Olaylar Ve Görüşler

Anayasa askıya alındı - Şafak Yüca

03 Nisan 2025 Perşembe

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en güçlü rakibi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk iddialarıyla tutuklanması, kamuoyunun tepkisine neden oldu. Yargı süreçlerinin şeffaf biçimde ilerlememesi; iddiaların kanıtlarla değil, gizli tanıklarla öne sürülmesi güvensizlik yarattı. Özellikle sürecin diploma iptaliyle başlaması, cumhurbaşkanlığı adaylığını belirten İmamoğlu’nun seçim yarışından mahrum bırakılmak istendiğini düşündürdü.

Ortaya konan iddialara karşı CHP’nin savunma yapması bekleniyor. Belki de dünyada bir ilktir! İddianın doğru olmadığının ispatı isteniyor. Halbuki “actori incumbit onus probandi” ilkesi hukuka giriş dersinde öğretilir, birinci sınıf dersidir: İspat yükü davacıya aittir.

TARİH TEKERRÜR EDİYOR

Halk, seçtiği belediye başkanına sahip çıkmak üzere Saraçhane’ye akın etti. 15.5 milyon yurttaş CHP’nin önseçimine katılarak İmamoğlu’na oy verdi. Öte yandan hükümet kanadı halkın tepkisini görmezden gelerek önseçimde tek adayın olmasına takıldı ve tek partili dönemi andı. Oysa hükümetin siyasi rakiplerini tutuklama anlayışı, Demokrat Parti döneminde kurulan Tahkikat Komisyonları’nı hatırlatıyordu.

Ne yazık ki tarih en çok Türkiye’de tekerrür ediyor. Üniversite öğrencileri ve muhalif siyasetçiler aynı anda hapiste! Anayasa askıya alındığı için sandıktan çıkan aday hukuksuzca tutsak edildiği için güveni ve huzuru kalmayan milyonlar, toplumun güven ve huzurunu bozdukları gerekçesiyle tutuklandı. İşkence ve tacize maruz kaldılar. 2.2 milyon bir araya gelince oradan kaos çıkmaz! Bugün 15.5 olan, yarın 30 olmasın diye baskıyı artıranların korkusudur o!

Tüm bu gelişmeler ışığında CHP Genel Başkanı Özgür Özel uluslararası toplumu tepkiye davet etti. İngiltere başbakanı, Özel’in eleştirisinin ardından bir hafta gecikmeli olarak tepkisini gösterdi: “demokrasiden yana” olduğunu açıkladı. Ancak geçtiğimiz şubat ayında Erdoğan’ı Ukrayna Zirvesi’ne davet etmişti. Dolayısıyla sessiz kalması manidardı. Erdoğan’ın seçimde kendisini yenecek adayı tutuklaması uluslararası konjonktürden bağımsız değildi. Özel’in tabiriyle “kendi ülkelerinde demokrasicilik oynayan” liderlerin Erdoğan’dan beklentileri vardı.

DEMOKRASİ MÜCADELESİ

NATO’nun ikinci büyük askeri gücü, Suriyeli mültecilerin Avrupa Birliği sınırlarına geçmemesini sağlayarak ve Batı’nın Suriye’deki siyasi emellerini yaşama geçirmesinde üstlendiği rollerle takdir kazandı. Şimdi de Rusya’nın yarattığı tehdide karşı kendisine biçilen rolü yerine getirecekti. Bu nedenle Erdoğan’ın baskıcı yönetimine göz yumuyorlardı. New York Times gazetesine yazan İmamoğlu, “Jeopolitik dengeler, değerlerin, özellikle de insan haklarının aşındığını görmezden gelmemize neden olmamalı. Aksi takdirde, küresel düzene zarar verenleri meşrulaştırmış oluruz” diyerek uluslararası toplumun otoriterleşmeye karşı tavır almasının önemini vurguladı.

Özel’in tepkisi, Ekrem İmamoğlu’nun ve eşi Dr. Dilek İmamoğlu’nun yazıları, Hükümetin penceresinde “şikâyet” ve “siyasi mandacılık” şeklinde adlandırıldı. Oysa yönetim anlayışı koltuk kaygısıyla değil, halkın iradesiyle şekillenen bir Türkiye ufukta belirdi çoktan. Türkiye, verdiği demokrasi mücadelesiyle uluslararası toplumu da uyandırdı, otoriter liderlere veda çağını başlatacak gibi gözüküyor. Erdoğan için son perde, halk direnişte!

ŞAFAK YÜCA

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları