Evin İlyasoğlu
Evin İlyasoğlu evini@boun.edu.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mete Sakpınar: Bir güzel insan

04 Eylül 2024 Çarşamba

Geçen hafta müzik dünyamız değerli besteci ve öğretim üyesi Mete Sakpınar’ın (d.1954) ölüm haberi ile sarsıldı. O hep güleryüzlü, alçakgönüllü ve olumlu bir insandı. Annesi ve babası opera sanatçısı, iki yaş küçük kardeşi Ender Sakpınar ise ünlü bir orkestra şefimizdir. Mete, 5 yaşında piyanoya başlamış; Ankara Devlet Konservatuvarında Ercivan Saydam ve Gülay Uğurata ile çalışmış, 1978’de İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda İlhan Usmanbaş’ın kompozisyon sınıfından mezun olmuştu. 1980’de Paris Ecole Normale de Musique’de Tony Aubin ve Jacques Casterede ile kompozisyon; D. Rouitz ve G. Devos ile orkestra şefliği çalışmış, okulu 1983’de bitirmişti. Sonra Juilliard-New York’da çağdaş müziğin öncü bestecilerinden Milton Babbit ile lisans üstü eğitimi yapmış, ayrıca Hubert Howe ile elektronik müzik çalışarak master derecesi almıştı. 1991’de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon hocalığına başladı. Çalışmalarına geleneksel Türk müziği renkleri, caz, elektronik, çağdaş Amerikan ve Fransız müziği de esin kaynağı olmuştu. Yapıtları arasında Odak, Transfusion, Açılım gibi orkestra çalışmaları; 1. ve 2. Piyano Konçertosu; yaylı, vurmalılar ve iki piyano için konçerto; oda müziği toplulukları için parçalar; solo çalgı için Delidolu; (flüt ve elektronik ses bandı) için hyperflute. Gitar için Aurora; viyola digitales; “Bir Delinin Hatıra Defteri”, “Hep Aşk Vardı” gibi sahne müzikleri ile film müzikleri ve belgesel müzikler de yer alır. En son besteleri ise, Mehmetçik Oratoryosu, İstanbul Üniversitesi Marşı, Acı Ceviz ve Su (gibi) bestelerden oluşuyor. Bu hafta başında yitirdiğimiz sevgili Mete’yi hep pozitif yaklaşımı, alçakgönüllü karakteri ve güler yüzüyle anacağız.

BODRUM KALESİNDE ZORBA

Önceki hafta Bodrum’da iki zengin etkinlik izledim. Birincisi Bodrum Kalesi’ndeki Zorba The Greek balesi; ikincisi Bodrum Antik Tiyatrosu’ndaki Limak Filarmoni Orkestrası’nın konseriydi. 21. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, İş Bankası’nın katkılarıyla 3-22 Ağustos tarihleri arasında yapıldı. Ben Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği sahnesindeki festival kapanışının “Zorba”sını izleme şansını bulanlardanım. Gösterinin sonunda Devlet Operası Müdürü ve Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk çok içten bir konuşma yaptı. Perde önündekiler kadar perde arkasındakilerin özverilerini de övdü.

Mikis Kazancakis’den kaynaklanan gösterinin o küçük sahneye yerleşimi, dansların ve koreografinin ortama uyarlanması çok büyük bir çaba gerektirmiş olmalıydı. Orkestra çukuru olmadığı için müziği kayıttan dinlemiş olsak bile çok zevk aldık. Zorba’nın müziği Kazancakis’e; koreografi ve librettosu Masinne’e aitti. Gürcan Kubilay, eserin özgün tasarımından esinlenerek, dekor ve oryantal kostümleri hazırlamıştı. Kostüm tasarımından Tülay Şimşek, ışıktan Fuat Gök sorumluydu. Eren Keleş (Zorba), Sultan Erol (Marina), İlhan Durgut (John), Beril Baştürk (Madam Hortance) ve Umutcan Arzuman (Manolioe) rollerini paylaşmışlardı. Zeynep Sunal Öngün festivalin sanat yönetmeniydi. Temsil sonunda alkışlar dinmek bilmedi. Kale’den ayrılıp Bodrum’a doğru yürürken izleyicilerin dilinde Zorba’nın ezgileri vardı.

ANTİK TİYATRODA DEV BİR KONSER

Bodrumdaki antik tiyatronun gizemli ortamında İtalyan şef bayan Beatrice Venezi’nin açık vuruşları ve orkestra kadar solistlerle özdeşleşmesi çok başarılıydı. Limak Filarmoni Orkestrası’nın eşliğinde, kıvancımız, dünyaca ünlü tenor Murat Karahan’ı ve soprano Kristine Opolais’i dinledik. Yapıtlar tam da bir yaz gecesinin açık hava konserine göre seçilmişti. Sahnede kalabalık bir orkestra vardı. Konsertmeister Mehmet Yasemin’di. Açık havada ses dengelerini korumak çok zordur. Çalgı gruplarının önüne koyulan mikrofonlarla sesin dağılmamasını sağlamaya çalışmışlardı.

Murat’ı yıllardır izliyor, dünyanın her köşesindeki başarısıyla övünüyorum. Klasikleşmiş opera dağarcığının yanı sıra yaratıcı programlarıyla da geniş kitleye sesleniyor. Antik tiyatroyu dolduran yüzlerce dinleyicinin durmak bilmeyen isteklerinin tümünü yanıtladı. 2016’da Arena di Verona’da ünlü rejisör Zefirelli’nin sahnelediği İl Trovatore, 2017’de Viyana Statsoper, Bolşoy, Napoli San Carlo, Los Angeles ve daha nice sahnede başrol oynamıştı. Soprano Opalais, Dvorak’ın “Rusalka” operasından seslendirdiği “Ay Şarkısı”yla çok başarılıydı. Alkışların sonu kesilmedikçe sanatçılar birçok yapıtı yinelediler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları