Hikmet Altınkaynak

İyi ki Cumhuriyet gazetesi var...

07 Mayıs 2020 Perşembe

Tam 96 yıl önce bugün, gazetemiz Cumhuriyet’in ilk sayısı yayımlandı. Kurucusu Yunus Nadi’dir. Adını belirleyen, kuruluşuna ilk harcı koyan Mustafa Kemal’dir.

Rumeli gazetesinin başyazarı Yunus Nadi, 1911’de Meclisi Mebusan’da Aydın milletvekiliydi. Sonrasında İstanbul’da Yeni Gün gazetesini çıkardı. İngiliz işgaline karşı direnenlerin sesi oldu.

Mustafa Kemal, Samsun’dan Anadolu’ya geçti, kongreler düzenledi, genelgeler yayımladı, Kuvayi Milliye’yi örgütledi. Ödemiş’te ilk Kuvayi Milliye örgütü gönüllü birliği Yiğit Ordusu adıyla kuruldu. (Alev Coşkun, Kuvayi Milliye’nin Kuruluşu, Kırmızı Kedi Ya. 2019)

Koşullar çok ağırdı

Heyeti Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, 18 Aralık 1919 günü Sivas’tan yola çıkıp 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya ulaştı. Sonra toplantı üstüne toplantı yaptılar. Birtakım kararlar aldılar. Bunlar tek sayfalık bir bildirge (beyanname) ile basılacaktı. Bir matbaa bulundu. Bildirgeye Mustafa Kemal’in fotoğrafı da konulsun isteniyordu. Çünkü kurtarıcı isim olarak biliniyor ama fiziki olarak tanınmıyordu. Ne var ki kendinde de fotoğrafı yoktu. Fotoğrafçı da yoktu. İstanbul’a Yunus Nadi’ye telgraf çekildi. Yunus Nadi, daha önce Yeni Gün’de yayımlanan at üstünde olan fotoğrafını atlı kuryeyle Ankara’ya gönderdi. (Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi Ya. 2018)

Öte yandan İngilizler İstanbul’daki meclisi basıp Rauf ve Kara Vasıf beyleri tutukladılar. Bir kez tutuklanıp serbest kalan Yunus Nadi bugünleri anılarında şöyle anlatacaktı: “...Anadolu’ya geçmekten başka yapacağımız bir şey kalmadığını anlattıktan sonra dedim ki: -Bugün, yarın, öbür gün ve pek galip bir ihtimal ile ya gece yarısı, yahut sabah şafakla bizim matbaa -ev (daha evvel Şişli’deki evim İngilizler tarafından işgal edilmiş olduğundan bir müddetten beri ailece matbaaya iltica etmiş bulunuyorduk) İngilizlerin nagihani (ansızın) bir hücumuna maruz kalacaktır.”(Yunus Nadi, Türkiye’yi Sokakta Bulmadık, Cumhuriyet Kitapları, 1997) Bu koşullarda Yunus Nadi de gizlice Ankara’ya gitti. Yeni Gün gazetesinin yayınını orada sürdürdü. Mustafa Kemal Paşa’nın yanında Milli Mücadele’ye katıldı. Halide Edib’le birlikte -bu yıl 100. yılı kutlanan- Anadolu Ajansı’nı kurdu.

Cumhuriyet’in amacı

Cumhuriyet gazetesinin 96 yılı, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin de 97 yıllık öyküsüdür. Yunus Nadi, 7 Mayıs 1924 günlü “Sunuş” yazısında Cumhuriyet’in ilkelerini “Gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de bir parti gazetesidir” sözleriyle özetledi. Bu ilkelerine de hep bağlı kaldı. Cumhuriyet, her dönemde gerçeği öğrenmek isteyenlerin, çağdaşlığı savunanların gazetesi oldu. Bu nedenle suçlandı. Ağır bedeller ödedi. Yazarları öldürüldü. Yargılandı, hapsedildi. Ama gerçeğin ortaya çıkması engellenemedi. Şimdi de köşe yazarı Barış Terkoğlu suçsuz yere içeride. Gazetecilik yapmak, gerçeği yazmak suç değildir. Tam tersine toplumun sesi olmak onurlu bir görevdir. Gazeteciliği kutsal meslek sayan Mustafa Kemal de Sabiha Gökçen’e bir mektubunda “Asker olmasaydım, gazeteci olurdum” diye yazdı.

Cumhuriyet şimdi de “Basını özgür olmayan ülkeler içinde olan Türkiye’nin özgürlük mücadelesini” en ön safta sürdürüyor. Tıpkı Yunus Nadi’nin ilk yazısında söylediği gibi, “Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını çiğneyen ve yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele” ediyor.

Gazetemizin bu kuruluş yıldönümünde koronavirüs salgını yüzünden ne yazık ki salon toplantısı yapılamıyor. Ama okur olarak, yazar olarak her birimiz kutlamalarımızı kendi bulunduğumuz mekânlarda yapabiliriz. Ev de, işyeri de, cezaevi de, karantina evi de olsa fark etmez. Ama bu kutlamalar için Cumhuriyet yazarı Erdal Atabek’in deyişiyle “insan sıcaklığı” ile sevinmek, üzülmek, umutlanmak yeter. Bu nedenle ben de içten gelen bir seslenişle “İyi ki Cumhuriyet gazetesi var... Nice yıllar Cumhuriyet...” diyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları