Karakter Aşınması

10 Nisan 2023 Pazartesi

Richard Sennett tarafından yazılmış başucu kitaplarımdan.

Küresel kapitalizmin “insan karakteri”ni nasıl bozduğunu anlatıyor.

Rekabete dayalı tüketim yarışını,

Paylaşma yerine bencil çıkarcılığı,

Kullan-at davranışının nasıl yerleştiğini,

Fırsatçılığın nasıl yaygınlaştığını,

Bunların güven duygusunu nasıl yok ettiğini,

Anlatıyor Prof. Dr. Sennett.

New York Üniversitesi sosyoloji profesörü.

Günümüz insanının “kendisini tanıması” için okuması zorunlu bir yapıt.

GÜNÜMÜZ TÜRKİYE’SİNDE

Günümüz Türkiye’sinde, siyaset yoluyla iktidar gücünü elde etme yarışının “karakter aşınması”nı nasıl yarattığını da düşündürüyor.

Siyaset yoluyla iktidar gücünü elde etme yarışı.

Yıpranmış siyasal iktidar ele geçirip tepe tepe kullandığı gücü kaybetmemek için her çareye başvuruyor.

Pazarda kilosu 30 liraya çıkan soğanı unutturmak için inanç temalarını sömürerek kullanıyor.

Batık ekonomiyi “şahlanma” palavrasıyla yutturmaya çalışıyor.

Deprem felaketindeki suçluluğu örtmeye girişen iktidar nasıl da alelacele konutlar yapmaya sıvanıyor. 

Bu büyük felaketteki hiçbir sorumluluğu üstlenmemek nasıl bir “karakter aşınması”?

Muhalefeti “milletvekili pazarlığı” ile suçlayan iktidar, iş DSP’nin desteğini almaya gelince milletvekili pazarlığı yapmakta hiç sakınca görmüyor. 

DSP yöneticisi de milletvekili pazarlığı ile muhalefeti desteklemekten vazgeçip AKP+ MHP ortaklığına katılıyor.

Bülent Ecevit’in kemikleri sızlıyor mudur?

“Karakter aşınması” mı, “karakterin yok olması” mı?

Cumhur İttifakı’na katılan HÜDA PAR’ın programında yer alan maddeleri içine sindirip sessiz kalan MHP başkanı Devlet Bahçeli topluma nasıl bir örnek oluyor?

“Siyasal karakter” nasıl bir şey olmalı?

Muharrem İnce eski bir Cumhuriyet Halk Partili.

Başkanlık yarışına girmiş, kaybetmiş.

Cumhurbaşkanı adayı olmuş kaybetmiş.

Şimdi bu kayıplardan sorumlu tuttuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan intikam almaya çalışıyor.

Kurduğu Memleket Partisi’ni de kendi cumhurbaşkanı adaylığı için sahneye sürüyor.

Kazanma şansı var mı? Yok. Olmadığını biliyor.

Amacı ne? Amacı Kemal Kılıçdaroğlu’na kaybettirmek.

O zaman Recep Tayyip Erdoğan yeniden kazanacak mı?

Muharrem İnce bunu hatırlatan kişiye “Benim meselem değil” diyor. 

Bu tutum, bu davranış size nasıl bir karakter düşündürüyor?

Karşınıza yeni bir “Erdoğan karakteri” çıkmıyor mu?

Kinci, intikamcı, kural tanımayan, kendi egosundan başka bir şeyi görmeyen, tehdit edici, enerjisini öfkesinden alan bir karakter.

Böyle bir karakterin sizi yönetmesini ister misiniz?

Böyle bir karakterin bütün güçleri kendisinde toplayarak size hükmetmesini ister misiniz?

Bu seçimde karar vereceğiniz şey de budur.

SİSTEM BU OLDUKÇA!

Elbette sizin uygarlıktan anladığınız bu değil.

Elbette, uygar dünyanın yüzyıllar boyunca mücadele ederek kazandığı “laik uygarlık” bu sistemle ulaşacağınız yer değil.

Yönetimden eğitime, ekonomiden dış siyasete kadar sizin istediğiniz “laik uygar toplum” bu sistemle ulaşacağınız bir hedef olamıyor.

İstediğiniz “laik uygar toplum”; özgür düşünen, özgür iradesiyle karar verebilen bireyler istiyor.

İstediğiniz toplum; eleştirel düşünce için eğitilmiş, dünya kültürünü sindirmiş, paylaşmayı bilen bireylerin oluşturduğu, doğru hedefler için örgütlenmiş bir toplum istiyor.

Eğer, bireyleriniz bu gelişim düzeyine erişmemişse, eğer toplumunuz paylaşımcı bir örgütlenmeye ulaşamamışsa sizin istediğiniz uygarlığı yaşama olanağınız olamaz.

Bu durumda sizin varacağınız yer; bu din pazarcılarının elinden kurtulup, yolsuzlukların, çalıp çırpmaların utancından kurtulup “dürüst, toplumdan yana, denetlenebilir bir yönetime kavuşmak” olacaktır.

Bu noktaya ulaşmak bile bu koşullarda büyük bir başarı sayılmalıdır.

Bugün seçime giren muhalefet böyle bir hedefi vaat ediyor.

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, böyle bir hedef için verdiği sözleri tutacak bir karaktere, bir kişiliğe sahip görünüyor.

Elbette, yeni bir iktidarda da eleştirilerimiz olacaktır.

Yetersiz bulduğumuz her yerde neleri istediğimiz, neden istediğimiz açıkça dile getirilecektir.

Elbette, her şeyin denetime açık olmasını, şeffaf bir yönetim isteğimizi belirteceğiz.

Özgür bir toplum, yetkin bir birey isteyeceğiz.

Yolumuz açık olsun...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları