Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kubilay/Menemen Olayı (2)

10 Mart 2024 Pazar

Şeriatçı ayaklanmanın, Cuma günü Wikipedia’dan aktarmaya başladığım dehşet verici öyküsüne, bugün devam ediyorum.

Şeriat isteyen isyancıların arasına tek başına giren Kubilay’a ateş edilerek yaralandığını gören askerler buna ateşle karşılık verirler.

Ancak eğitim görevine gitmek üzere hazırlanan Alay’dan yollanan askerlerin tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra mermileri vardır.

Derviş Mehmet bunun üzerine, “Bakın bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kutsal bir vazifesi olduğuna ikna etmeye çalışır.

Kubilay yaralı halde uzaklaşarak cami avlusuna sığınır ancak Derviş Mehmet ve arkadaşları peşinden gelirler.

Derviş Mehmet, çantasından testere ağızlı bağ bıçağını çıkarır ve Kubilay’ın başını bedeninden ayırır.

Bir görgü tanığının ifadesine göre Derviş Mehmet, Kubilay’ın başını kestikten sonra akan kanını avuçlarıyla içmiştir.

İsyancılar Kubilay’ın başını yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalışırlar ancak başaramazlar; kesik başı bayrağın sopasına iple bağlarlar.

Mahalle bekçisi Hasan, olayı fark edince evine koşarak tabancasını alıp yüksek bir noktaya çıkar ve saldırganlara ateş ederek ikisini yaralar, ancak kendisi de bu çatışmada şehit olur.

Aynı çatışmada, bekçi Şevki de saldırganlar tarafından şehit edilir.

Olay yerine gelen takviye birliklerin “Teslim ol!” çağrısına uymayan eylemciler ile askerler arasında çatışma çıkar.

Çatışma sırasında Şamdan Mehmet, Derviş Mehmet ve Sütçü Mehmet ölür.

Kaçmaya çalışan dördüncü Mehmet ise yandaşlarıyla birlikte tutuklanır.

Eylemcilerden Nalıncı Hasan ve Ali Oğlu Küçük Hasan kargaşadan yararlanıp kaçarlar.

Yaralı ele geçirilen Mehmet Emin daha sonradan sorgulanınca kaçan iki kişinin kimliği tespit edilir.

Kaçan bu iki eylemci daha sonra Manisa’nın Ahiler köyünde yakalanarak Menemen’e getirilir.

Dört gün sonra, 27 Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün başkanlığında bu konu ile ilgili bir toplantı yapılır.

Atatürk 28 Aralık 1930’da orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkâr bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu belirtir.

31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilir ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanıharp kurulur.

Olaya katılan 105 sanık, Anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak ve azmettirme ve Derviş Mehmet’in mehdilik iddiasıyla harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında hükümete haber vermeme veya tarikat ayini icra ettikleri suçlamalarıyla Divanıharp’te yargılanmaya başlanır.

29 Ocak’ta mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile birlikte 37) kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 sanığın çeşitli hapis süreleriyle cezalandırılmalarına karar verir.

Karar Meclis’in onayına sunulur.

İdam hükümlülerinin altısı küçük yaşta olduğundan cezaları ağır hapse çevrilir.

Diğer 28 idam mahkûmu, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edilir.

TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın da cezasını iki yıl hapse çevirir.

Bazıları Kubilay’ın başının kesildiği yerde asılır.

Mahkûmlardan biri idam sehpasının önünden kaçar ama iki hafta sonra yakalanır ve ertesi gün idam edilir.

26 Aralık 1934 tarihinde Menemen’de Kubilay ve iki bekçi için bir anıt dikilir.

Anıtın üzerinde şöyle yazar:

“İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları