Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çözüm, demokratik sivil toplumsal örgütlenmelerde...

09 Mart 2021 Salı

Çiftçi yakınıyor: “İktidarın hiçbir programı, planı yok.” Tarımı planlı bir biçimde destekleyip üretimi artıracağına gümrüksüz ithalat yapıp bizi dış pazarlar önünde, “haksız rekabetle karşı karşıya bırakıyor”. Muhalefet partileri bu uygulamaları eleştiriyorlar ama  sonuç değişmiyor... Koronavirüsten yıllar önce başlayan bir süreç bu.

Sonuç nasıl alınır: Çiftçinin örgütlenmesi ve “kolektif baskı yapacak güce ulaşması gerekiyor”. Bu bir demokratik örgütlenmedir: Başta CHP, muhalefet partilerinin sorunları sadece dile getireceğine, “çiftçiyi örgütlenip güç kazanması için bütün teşkilatları ile birlikte çalışması gerekir”. Bazı büyükşehir belediyelerimiz başlattı. Ancak makro (ulusal) düzeyde plan ve uygulama bulunmadığı için Türkiye genelinde sonuç alınamıyor. Bunu yaptırabilmek için çiftçinin örgütlenerek siyasal güç kazanması kaçınılmazdır. Örgütlenme yoksa güçlü ve etkili olamazsınız. Aksi halde tarikatların, toprak ve köy ağalarının güdümüne terk edilmiş bir tarım sektörü (ve insanı) kalır.

Aynı şey esnaf için söz konusu: Esnafın sesini duyurup sonuç alabilmesi için “örgütlenerek siyasal güç kazanması gerekir”, tek çıkış yolu budur. İktidardan “ulufe dilenerek sonuç alınamaz”. Muhalefetin şikâyetleri ve eleştirileri de yetmez.

Çiftçinin, işçinin ve memurun demokratik örgütlenmeler yolu ile gerçekten örgütlenip, sarı sendikacılıktan kurtulması gerekir. Sadece DİSK’in haklı çırpınmalarına kalmış bir sendikal düzen ile sonuç alınamaz. İşçinin yüzde kaçının gerçek sendikal haklara sahip olduğuna bakın, “işin felaketini” anlarsınız, devede kulak...

Türkiye’de askeri ve sivil darbeler, sivil toplumsal örgütlenmelerin yerine, siyasal İslamcı (ve emperyalist) işbirlikçi dinci örgütlenmelerin ortaya çıkması için yapıldı ve ülke bugünkü noktaya getirildi.

Muhalefetin “tek adam” rejimine karşı, güçlü bir parlamenter rejimi savunurken “en başta, sivil toplumsal örgütlenmelerin öne çıkarılması gerekir”. Çünkü güçlü Meclis, güçlü sivil toplumsal örgütlenmeler üzerine oturtulduğunda anlam kazanır. Aşağıdan yukarıya demokrasiyi inşa ederken bu çatının temelini sivil toplumsal örgütlenmeler oluştururlar; siyasal partiler de bu yolla güç kazanır.

Güçlü parlamento, güçlü sivil toplumsal örgütlenmeler varsa gerçekleşir.  

1961 Anayasası’nı önemli (ve ayrıcalıklı) kılan özelliği, sivil toplumsal (ve hatta toplumcu) örgütlenmeleri, demokrasinin temeline oturtmasından kaynaklanıyordu. İşte bu nedenle hem siyasal İslamcıların hem emperyalizmin, “birlikte” hücumuna uğradı: Gülen cemaati darbesi bu iki öğeyi birleştiren çatı idi. Bu nedenle “bugün” de “siyasal İslam-emperyalizm hesapları” at başı yürüyebilmektedir. Suriye’de, Irak’ta olup bitenlere bakın, hem PKK (YPG) ile savaşır görünüyoruz hem de PKK’yi (YPG) stratejik ortak olarak kabul etmiş ABD ile “biz de stratejik ortak durumundayız”! Ve Gülen, ABD’nin güvencesi altında oturuyor.

İşte bu yüzden içeride Trump mı, Biden mı diye yazı tura atıyoruz. Ve bugün Biden’dan hasretle telefon bekleyen bir yönetim ile yüz yüzeyiz.

CHP’nin Millet İttifakı’nda sonuç alabilmesi için her şeyden önce çiftçiden esnafa, işçiden memura örgütlenme meselesini “en öne” çıkarması gerekir. Bu, belki de parti içinde “bile”, bir zihniyet değişimini gerektiriyor. Çiftçiyi, esnafı, işçiyi, memuru inandırabilmek için en başta parti yönetim kademelerinin buna, “özümseyerek inanmaları” gerekir.

Siyasal partileri, “sivil toplumsal örgütlenmeler” çatısı üzerine oturtmak durumundayız. Bunlar yoksa demokrasi de göstermelik bir sandık demokrasisinden öteye gidemez, “tramvay” örneğinde olduğu gibi, kolayca istismar edilir hale gelir...

Kimi okurların, “Erol Hoca uçurumun kenarındayız, bunlara zaman mı var” dediğini duyar gibiyim ama ben de inandığım “doğruları”, yine de yazmak zorundayım. Aksi halde “iktidarlar”, çakma ve dinci örgütlerle iktidarlarını sürdürürler.

Sivil toplumsal örgütlenmeler temeli oluşturamazlar ise meydan dinci örgütlenmelere kalır ve ülke emperyalizmin güdümüne açık hale gelir... FETÖ olayları bize, bir Oliver Stone filmi gibi açık ve net olarak bunları göstermiyor mu...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları