Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Babanı Sana Şikâyet Ediyorum'

21 Nisan 2013 Pazar

\n

Türkiyenin davalarını anlatmaya çalışırken, aklım hep o davalarda yargılananların çocuklarındaydı. Babaları ile birlikte neredeyse aynı yazgıyı paylaştılar. Belki de babalarından daha farklı ve aralarından bazılarının küçük bedenlerinin ve bilinçlerinin kaldıramayacağı kadar ağır bir yük altındaydılar. Yetişmiş, biraz büyümüş olanlar sanki daha mı az acı çektiler? Aralarında hayatlarına son verenler var. Babalarının çektiği zulümden pay alanları, dağılan ailenin dramını sessizce yaşayanları anlamak ve anlatmak kolay değildir.

\n

Küçüğünden büyüğüne, neredeyse bebek olanından, bir yanda babam bir yanda okul diyebilene, babalarını savunabilmek için hukuk bitirenlere kadar ne çok çocuk tanıdık bu geçip giden zamanda.

\n

O gri bulutlarla ufku kararmış günlerde babalar onlara, onlar babalarına cesaret vermeyi bir gün bile bırakmadılar. O yeni hayatla birlikte yaşamaya çalıştılar. Her şey geçip gider ve kim bilir ne zaman, özgürlük geldiğinde, acıyla, özlemle, umutla geçip gitmiş günler nasıl anımsanacak, nasıl bir tortu kalacak yüreklerde, bilen var mı?

\n

***

\n

Bir kitap okuyorum bu günlerde. Hızlı okumakla meşhurum ben, ama bu kez ilerleyemiyorum. Çünkü okuduğum satırlar geri dönüyor, sayfalar çağrışımlarla çığlık atıyor, kelimeler boğazımda düğümleniyor. Kitabı hapiste bir adam, bir baba yazmış. Adını Babanı Sana Şikâyet Ediyorum koymuş. Peki Destek Yayınevinin yayımladığı bu kitapta emekli subay Erdal Akyazan kimi kime şikâyet ediyor?

\n

Kendisini yargılayanları, onların çocuklarına şikâyet ediyor. Onları yaralamamaya özen gösteren bir üslupla yazdığı kitapta Akyazan, karşılaştıkları hukuksuzluğu bu kez yargıçlara değil, onların çocuklarına anlatmayı deniyor.

\n

Şöyle sesleniyor yargılayanların çocuklarına: Savcı olan babalarınız bir iddianame hazırladı ve yargıç olan babalarınıza sundu. Dediler ki biz buradaki adamların suç işlediğini düşünüyoruz, delilleri topladık, onları da sunuyoruz, incele, kabul et ve yargılamaya başla’. Savcı babalarınızın hazırladığı dosya kaç sayfaydı biliyor musunuz? 60 bin sayfa. Yargıç babalarınız bu dosyayı aldı, ‘13’ günün sonunda inceledik, bunlar bizce de suç işlemiş, kabul ettik dedi. ... Yargıç babalarınız 13 gün boyunca hiç yemek yemese, hiç çay içmese, hiç banyoyu kullanmasa ve hiç uyumasa, durmadan dosya okusa günde 4 bin 615 sayfa incelemiş olur...Akyazan, artık o yargıç ve savcıların çocuklarından başka durumu anlatacak kimse kalmadığı için onlara soruyor:

\n

Baba gerçekten böyle mi diye sormak ister misiniz?

\n

***

\n

Bu siyasi olduğu daha baştan siyasiler tarafından neredeyse açık açık söylenmiş davaların tutuklularından birisi, hükmedenlerin çocuklarına başvuruyor, onlara babalarını şikâyet ediyorsa, o çocukları yaralamadan, davasını anlatmayı deniyorsa, gerçek bir tragedyadan söz edebiliriz.

\n

Tragedyada mutlu son yoktur. Yalnız yargılananlar, yargılayanlar değil, tümüyle bir kuşak ağır bir hüküm altında kaldı. Hukuksuzluk kendini yasaların kuru lafzıyla savundu, usul maddelerine sığındı. Açıkta kalan sorulara kimse yanıt vermiyor. Geriye, kendilerini zamanın hâkimi sanma yanılgısına düşen partisiyle, cemaatiyle, kini ve öç alma hevesiyle siyaset erbabı kalıyor.

\n

Oyun bitiyor artık. Zamanı geldiğinde yaşadığımız tragedyayı baştan sona yeniden izleyecek ve hükmün hükmünü hep birlikte vereceğiz.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları