Hikmet Altınkaynak

Edebiyatımızda 1950 Kuşağı ve Adnan Özyalçıner

24 Ekim 2019 Perşembe

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki onur yazarı Adnan Özyalçıner. Beş ay önce TYS Genel Başkanı seçilen Adnan Özyalçıner’le geçen hafta Kartal Belediyesi Hasan Âli Yücel toplantı salonunda yaptığımız Vedat Günyol Deneme Ödülü yürütme kurulu ve seçici kurul toplantısındaydım. Günyol için bir araya gelmiştik. Belediye Başkan Yardımcısı Adem Uçar da katıldı bize. Ödül yönetmeliğini irdeledik, ödül takvimi ve etkinlikler belirledik. Özyalçıner için sürpriz bir yaş günü kutlamasıyla toplantı sona erdi.
Özyalçıner, bu kutlamaya sevindiğini, bir yüce gönüllülükle de asıl önemli olanın 1950 Kuşağı olduğunu dile getirdi.

‘Öfkeli Yıllar’
1950 Kuşağı’nın yapıtlarını yayımlamaya başladığı 1950’li yıllar, çok partili yaşama geçilirken demokrasi vaadiyle seçimi kazanan Demokrat Parti’nin sözünü tutmayıp partizanlık yaptığı, basını baskı altına alıp “besleme basın” yarattığı yıllar olarak tarihe geçer. Altan Öymen, Öfkeli Yıllar (Doğan Kitap, 2008) adlı kitabında bu dönemi anlatır.
Siyasal iktidar basına, şair ve yazarlara baskı uygular, kendine bağlı besleme bir basın yaratır. Böyle bir ortamda bile şiirde İkinci Yeni şairleri, öyküde 1950 Kuşağı öykücüleri, edebiyat tarihimizin en önemli yapıtlarını verirler. Bunun için de bu dönem öykünün altın yılları olarak nitelendirilir. Bu öykücülerin başlıcaları abc sırasıyla şunlardır: Adnan Özyalçıner, Demir Özlü, Demirtaş Ceyhun, Erdal Öz, Ferit Edgü, Leylâ Erbil, Nezihe Meriç, Onat Kutlar, Orhan Duru, Yusuf Atılgan.
Tam 10 yıl önce 50 Kuşağı’ndan dört öykücü ilk kitaplarını yeniden yayımladılar, gündem oluşturdular. Onat Kutlar’ın İshak, Orhan Duru’nun Bırakılmış Biri, Demir Özlü’nün Bunaltı, Ferit Edgü’nün Kaçkınlar yeniden okurla buluştu. Şimdi fuarın teması olan “Edebiyatımızda 1950 Kuşağı”yla ve onur yazarı Adnan Özyalçıner’le yine gündemdeler. Birçok panelde konuşulacaklar.

Adnan Özyalçıner ve arkadaş mektupları
Adnan Özyalçıner, İÜ Ed.F. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okurken bir yandan da Cumhuriyet’te yazıişleri düzeltmenliğine başladı, 1981’de emekli oldu. Onun Mavi, daha sonra Seçilmiş Hikâyeler dergilerinde başlayan yazarlığı, a dergisi, yeni a dergisiyle, Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet Kitap başta olmak üzere birçok dergiyle ve kitapla sürdü. Birçok derginin yönetim sorumluluğunu da üstlendi. Genç yaştan başlayarak da Türkiye’deki tüm prestijli öykü ödüllerini kazandı. Eşi şair Sennur Sezer ile de birçok ortak kitaba imza attı, toplumsal, siyasal, kültürel etkinliklerin içinde bir aktivist olarak yer aldı.
Adnan Abi’den öğrendiğime göre, 1950 Kuşağı’ndan üç arkadaşın mektupları kitaplaşıyormuş. TÜYAP Fuarı’na yetişecek olan Arkadaş Mektupları’nın (Can Yayınları) önsözünü o yazmış. Kendi dışında Erdal Öz ve Kemal Özer’in mektupları da yer alıyormuş.
Onun yönetici ve yazarlarından olduğu yeni a dergisinde ilk yazılarımdan biri olan “Şili’de Av” başlıklı Genco Erkal’ın AST’taki oyunu üstüne bir yazım yayımlanmıştı, unutamam. Daha sonraki yıllarda genel yayın yönetmeni olduğum Eleştiri dergisinde de o Öykülerle Gelen köşesinin yazarıydı. O köşede “Öykü deyince” başlıklı ilk yazısında çocukluğundan başlayarak hikâye ve öykü sözcüklerinin ne demek olduğunu açıklıyor, öyküyü; “Benim için gerçek ya da düşsel olaylara dayanılarak güzel, doğru ve iyi olarak anlatılabilen her şey öyküdür” diye tanımlıyordu.
Adnan Özyalçıner, bugün 65. sanat yılını yaşıyor. Nice sağlıklı, mutlu, verimli yıllar diliyorum ona. Toplumumuza, edebiyatımıza katkıları için teşekkür ediyorum. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki: 1950 Kuşağı, farklı bir gerçek algısıyla yazdı. Geleneksellikten ayrılarak, modern edebiyatın kapılarını araladı. Bireysel duygu ve duyarlığı yoğun olarak işledi. Varoluşçuluktan etkilendi. Cinsellikten can sıkıntısına, iç konuşmalardan dilsel zenginliğe öykünün biçimini ve özünü genişletti. Öyküye altın yıllar yaşattı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları