Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Akdeniz'deki Krizin Altındakiler

26 Eylül 2011 Pazartesi
\n

\n

Akdenizdeki doğalgaz arama krizi yıllar öncesinden geliyorum dedi. Rumlar Mısır, Lübnan ve İsrail ile ortak girişimleri, yaptıkları ikili anlaşmalarla 2003ten beri yürütüyorlardı.\n

\n

2004’te Kıbrıs Cumhuriyeti olarak adanın tümünü temsilen ABye katılan Rumlar Brükseli arkalarına aldılar ve Ankara-Brüksel görüşmelerinde patron olarak Türkiyenin karşısına oturdular.\n

\n

Deniz dibi aramalarda ABD şirketleri ile anlaşmalar yaparak Washingtonı da arkalarına aldılar.\n

\n

Kıbrıs adasının çevresi ve Doğu Akdenizde Ankaranın karşısında AB, ABD, İsrail ve bazı Arap ülkeleri bulunmaktadır; buna karşılık, “yanında hiç kimse yoktur”.\n

\n

İsrail ile yaratılan kriz bölgede, İsrail, Rum ve Yunanistan işbirliğini Türkiyeye karşı güçlendirdi. ABDde yaklaşan başkanlık seçimleri Obamanın İsrail, Yunan ve Rum lobilerine gereksinimini iyice arttırıyor. Dolayısıyla Ankara hükümeti bu bölgede yalnız kalmıştır.\n

\n

Suriyedeki iç kavga sadece İrana karşı ve Sünni iktidarı getirmek için değildir”; Kuzey Irak Kürdistanı’nın Akdenize, Suriye üzerinden bağlanmasını sağlamak içindir. Ankara bu kavgada mutlak bir taraf olmuştur.\n

\n

Dolayısıyla Ankara Doğu Akdenizde, yeni rakiplerle de karşı karşıya kalacaktır. Erbilin Akdenize bağlanması bugün mevcut olmayan farklı sorunları devreye sokacaktır. Barzani 23 Ekim 2011de baklayı ağzından çıkardı: “Nihai hedef, birleşik Kürdistandedi.\n

\n

Yukarıdaki gelişmelere füze kalkanı (radar ağı) meselesini eklediğimiz zaman Türkiye, İran (ve Şii dünyası) ile de Ortadoğuda karşı karşıya gelmiş olmaktadır.\n

\n

AB süreci ve Kıbrıs\n

\n

Türkiyenin halen Brüksel ile yürütmekte olduğu süreç hiçbir aday ülkenin müzakere sürecine benzememektedir.Türkiye AB ile ilişkilerinde, fiilen ve hukukenözel bir statü içine sokulmuştur”.\n

\n

Anlaşmalar yapılırken, Ankaraya karşıKıbrıs koşulu sürekli monte edilmiştir.6 Mart 1995teki tek yanlı Gümrük Birliği anlaşmasından 10 gün önce AB Konsey Başkanlığı, “Biz Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak almak üzere derhal görüşmelere başlıyoruzaçıklamasını yaparak Ankaraya politikasını bildirmiştir.\n

\n

Dediğini yapmış ve 2004 yılında Rumları, adanın bütününü temsilen, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ABye almıştır.\n

\n

ABye derinleşerek ve tek yanlı bağlanmakta olan Türkiye, “bütün kozlar Rumlara verilerek onların karşısına oturtuldu”.\n

\n

Rumlar 2004ten itibaren Ankara-Brüksel ilişkilerinde,Türkiyeye istediklerini yaptıracak, görüşmeleri kesecek, her türlü şantajı hukuken işletebilecekbir konuma geldiler ve işlerini çok başarılı bir biçimde sürdürüyorlar.\n

\n

Ankara Rumların ada çevresindeki faaliyetlerine siyasi veya askeri bir zarar verdiği takdirde Brüksel-Ankara ilişkilerini istedikleri gibi sabote edebilirler; mevcut ticari ilişkileri Türkiye aleyhine değiştirebilecek mekanizmaları kullanabilirler, bütün kozlar ellerinde bulunuyor.\n

\n

AB içinde Fransa başta olmak üzere, Rumların bu tür girişimlerine gönüllü destek verecek ülke sayısı sanıldığından çok daha fazladır.\n

\n

Bu gerçekler göz önüne alındığında Ankara hükümetinin Rum girişimlerine karşı önleyici ve caydırıcı siyasi ve askeri önlemler alması sadece bir koşulda söz konusudur; Ankara, Brüksel ile süreci (ve ilişkileri) gözden çıkarmalıdır.\n

\n

Bu ise fiilen imkânsızdır; kurulu düzenin altüst edilmesi sonucunu doğurur. Bunu ne hükümet, ne iş çevreleri ve ne de diğer etkili çevreler ister. En başta, hükümet bunu göze alamaz; arkasındaki AB desteğinin kaybolması anlamına gelir.\n

\n

ABDye verilen radar rüşveti bütün bu olumsuzlukları karşılayacak düzeyde değildir. Ayrıca AB ve İsrail faktörleri ABDnin jestlerini engeller. Tayyip Erdoğanın 22 Eylül 2011de BMde yaptığı zehir zemberek konuşma, Ankaranın çıtayı yükselttiğinin sinyallerini veriyor.\n

\n

Akdeniz, doğusuyla ve batısıyla yeniden biçimlendirilmektedir. Fastan Körfeze kadar geniş bir alanın, yeni aktörlerle sisteme entegrasyonu operasyonu yürütülmektedir. İşin patronları ABD ve ABdir.\n

\n

Türkiye şimdilik yardımcı aktörlerden birisi durumunda bulunuyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları