Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gönüllü Köleliğin Sefaleti
Neoliberalizmin derin koruması altında eski vahşi günlerini yeniden yaşayan kapitalizmin Soma’da can yakan eylemi, bir kusur olarak değil gerçekten kanlı bir eylem olarak cezalandırılmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesi bu türden eylemlerin cezalandırılmasını öngörür. Kanunun lafzında bu eylem “kasten adam öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” olarak tanımlanmıştır. Cezası müebbet hapistir. Ama öyle olmayacağı şimdiden bellidir. “Kusurdur, sıradan ihmaldir vesairedir...” denileceğini tahmin etmek zor değil. Kapitalizmde işler böyle yürür. Patronları suçlamak ve siyasi sorumluluğu üstlenmek işin “fıtratında” yoktur.
***
Böyle zamanlarda neoliberalizmin akıllı savunucularının incelikle kendilerini ortaya koymaları ve koşarak Türkiye’ye gelmeleri de artık alıştığımız bir şey.
Ne demek istediğimi daha açık yazayım da, hem benim her zaman dikkatli okuyucularım, hem de arif olan, olmayan anlasın. Bildiğiniz gibi Soma’da vahşi kapitalizmin kurbanları işçilerdi. İşçi sınıfının en ağır koşullarda çalışan kesimindendiler; maden işçileriydiler. “Proletarya” tabir ediliyor literatürde. Modası geçmiş sayılıyor. İşte Gezi Direnişi’nin, benzeri hareketlerin çok katmanlı, çok anlamlı, yığınsal ve yaygın eylemlerin teorilerini doğruladığını, artık işçi sınıfından söz etmenin anlamlı olmadığını onun yerine “çokluk” denilmesinin pek yararlı ve pek “âlimane” olduğunu savunan Michael Hardt da koşmuş gelmiş İstanbul’a. Hoş gelmiş tabii, sefalar getirmiş.
***
Ama gariplik şuradadır ki, Soma katliamı, ne idiğü belirsiz “çokluk” kavramını pratik olarak devre dışı bırakan işçi sınıfının ağır varlığına ve çok yakında görüleceği gibi toplumsal muhalefetin de teorik pratik hamurunu yoğuracak olana işaret etmektedir. Bu çıkarsamamın liberal, neoliberal kardeşlerimin hoşuna gitmeyeceğini biliyorum, lakin gerçek budur. Soma’dan “çokluk” çıkmaz; toplumsal muhalefete, işçi sınıfının renginin belirgin, belirleyici katkısı çıkar.
Hardt’a gerçekten ne olup bittiğini anlamadığı Türkiye’den yararlı malzeme ile dönmesi dileğimizi iletelim de şu vahşi kapitalizmin siyasetine dönelim bir an önce.
***
Siyaset sahnesinin böyle zamanlardaki görevi, işi örtbas etmektir. Bunu yaparken de öyle büyük bir gürültü çıkarırlar ki insanlar suçun gerçekten kovuşturulduğuna, devletin asli görevinin gerçekten insanı korumak kollamak olduğuna candan, gönülden inansınlar. İnanırız biz de.
Bu şekilde kolayca kandırılabilir oluşumuzun temel nedenlerinden birisi, muktedirlerin köleleştirdiklerinin piyasayı sarmasıdır. Böyle zamanlarda kendilerine daha çok iş düştüğünün bilinciyle sokaklara çıkarlar, kapı kapı gezer, söyleşi söyleşi dolaşır, kanal kanal ter dökerler. Bunları ve benzerlerini yüz yıllar önce açığa çıkaran ve onlar hakkında müthiş bir manifesto yazmış olan Étienne de la Boétie’yi anmanın tam zamanıdır bu nedenle.
***
“Gönüllü Kölelik Üzerine Söylev”inde “Zorbalıktan ve halkın köleliğinden yararlanmak için yaltaklanan insanları düşündüğümde bunların kötülüklerine şaşırdığım kadar aptallıklarına da acıyorum” der üstat. Muktedire yakın olmak için özgürlükten uzaklaşanlara acıyarak seslenir; “Bir an için hırslarını bir yana bıraksınlar, açgözlülükten biraz kurtulsunlar ve kendileri hakkında biraz düşünsünler; ezdikleri ve kürek mahkûmu yaptıkları kasabalıların, köylülerin kendilerinden daha mutlu ve bir bakıma daha özgür olduklarını göreceklerdir” diye yazar.
Şimdi bu manifestoyu bir yerlerden bulup okumanın tam zamanıdır.
Zamanıdır çünkü ortalıkta hem alçaldıkça daha çok alçalmak isteyen köleler dolaşıyor, hem de neoliberalizmin uslanmaz arlanmaz “devrimcileri”.
Küçümsemeye gelmez, çokturlar, çokluktur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'dan 'emekliler' açıklaması
- Mühimmat fabrikasında patlama
- AKP koridorlarında konuşulan 'erken seçim tarihi' sızdı
- 87 yaşındaki iş insanı İnan Kıraç evlendi
- Teğmenler soruşturmasında flaş gelişme
- Özel'den Erdoğan'a 'Esad' ve 'HTŞ' yanıtı
- Gayrimüslimlerin tapuları üzerinden dönen yolsuzluk
- 2 yaşındaki çocuğun 'öksürüğünün' sebebi şaşırttı
- AKP’ye katılacaklar mı?
- Bingöl'deki kazada acı ayrıntı