Nostalji, Melankoli, Paranoya

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Yıllardır AKP’ye destek veren, liberallerde ve kimi “işbirlikçi sol”da, hatta AKP’nin kimi kendi yazarlarında, bir süredir nostaljiyle melankoli el eleydi. Mısır’da askeri darbe bir de paranoya ekledi bunlara. Şu iki saptama bu ruh halini çok iyi yansıtıyor: “Başlangıçta, demokratikleşme... ama sonra”, “Artık yalnız ve yorgun” veya “güçlenmemizi istemiyorlar.” “Eğer Olimpiyatları alamazsak... Geziciler.”
Nostalji, Yunanca nostos ve algos (eve dönüş - kederli) sözcüklerinden oluşuyor, 17. yüzyıldan (kapitalizm ve yeni insanı doğarken) bu yana da özlenen bir geçmişe, “yurduna” dönememekten kaynaklanan kederli duruma işaret ediyor.
AKP’de, Türkiye’deki siyasal İslam çevrelerinde bu nostalji iki düzeyde yaşanıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun egemen sınıfının bir parçası Müslüman entelijansiyanın (ulema, şeyh, hacı hoca...) Cumhuriyetle birlikte iktidardan dışlanmasından bu yana, Cumhuriyet
“Olayı”nın izlerini silmek, öncesine dönmek arzusuyla ilgili. Anayasa referandumu, Cumhuriyet “Olayı”nın öznesi olarak görülen Kemalist entelijansiyayı imha etme operasyonları, yeni anayasa, başkanlık sistemi projesi Cumhuriyet öncesine, “yurda” dönme çabalarıyla ilgili.
Bu
“yurda” dönme arzusu, yalnızca Müslüman entelijansiyanın egemenliğini değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’daki hâkimiyetini de restore etmeyi içeriyordu. Ancak bu nostos, başarılı olamadı, Suriye politikasının iflası, “Gezi olayı” ve Mısır’da Müslüman Kardeşler fiyaskosu, ABD, Suudi Arabistan, Körfez emirliklerinin Mısır’daki askeri müdahaleyi onaylaması bu “dönüşün” olanaksızlığını ortaya çıkardı.
Nostaljinin ikinci düzeyi de AKP hükümetinin içerde
rızaya dayanarak, dışarda uluslararası onayla yönettiği, siyasal İslamın hegemonyasının sarsılmaz gibi göründüğü ilk dönemiyle ilgili. AKP’nin Ergenekon, Balyoz davaları başlarken zirve yapan “rıza ile yönetme” dönemine geri dönüşün, 1 Mayıs’taki polis baskısından, ülke çapında muhalefet dalgasını, forumları tetikleyen “Gezi Olayı”ndan, Kürt siyasi hareketinin AKP’ye güvenini kaybetmesinden sonra artık gerçekleşmesinin olanaksızlığı ortada.
AKP ve liberal entelijansiya birlikte işte bu iki geri dönüşün olanaksızlığını kavramanın kederini
(nostos algos) yaşıyorlar.

\n

Melankolik zamanlar

\n

Bu nostalji bir melankoli duygusuyla birlikte yaşanıyor. “Yalnızlaştık, artık geri dönemeyeceğiz” algısı, bir çaresizliği yansıtan “güçlenmemizi engelliyorlar” yakınmasını beraberinde getiriyor.
Nostaljinin yanına
melankoli eklemek ilk bakışta bir paradoks olarak görülebilir. Nostaljinin arzu nesnesi, nostalji yaşayan tarafından tanımlanabilir bir “şey”dir. Halbuki melankolik, benliğine ilişkin çok önemli bir şeyi kaybetmiş olmanın kederini yaşarken bu “şeyi” tanımlayamaz (Freud, Agamben). Çünkü bu kaybettiğini sandığı “şey”e aslında hiç sahip olmamıştır, bu arzu nesnesi aslında yoktur. Daha baştan sahip olmadığı, hatta var olmayan bir şeyi kaybetmiş olmanın paradoksuyla, melankoliye kapılanın kederi gittikçe koyulaşır.
Bugünün Türkiye’sinde nostaljiyle melankoliyi birbirine bağlayan bağ işte bu
“yokluk” durumudur. Birincisi arzulanan Cumhuriyet öncesi dönem, bu arzuda tanımlandığı haliyle yoktur. Osmanlı mülkü bir enkazdı, yönetici sınıfı çürümüştü, varlığı Ortadoğu halklarının nefret nesnesiydi, emperyalizmin kurtlar sofrasında yemekti. Burada geri dönülecek bir “yurt” yoktur.
Dahası, AKP’nin I. döneminde elde ettiği
“rıza” birçok anlamda kendi başarısı değildir. Bu, AKP’nin kuruluş süreciyle başlamak üzere, Amerika ve Avrupa’nın, ülke içinde liberallerin, katkılarıyla marjinal de olsa “işbirlikçi sol”un çabalarıyla üretilerek AKP’nin üzerine takılmış, uluslararası mali koşulların desteklemiş olduğu bir rızadır. “Uluslararası” topluluk AKP’den umduğunu bulamayınca, liberallerin desteği kaybolunca, uluslararası mali koşullar değişince, AKP bu rızayı hızla kaybetmeye başladı. “Rıza” zayıflamaya başladığında, AKP yönetimi, hegemonyasını korumak için zora başvurunca “Gezi olayı” patlak verdi. Bu “Olay” AKP’nin anti demokratik, totaliter, anakronistik projesini, “hakikatini” gözler önüne serdi.
AKP’nin ve liberallerin Cumhuriyet öncesine dönme arzusu gerçekleşecek bir şey değildir:
Nostalji. Geri dönünce bulunacak “şey” arzu nesnesi de aslında yoktu: Melankoli...
Ama AKP’de egemen olan
kederin, korkunun gerçek bir nedeni de var: Bourbon alla Turca”, geri dönülmez bir sürece girmiştir. Mısır ve Mursi konusunda tüm dünyanın “şaşkınlıkla” izlediği histeri nöbetleri de bu durumun bir semptomudur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Koşullar uygun değil! 27 Mayıs 2024
Çürüme ve çözülme 23 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları