Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dar Sokakta Röveşata

06 Kasım 2015 Cuma

Tamam, yeni tartışma, kendimizi sağaltma konularımız belli oldu. Hep birlikte “başkanlık sistemleri” üzerine kafa yorabilir, “seni başkan yaptırmayacağız” diyen Demirtaş’a “Sen git biraz dinlen, bu arada biz şu başkanlık meselesini; hem seninkini, hem başkanın başkanlık meselesini çözüverelim” diyenleri gündemimize alabiliriz. Artık hangisi işimize geliyorsa; Meksika usulü mü olur, alamerikan mı olur, daha orijinal örnekler mi bulunur, pek tatlı, pek seksi olacaktır bu tartışma.

***

Bu tartışma kesmediyse, Ertuğrul Özkök’ün başına gelenleri şematik bir şekilde temsili resimlerle anlattığı, bunalımsal bir üslupla “Barselona’ya neden gidiyorum?” hikâyesi daha tatlı bir tartışma konusu olabilir. Psikanalitik dönme, çevirme, döndürme, dönenlere akıl verme, dinlenme, dinlendirme konularında usta, ışıklar içinde yatsın İlhan Abi’nin dediği gibi “çalak” yazarımızın ne büyük bir işe soyunduğunu, kendini nasıl harap ettiğini, birkaç günlüğüne gittiği yerlerde nasıl kendine geleceğini, bu arada hepimize yol, yöntem göstererek memlekete nasıl hizmet ettiğini de heyecanla tartışamaz mıyız; daha da seksi olmaz mı?

***

Kesmedi mi değerli okurlarımız, “Peki, şimdi ne tartışacağız?” diye karalar bağlayan “solcu” kardeşlerimiz, o zaman bu derin konuları bir yana bırakıp kendimize dönerek ama “dönerek” lafını yanlış yerinden tutup, yanlış anlayıp zinhar dönmeyerek, “döneni vurarak” değil, ama dönmeyeni can kulağıyla dinleyerek bir şeyler yapamaz mıyız? Demem odur ki boşverin Özkökgillerin rehabilitasyon sıkıntılarını, seçimler geçip gitmiştir, oyların nereden nereye, nasıl kaydığı bellidir; belli olmayan yasaların fiili durumlara nasıl uydurulacağı meselesidir. Biz de bu mesele üzerinden yürüyüp giderek, büyük pazarlıkların bunalımlarına kapılmadan kendi gündemimizle şu dar sokakta buluşmayalım mı?

***

Sokak deyince celalleniyorlar biliyorum, “dar sokak” deyince de arkadaşlar kızıyor; “ne sokağı, meydan meydan” diyorlar en geniş gönülleriyle. Ama ben de bunca badireden sonra “Sokağın nesi varmış, yoldur işte gidersin nereye gitmek istiyorsan” diye ukalalık etmez miyim? Ederim. Hep birlikte teorinin gri alanlarından üstüme üstüme gelirseniz, vallahi hayat ağacının yeşilini giyinip üstünüze üstünüze yürürüm. Artık şakanın zamanı geçmiştir; bundan böyle dönmeler, dönüşler, kıvrılışlar tek tek olmayacak, kurumsal olarak topluca yapılacaktır. Bize ise yerimizde sağlam durmak, “kurtuluş yok tek başına” türküsüyle en seksi konuları elimizin tersiyle yere çalmak yakışır.

***

Peki, “Şimdi sen bunca boş lafı neden ettin” diye soran olursa, gündemdeki yeni tartışma konularımızı bildirmek içindir! Aslında bir iki konu daha var; “MHP’nin, CHP’nin başkanı kim olacak, kim olsun, kime yakışır?” gibi konuları da döne döne tartışabilirdik, ama benim yerim dar bugün; şu seçim benim de tıpkı Özkök gibi ruhi durumumu sarstı, kendime gelemedim, ama durumumu şemalara, temsili resimlere dökemedim, solda olmanın sıkıntısının taktığı kelepçeyi de çıkarıp atamadım. Ne yapayım, hırsımı sokaktan çıkarayım dedim ben de.
Çıkmadı, çıkaramadım hırsımı hiçbir yerden; ben de sana geliyorum ey okur, oraya, senin olduğun yere, o dar sokağa...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları