Hikmet Altınkaynak

Asker olmasaydım, gazeteci olurdum...

10 Ocak 2019 Perşembe

Mustafa Kemal, gazeteciliği “kutsal meslek” olarak görür ve Sabiha Gökçen’e “asker olmasaydım, gazetecilik mesleğine girerdim” der.
Aslında Mustafa Kemal, bu kutsal mesleği gönüllü olarak yaşam boyu yapar. Dünyanın bildiği Nutuk ve Geometri kitabıyla birlikte 14 kitap yazar. (DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C5/S13, 2006)
Harp Akademisi öğrencisidir ve Vatan adıyla bir dergi çıkarır. Özgürlük, kadın hakları ve milliyetçilik konularını ele alır. (Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi Yay., s. 298)
İlk gazetesi, Samsun’a ilk adımı atmadan altı ay önce çıkardığı, Minber adlı günlük gazetedir. Dört kısrağının satışından gelen 2 bin altınını bu yolda harcar. Ortakları Ali Fethi, Rasim Ferit’tir. Mustafa Kemal, “Hatib” adıyla köşe yazıları yazar. 51 sayı çıkarırlar, 21 Aralık 1918’de de kapatırlar.
İkinci gazetesi, Sivas Kongresi sırasında çıkardığı İrade-i Milliye’dir. Milli Mücadele’nin ilk yayın organıdır. Logosunun altında “Milletin arzu ve isteklerinin savunucusudur” yazar. 4 sayfadır, tirajı 5 bindir.
Üçüncü yayın olarak, 10 Ocak 1920’de Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesini çıkarır. İlk başyazısını yazar. Logosunun altında “Mesleği milletin iradesini hâkim kılmaktır” sözü yazılıdır. 1934’ten sonra Ulus adını alır.
Dördüncü süreli yayın olarak, 1937’de 10 bin tirajlı Kurun gazetesini yayımlar. Burada Asım Us takma adıyla makaleler yazar.
Bunların dışında Mustafa Kemal’in adını ve kuruluş harcını koyduğu bütün zamanların en iyi gazetesi vardır ki onu herkes biliyor, kimileri kıskanıyor, kimileri yıkmaya çalışıyor, kimileri cansiperane koruyor yaşatıyor. Bu gazete Türkiye Cumhuriyeti’yle yaşıt, kurduğu yönetimin adını taşıyan gazetemiz Cumhuriyet’tir.
Mustafa Kemal, Muğla Milletvekili Yunus Nadi’ye Cumhuriyet gazetesini kurma görevi verir ve Cumhuriyet, 7 Mayıs 1924’te yayın hayatına başlar. Bugün 95 yaşında dev bir çınardır.
Umuyor ve diliyorum ki, yazarı olmaktan büyük sevinç ve onur duyduğum Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti gibi sonsuza değin yaşar.
Bugün 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü! 58 yıl önce 10 Ocak 1961’de 212 sayılı yasa yürürlüğe girdi. Basında çalışanların haklarını korumayı amaçladı. 1961-1971 arası Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlandı. 12 Mart ve 12 Eylül sonrası ve günümüzde gazeteciler işsiz kaldı, hakları tırpanlandı, hapse atıldı.
Mustafa Kemal, “kutsal meslek” diye boşuna demedi. Boşuna “Asker olmasaydım, gazeteci olurdum” demedi. Çünkü gazeteciler, milletvekilleri ve doktorlar gibi kamu görevi yapıyor. Toplumun gözü kulağı sesi oluyor. Vicdanı oluyor.
Gazeteciler olmasaydı, İzmir’de düşmana ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin olmazdı. Kim bilir İzmir’in, vatanın kurtuluşu ne zaman gerçekleştirilirdi?
Gazeteciler olmasaydı, onca yolsuzluk haberleri, onca yardım çığlıkları halka nasıl duyurulurdu?
Gazeteciler olmasaydı, 15 Temmuz darbe girişimi haberlerini Türkiye nasıl duyar, darbe nasıl püskürtülürdü?
Gazeteciler olmasaydı, demokrasi nasıl işletilirdi?
Bugün Çalışan Gazeteciler Günü...
Kim, nasıl istiyorsa, öyle kutlasın bu günü.
Ben gerçeğin peşinde koşan gerçek gazetecileri yürekten kutluyor, başarılar diliyorum.
Mustafa Kemal’i şükran ve minnet duygularıyla, saygıyla, sevgiyle anıyorum.
Bu uğurda yaşamını yitiren Hasan Tahsin’i, Abdi İpekçi’yi, Uğur Mumcu’yu, Metin Göktepe’yi, Ahmet Taner Kışlalı’yı... Tüm basın şehidi gazetecilerimizi saygıyla anıyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları