Genco başlı başına bir okuldu

07 Ağustos 2024 Çarşamba

Sevgili Genco gibi yıllar boyunca yeni kuşaklara mutluluk, bilgi ve coşku sunan çalışkan insanların yitip gitmesi içimizi acıtıyor. Ne çok oyunuyla yüreklerimizde yer etmişti. Her temsili sahneye hazır olana dek derin araştırmayı içerirdi. Yalnız teatral özelliği değil, müziği, edebiyatı, hatta dansı da içinde barındırırdı. Umarım yeni kuşaklarımız da onun disiplininden ve yaratıcılığından örnek alırlar. Şarkı, dans, tek kişilik oyunlarla, vurgularıyla Nâzım’ın şiirlerine boyut katan, sonradan Fazıl Say ile yarattığı o görkemli orkestra kurgusuyla yeniliklere kapılar açan Genco! Böylesi çok boyutlu ve çok donanımlı sanatçılar artık bu cihana çok sık gelmiyor. O, başlıbaşına bir okuldu. Onunla aynı sahnede rol almak genç sanatçılar için son derece öğreticiydi. İlkokulu Galatasaray Lisesi’nde yatılı olarak okumuş, orta ve liseyi Robert Kolej’de, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi  Psikoloji Bölümü’nde tamamlamıştı.

O Robert Kolej’de lise son sınıfta okurken biz Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde küçücük çocuklardık. Bazı temsilleri de gelip bizim Assembly Hall’de yaparlardı. Örneğin “Aşk Efsanesi”nde Çiğdem Selışık ve Genco ikilisine hayran kalmıştık.

BİR ASKERİN ÖYKÜSÜ

“Bir Askerin Öyküsü”nü Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konserleri içinde, şef Hakan Şensoy’un yönetimindeki İstanbul Oda Orkestrası üyelerinin eşliğiyle 23 Ekim 2013’te sahnelemiştik. O hafta aynı zamanda, kökleri Robert Kolej’e dayanan okulun 150. yıl kutlamaları yapılıyordu. Solistimiz kemancı Cihat Aşkın’dı. Anlatıcımız ise Genco Erkal. Stravinsky bu yapıtı gezgin bir tiyatro, küçük bir çalgı gurubu ve bir anlatıcı için bestelemiş. Ramuz’un metni ile ilk kez 1918’de sahnelenmiş. “Faust” temasına gönderme yapan bu masalsı anlatı pek çok alegorik öykü içerir. Genco’nun anlatıcı rolü Asker, Şeytan ve Anlatıcı olarak üç ana karakteri temsil ediyordu. Fransızca olarak kaleme alınan “Askerin Öyküsü” harika bir dil ile Cevat Çapan tarafından Türkçeleşmiştir. Müzik, Rus folkloruyla 1910’lu yılların popüler dansları olan foxtrot, caz ve tangoyu harmanlar; çalgılar keman, kontrbas, klarnet, fagot, kornet, trombon ve perküsyon yedilisinden oluşur. Konu 15 gün izni olan ve sılasına dönen bir asker ile önünde sonunda onun ruhuna sahip olacak şeytanın, hüzünlü ama aynı zamanda zekice ve alaycı öyküsüdür. Şeytanın gözü askerin elindeki kemandadır. “Ver kemanı, al kitabı” diye pazarlık etmektedir asker ile. O kitap insanlığın bütün sırlarını taşımaktadır!

HAKAN ŞENSOY ANLATIYOR

Ünlü kemancımız ve orkestra şefimiz Hakan Şensoy, Genco Erkal ile telefonda tanıştığını söylüyor. “İlk çalışmamız için Genco, ben sizin çalışma ortamınıza, nereye olsa gelirim” diyerek israr eder. Ve İTÜ’deki sınıfta buluşurlar.

“Eser çetrefil pasajlar içeriyordu. Başladıktan 6-7 saniye sonra metin giriyordu. Genco benim atak vermeme gerek duymadan esere başladı. Parçaların içindeki girişleri incelemiş, çalışmıştı. Benden hiç giriş almadan da eseri okuyup tamamladı. Orkestralı provada da bütün antreleri biliyordu. Rahatsız olduğu için genel provaya gelemedi. Doğrudan temsile başladık. Genco yine kendi yerinden kusursuz bir şekilde giriyordu. O güne dek mesleğine bu kadar önem veren, bu denli gözeten ve bu denli estetik yaklaşım gösteren başka bir sanatçıya rastlamamıştım. Şefi çok iyi takip ediyordu. Bu zor eser bittiğinde büyük bir tezahüratla karşılandı. Bütün salon ayaktaydı. Bu başlı başına bir sanat olayı idi. Sonra neredeyse bütün salon kulisi tıklım tıklım doldurdu. Ne mutlu bana ki şef olarak sahnede Genco’yu sol yanımda dinleme, izleme ve dahası insan olarak ondan örnek almak deneyimini yaşadım.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni mevsime bakarken 11 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları