Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Siyasi hedef?

11 Ekim 2019 Cuma

Her savaş, ister saldırı isterse savunma için olsun, aslında bir siyasal hedefe ulaşmak için yapılır:
Hedef ne kadar gerçekçiyse ve ne kadar kısa sürede gerçekleştirilebilirse bedel de o kadar düşük olur.
Unutmayalım, savaşın bedeli, doğrudan doğruya evlatlarımızın canlarıyla ödenmektedir!

***

Türkiye’nin son harekât ile tırmandırdığı bu savaşın siyasal hedefi nedir?
1) Savaş ABD’nin öncülüğünde başlatıldığında hedef Esad’ın iktidardan düşürülmesi ve Şam’a gitmek olarak ilan edilmişti. (“En kısa zamanda Emevi Camii’nde namaz kılmak” söylemi.)
2) Kısa bir süre sonra ABD’nin ve müttefiklerinin siyasal hedeflerine Suriye’de ulaşmasının Irak’taki kadar kolay olmadığı anlaşıldı; böylece bu hedef gündemden düştü; yeni hedef IŞİD ile mücadele ve onu yok etmek olarak belirlendi.
3) Bu sırada Türkiye’nin sınır güvenliği tehlikeye girmişti; Türkiye bir yandan ABD’nin kendisi için belirlediği bu hedef değişikliğine ayak uydurmaya çalışırken, öte yandan sınır güvenliğinin sağlanmasını yeni hedefi olarak belirledi.
4) “Ilımlı (Amerikancı) siyasal İslam” yaratma projesinin gerek Libya’daki, gerekse Mısır’daki başarısızlıklarından ve “Arap Baharı”nın “Arap Trajedisi”ne dönüşmesinden sonra, Rusya ve İran’ın da devreye girmesiyle artık kesinleşen Suriye’deki yenilgisi ABD’yi, Trump’ın seçilmesinden sonra, Suriye’den tümüyle çekilme kararına götürdü.
Böylece ABD, sonradan belirlediği “IŞİD’i yok etme” hedefinin (ister inanın, ister inanmayın) gerçekleştiğini öne sürdü ve askerlerini çekmeye başladı.
5) Savaşın Türkiye tarafından tırmandırılması, doğrudan doğruya ABD’nin bu kararına bağlı:
ABD, Suriye’den çekilerek, bir yandan IŞİD’i besleyen, öte yandan milyonlarca Suriyeli mülteciyi dünyanın, özellikle de Türkiye’nin gündemine oturtan “Suriye sorununu” Türkiye’ye ihale etmiş görünüyor.

***

“Suriye savaşının siyasal hedefi nedir” sorusu tam bu noktada büyük önem kazanıyor:
1) Türkiye, Esad’ı devirme hedefini, savaşı başlatan ABD hem bu hedeften vazgeçtiği, hem de bölgeyi terk ettiği halde, hâlâ sürdürmekte midir?
2) Dünyanın ve Türkiye’nin başına bela olan IŞİD militanları için nasıl bir çözüm düşünülmektedir?
3) “Güvenli bölge” denilen “koridor” veya “cep” teröristlerden temizlendikten sonra, Türkiye buraların güvenliğini nasıl sağlayacaktır? Bu güvenlik sorununu çözecek siyasal hedef belirlenmeden ve bu hedef gerçekleştirilmeden savaş sona erdirilebilir mi?

***

Şimdi asıl yanıtlanması gereken soru şu:
Türkiye savaşın başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu belirtmektedir.
Hem sınır güvenliğinin sağlanması hem de “güvenli bölgenin” teröristlerden temizlenmesi ve bu sonuçların kalıcı hale getirilmesi, “toprak bütünlüğü korunan” Suriye’de, mevcut devletle yani Esad ile anlaşmadan sağlanabilir mi?
Gerçekten çözümden yana olanlar, CHP’nin Suriye toplantısının sonuç bildirisine ve Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine baksınlar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları