, bununla gurur duymak gerekir. Kitabın dünya dillerine de çevrilecek olması, ayrıca büyük önem taşımaktadır. Bu da Kalpaklıların işlevinin, Milli Mücadele ruhunun yüzyıl öncesinde olduğu gibi, günümüzde de sürdüğünü ve duyulan büyük gereksinimin önemini kanıtlamaktadır.
Her kitap Mustafa Kemal Atatürk’ün küresel değerinin göstergesi olduğu gibi, O olmasaydı, bugünkü Türkiye’nin de olamayacağı gerçeğini ortaya çıkarıyor. Ama birileri bunu hâlâ anlamıyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları