Hikmet Altınkaynak

Necatigil, 40 yıl yazdı, 40 yıl geçti gözlerini yumalı!

12 Aralık 2019 Perşembe

Zaman çok acımasız, durmak bilmiyor! Tam 40 yıl geçti, Behçet Necatigil gözlerini yumalı. Ama hep aramızdaydı, terk etmedi sevgisi, şiirleri bizi.  

Onun kuşaktaşları, hayranları, öğrencileri, okurları hiç unutmadılar. Unutulmadı. Çünkü o, unutulacak şair, unutulacak hoca değildi. Ama unutulmak istiyordu!

Yüksel Pazarkaya’nın Unutulmak İsteyen Şair Behçet Necatigil 100 Yaşında (Sözcükler Yayınları, 2006) adlı kitabı, Behçet Necatigil’in ona yazdığı İstanbul, 26.8.1975 günlü mektubuyla başlar: “Bilinsin diye can atıyoruz / Unutsunlar şimdi. -Bir tarihte böyle bir şey yazmıştım da Memet Fuat, kendini unutturmak isteyen şair gibi bir değinmede bulunmuştu. Hoşuma gitmişti. Nasıl olsa unutulacağız, hiç değilse bunun bilincinde, az hatırlatalım kendimizi.”

Bu yücegönüllülük Necatigil’in yaşam mottosuydu sanki. Çünkü o mektuptan çeyrek yüzyıl önce Oktay Akbal’a da yazmıştı. İstanbul, 3 Mart 1950 tarihli mektubunda şöyle diyordu: “Oktay’cığım, Ne dersen de, ama bir daha olmayacaktır. Çok mahcubum. Zaman zaman isteksizlikler sarar beni, öyle bir devreye rasladı. Yazamadım. Mahcubum. Meşguliyetler dolayısıyla değil. Belki de meşguliyetsizlikler sebebiyle. Yani biz öyle kişileriz ki kendimize veya sanata faydalı olamadığımızı hissettiğimiz anda âdeta yaşamaz oluruz, lüzumsuzluk korkusu bir kurt gibi içten içe bizi yer.” (Oktay Akbal’a Mektuplar, haz. Hikmet Altınkaynak, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014, s. 143)


Edebiyat tutkusu


Necatigil, çağdaş Türk şiirinin kurucuları arasında yer aldı. Ondaki edebiyat tutkusu ona öğrenciyken el yazılı Küçük Muharrir adlı dergiyi çıkarttırdı. İlk şiiri 1935’te Varlık dergisinde yayımlandığında daha lise öğrencisiydi. Öğretmenliğe başladıktan sonraki yıllarda edebiyatımızın temel başvuru kaynaklarından olan Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’nü yazdırdı. Büyük bir sorumlulukla 40 yıl şiir, biyografi, çeviri eserleri üretti. Tam 40 yıl önce de yaşama veda etti.

Bu sorumluluk öğrencilerine ve yaşama karşı da sürdü. Hilmi Yavuz, Behçet Hoca (Everest Yayınları) adlı kitabında anlattığına göre, Kabataş Lisesi’nden onun öğrencisiydi. Hasan Nejat Pulur, Hikmet Sami Türk ile Dönüm adlı tek yapraklı bir dergi çıkarıyordu. Bunun denetimi de Necatigil’deydi. Yıllar sonra Hilmi Yavuz, bütün eserlerini yayına hazırlarken ailesinin ona verdiği notlar arasında “-3 B’den Hilmi Yavuz’a 20 dergi verildi. 3 lira alındı” notu da vardı. Bu da hocanın sorumluluğuna dahildi. Kitabı yazma amacı ise, yalnızca öğrenciliği için değil, yaşam boyu kendine duyulan minnet duygusunu dile getirmekti.

 

Bağımsızlardandı


1940’lı yıllarda çeşitli edebiyat grupları, akımları vardı. Behçet Necatigil bunlara kapılmadan tıpkı Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi, şiirini bağımsız kalarak oluşturdu. Şiiri de yaşamı gibi çok özeldi. Kendi neredeyse, şiiri de oradaydı. Beşiktaş denince ilk akla gelen şairlerden oldu. Öğrenciler, onun “Resim” şiiriyle Atatürk’ü daha çok sevdi, sorumluluk duydu. “Gizli Sevda”sıyla gençler, “Evler”iyle çiftler, ona hayran kaldılar.

40. yıl için, Hilmi Yavuz’un Behçet Hocaşında Behçet Necatigil’in kızı Ayşe Sarısayın ve Şaban Özdemir’in derlediği 21 şiirin yer aldığı Behçet Necatigil Kasideler Kitabı (YKY) ile Haydar Ergülen’in denemelerinden oluşan Gülten ile Behçet (Kırmızıkedi Yay.) yapıtı da yayımlandı.

Behçet Necatigil, yarın (13 Aralık, 18.30) Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde anılacak. Torunları müzik dinletisi, belgesel film gösterisi sunacak. Buna Necatigil Şiir Ödülü’nün 40 yıllık yolculuğu eşlik edecek. Ödül, 40. Yıl Onur Ödülü adıyla Şavkar Altınele verilecek. Elbette Necatigil ve Altınel şiirleri okunacak. Ne güzel!                                                                                                                                      

Elbette Necatigil’e, şaire, şiire saygı, bu tarihsel olaya tanıklık için orada olacağım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları